İstanbul Barosu Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, kendisi ve 10 yönetim kurulu üyesi hakkında "basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak" ve "basın yoluyla halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" iddialarıyla 3 yıldan 12 yıla kadar hapis istemiyle ''fezleke hazırlandığı'' yönündeki haberlerin asılsız olduğunu ifade etti.
Kaboğlu, açıklamasında şunları belirtti:
"20 Ekim 2024 günü İstanbul Barosu yeni yönetimini belirledi ve hukuk ortak paydasında buluşarak hukuku etkili kılma hedefinde çalışmalara başladık. Ne var ki 22 Aralık günü hakkımızda bir cezai soruşturma açıldığı haberini aldık. O günden sonra biz gerekenleri yaptık. Hukuken ve anayasal olarak haklılığımızı ortaya koyduk. Buna karşın 14 Ocak günü bir davaname hazırlandığını öğrenince görevden alınmamız için bu habere karşı 20 Ekim'de bizim yarıştığımız bütün gruplar bir araya geldi ve olağanüstü genel kurul düzenleme kararı alındı."
"Yarın Haliç Kongre Merkezi'nde olağanüstü genel kurulumuzu yaparak hukuk yoluyla demokrasinin ne olduğunu hukuk tanımaz çevrelere haykırarak duyuracağız" diyen Kaboğlu, "Ama ne var ki bu toplantıya bir gün kala yeni bir 'fezleke düzenlendiği' haberi yayıldı medyaya. Böyle bir haber asılsızdır. Genel Kurula katılımı engellemeye yönelik bir haberdir ve bu habere karşı, bu resmi dezenformasyona karşı gerekli yasal başvurularda bulunacağımı beyan ediyorum ve bütün meslektaşları yarın hukuk yoluyla demokrasi adına Haliç Kongre Merkezi'ne çağırıyorum" dedi.
NE OLDU?
İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile beraberindeki 10 yönetim kurulu üyesi hakkında yürütülen soruşturma kapsamında, “Basın Yoluyla Terör Örgütü Propagandası Yapmak” ve “Basın Yoluyla Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yaymak” suçlarından 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası istemiyle fezleke hazırlandığı öne sürüldü.
İstanbul Barosu, gazeteci olduğunu savunduğu Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in Suriye’de güvenlik güçlerince öldürülmesine ilişkin 21 Aralık 2024'te baronun resmi X hesabından "Uluslararası İnsancıl Hukuk Uygulansın" başlıklı bir açıklama yayınlandı. Bu paylaşımın ardından, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “Silahlı terör örgütü üyeliği” suçundan haklarında açılan soruşturmalara atıf yaparak öldürülen şahısların gazeteci değil, güvenlik güçleriyle çatışmaya giren terör örgütü üyeleri olduğunu kaydetti. Ardından İstanbul Barosu’na terör soruşturması başlatıldı.
Habertürk'ten Ceylan Sever'in haberine göre, avukatlık Kanunu gereğince İstanbul Barosu Başkanı Kaboğlu ve 10 üyesi hakkında hakkında Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni alan savcılık daha sonra baro yönetim kurulunun “şüpheli” sıfatıyla ifadelerini aldı. Akabinde soruşturmasını tamamlayan savcılık fezleke hazırladı.
"ÖRGÜT ÜYELİĞİNE ÖZENDİRDİLER"
Fezlekede, şüphelilerin, yayınlanan basın açıklaması ile terör örgütü mensupları Nazım Daştan ve Cihan Bilgin’i gazeteci olarak tanıtıp, güvenlik güçlerini terörle mücadele kapsamında etkisiz hale getirdikleri ileri sürüldü. Ayrıca terör örgütü mensuplarına yönelik güvenlik güçlerinin faaliyetini savaş suçu kapsamında ifade ettikleri kaydedildi. Soruşturmaya konu basın açıklamasının terör örgütünün nihai amacı olan bölücülük faaliyetini meşru gösterme ve yayma amacı taşıdığı iddia edilen fezlekede, öldürülen terör örgütü mensuplarından çatışma bölgesinde hedef alınan gazeteci olarak bahsedilmesinin örgüt üyeliğini özendirici mahiyette olduğu belirtildi. Yapılan açıklamayla İstanbul Barosu’nun terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterdiği veya bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propaganda yaptığı ifade edildi.
"KAMU BARIŞINI BOZMAYA ELVERİŞLİ"
Fezlekede, şüphelilerin açıklamalarında kullandıkları ifadelerle ülkenin iç ve dış güvenliği ve kamu düzeni ile ilgili gerçeğe aykırı bilgilerle halkı yanıltarak algı oluşturmaya çalıştığı ileri sürüldü. Ayrıca, devletin kurum ve organlarına duyulan güveni olumsuz etkilemeye çalışarak, halk arasında endişe, korku veya panik yaratma saikiyle hareket ettikleri iddia edildi. Paylaşım içerikleri ve paylaşımların sosyal medyada görüntülenme sayıları dikkate alındığında eylemin kamu barışını bozmaya elverişli olduğu kaydedildi. Tüm bu gerekçelerle fezlekede İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Özden Kaboğlu ve 10 yönetim kurulu üyesi hakkında “Basın Yoluyla Terör Örgütü Propagandası Yapmak” ve “Basın Yoluyla Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yaymak” suçlarından 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı “kavuşturma izni” talebiyle hazırladığı fezlekeyi Avukatlık Kanun’u kapsamında en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.