Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Fidan, ABD'nin İran destekli gruplara düzenlediği saldırılara yönelik soruya ilişkin, ABD'nin "ateşle oynadığını" vurgulayarak, "Ateşle oynadığınız zaman o ateş her an yangına dönüşebilir. Kontrol altına alınamayabilir. Burada bir riskle karşı karşıyayız. Bu kontrol altına alınamamazlık meselesi bir tehdit olarak karşımızda duruyor." ifadelerini kullandı.
Türkiye olarak bölgesel ortaklarla ve ABD ile sürekli görüşüldüğünü dile getiren Fidan, "Bölgesel yayılmadan kaçınmak lazım. Durum iyi değil. Daha büyük bir yayılmayla karşı karşıya kalabiliriz." şeklinde konuştu.
"İSRAİL GÜVENLİK PEŞİNDE DEĞİL"
Fidan, dünya kamuoyunda İsrail'in güvenliği konusunun sürekli gündeme getirildiğinin altını çizdi.
İsrail'in, dünya kamuoyuna yalan söylemekten vazgeçtiği zaman kendini güvende hissedeceğini belirten Fidan, "İsrail güvenlik peşinde değil. İsrail daha fazla toprak peşinde. Filistinlilere kendi devletini verdiği gün zaten İsrail güvende olacak." dedi.
Fidan, bölge ülkeleri olarak sorumluk almaya hazır olduklarını defaatle ilettiklerini anımsatarak, "İki devletli çözümü gündeme getirirken bu sefer farklı olarak, metodolojik olarak da garantörlük mekanizmasını öne sürmemizin arkasında bu yatıyordu." diye konuştu.
ABD İLE F-35 KRİZİ
ABD ile yaşanan F-16 ve F-35 diplomasisi hakkında da konuşan Fidan şu ifadeleri kullandı:
* Biliyorsunuz F-35 ile ilgili problem ve bizim programdan çıkarılmamız. Bizim kendi hava savunma yeteneklerimizi geliştirme arayışımızın ve politikalarımızın bir yansıması olarak karşımıza çıktı.
* NATO ortaklarımızdan biz bu konuda beklediğimiz desteği göremediğimiz zaman hava savunma sistemleriyle ilgili Rusya'yla yaptığımız bir s-400 anlaşmamız var. Bu anlaşmayı bahane göstererek Amerikalılar kendi yasal çerçevelerinde bir tavır ortaya koydular.
* Tabi burada F-35'in biz sadece müşterisi değil, aynı zamanda üretici ortaklarından biriydik. Türkiye'nin maddi kaybının yanı sıra ortaya koyduğu kapasiteyle bir zararı söz konusu. Şimdi bunu elimine etmek için çalışmalarımız devam ediyor. Özelikle maddi zararın tazmini açısından... İlgili makamlarımızın ciddi yoğun çalışmaları var.
* F-35'in Yunanistan'a verilmesi meselesi; Yunanistan da biliyorsunuz özellikle NATO üyesi olduğu için ABD'nin ürettikten sonra bir grup dağıtacağı ülkeler listesindeydi. Burada 2030'dan sonra bazı konuların F-35'lerin teslimi öngörülüyor. O zaman kadar ne olur? Dengeler nasıl değişir? Tabi bunu takip etmek lazım ama.
"BİZİ BAŞKA ARAYIŞLARA İTTİ"
* Bizim baktığımız mesele; özellikle hava savunma sistemlerinde ve hava taarruz sistemlerinde özellikle savaş uçağı merkezli. Bu konudaki kabiliyetlerimizi geliştirmek. Burada şu anda Hisar sınıfı bizim geliştirdiğimiz hava savunma sistemleri özellikle yerden olan hava savunma sistemleri fevkalade önemli.
* Çünkü biz ağırlıklı olarak hava savunma sistemlerimizi ağırlıklı olarak F-16 'lar üzerinden şu ana kadar götürüyorduk. Yani bir hava saldırısına karşı vereceğimiz cevap olarak, ancak füze teknolojilerinin yayılmasıyla, uçak çeşitliliği, otonom SİHA'ların İHA'ların devreye girmesiyle aslında yerden hava savunmasının önemi daha da artmış durumda.
* Burada tabi bizim Batı'dan almak istediğimiz sistemlerinin verilmemesi, bunun pazarlığının yapılmaması, yani Türkiye'nin bu noktada kabiliyet kazanması gereken bir ülke olarak görülmemesi bizi başka arayışlara itti haliyle.