Göztepe - Fenerbahçe olaylarının fitili böyle ateşlendi... Fenerbahçe taraftarına cop, biber gazı, kalkan, psikoloji şiddet!

Göztepe maçının ikinci yarısının başında sahaya inerek Fenerbahçe tribününe giden Ali Koç’a tribünlerden madde atıldı. Göztepe Spor yöneticisi Fatih Özkan tarafından arkadan itilen Koç yere kapaklandı. İşte olayların fitilini ateşleyen gelişmeler zinciri...

Google Haberlere Abone ol
Göztepe - Fenerbahçe olaylarının fitili böyle ateşlendi... Fenerbahçe taraftarına cop, biber gazı, kalkan, psikoloji şiddet!

Göztepe-Fenerbahçe maçının ikinci yarısı başladıktan sonra oyun durduğu sırada Fenerbahçe Başkanı Ali Koç saha kenarına geldi. Stadyuma giremeyen Fenerbahçeli taraftarlar için deplasman tribününe destek vermeye gitmek isteyen Koç’a Göztepe taraftarı tepki gösterdi.

Ali Koç ve ekibi saha kenarında polisler eşliğinde ilerlediği sırada kargaşa çıktı. Bu sırada Ali Koç Göztepe'nin taraftarlardan sorumlu yöneticisi Fatih Özkan tarafından itilerek yere düşürüldü.

Türkiye saatlerdir bu görüntüleri ve yaşananları konuşuyor.

Bir Fenerbahçe taraftarı maç günü yaşananları başından sonuna sosyal medya hesabından anlattı.

İşte o paylaşımlar:

Her zaman olduğu gibi, takımı desteklemek için, Ayvalık’tan İzmir’e doğeu yola çıktım bugün. Saat 14.30 civarıydı. 16.30 gibi Kordon’da oldum, birkaç arkadaşımı görüp; emniyetin / valiliğin “toplanma noktadı” olarak belirlediği Buca’ya doğru yola çıktım.

Buca’ya, Gölet Restoran’a vardığımda her şey normaldi. Yine tribünden birkaç arkadaşla sohbet edip, ayaküstü karnımızı doyurmaya çalıştık. Ardından bizi stada götürmekle görevli emniyet mensupları; artık araçlara geçmemiz gerektiğini söylediler. Yanılmıyorsam saat 19.35’ti.

Araçlara doğru yürürken; önce Passo kontrolünden, hemen ardından jandarma tarafından yapılan kimlik numarası sorgulamasından, onun ardından spor şube tarafından yapılan üst aramasından geçtik. Henüz Buca’dayız, hatırlatayım. Daha sonra otobüslere bindirildik.

Otobüslerde yaklaşık, otuz beş dakika hareketsiz bekletildikten sonra, otobüsten inmemiz gerektiği söylendi. İndik ve çevik kuvvetin, teker teker arama yapacağını ve daha sonra otobüslere bineceğimizi öğrendik.

Tam bu esnada, çevik kuvvet, otobüslerin dışında bulunan taraftar kalablığını ittirmeye / tartaklamaya ve biber gazı sıkmaya başladı. Tekrar edeyim daha Buca’dayız. Neyse sonra bir şekilde, tekrar, otobüslere alındık.

Otobüslerin içinde, takriben otuz beş / kırk dakika bekletildikten sonra, polis kortejiyle, stada doğru yola çıktık. E haliyle saat 20.40 sularına geldi, maç 21.45’te.

Stad ile Buca “toplanma noktası” arası otuz dakika. Biz satada yaklaşık on dakika mesefadeyken, otobüslerimiz tekrar durduruldu ve otobüsten indirildik. Bu noktada bir arama ya da müdahale olmadı fakat 21.30’a kadar, otobanın kenarında, tekrar bekletildik.

Derken stada vardık. Burada da otobüsün kapılanın açılmadına izin verilmedi ve çoktan başlamış olan maçı otobüsün içinde, telefon ekranlarından izlemeye başladık. Sonra “talimat gelince” otobüsün kapılarını açtılar ve bizi stadın deplasman tribünü girişine yönlendirdiler.

Asıl olay burada başladı. Kesinlikle, içeri bir kişi dahi alınmadı ve çevik kuvvet sürekli bir tartaklama ve biber gazı kullanma hevesindeydi. Bir çok kez itiş kakış oldu. Kendimizi sokaktan, turnike girişine dahi atamadık. Saat 22.00 civarı.

Daha sonra turnike alanına girdik. Yine yoğun biber gazı ge arbede eşliğinde bir yarım saat kırk beş dakika geçirdik. Kesinlikle tribüne alınmadık.

Tribüne, tek tek, almaya karar verdiklerinde saat 22.34 civarıydı, bir şekilde içeriye attık kendimizi ama stadın koridorlarında yoğun bir arbede, iyiş kakış ve biber gazı vardı yine.

Hemen tribüne çıktık, hop bir biber gazı daha. Artık neredeyse soluduğumuz soluk, nefes almamıza yetmiyordu, derken başka geldi tribüne. Sanırım yaşanan olayları birinci ağızdan dinledi ve desteğini gösterdi, sağolsun. Devre arasında maç başlamaya yakındı bu olay.

Sonrası zaten televizyondan da çok net gözüktü.

Maç bitti. Saat 23.50 civarıydı. Kulakları sağır edecek bir müzik, bilinçli ve organize bir şekilde, deplasman tribününün tam üzerindeki üç adet devasa kolondan üzerimize yaklaşık bir saat boyunva bize dinletildi.

01.45’ti stattan çıktığımızda. Tekrar otobüslere binip, Buca’ya dönmeyi bekledik. Yine yarım saat hareketsiz kalıp, sonrasında gideceğimiz yarım saatlik yolu ve polis kortejini bekledik.

Tüm bu yazıklarımdan ve başımdan geçenleri saat saat / olay olay anlattıktan sonra, sormak istiyorum: Sizin Fenerbahçe taraftarıyla derdiniz nedir? Neden gittiğimiz her şehirde terörist muamelesi görüyoruz?

Neden bir kurum, takımına destek olmaya gelen bir taraftar topluluğuna böylesine zulüm eder? Sizin evladınız, abiniz, kardeşiniz, çocuğunuz yok mu? Bu caniliğin emrini kim verir?

Saat 02.45 gibi Buca’daki “toplama noktası”ndan Ayvalık’a doğru yola çıktım. 04.42’de eve vardım. Her yerim ağrıyor; coptan ve kalkandan, boğazım kupkuru biber gazından oysa yol boyu beş şişe su içtim. Şimdi uyuyacağım, yarın maçın özetini izleyeceğim. İyi sabahlar.

Kaynak: Medyatava Haber Merkezi
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin