Okmeydanı’nda 2014 yılında bir yakınının cenaze törenine katılmak için gittiği cem evinin avlusunda polisin silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Uğur Kurt'un ölümüne ilişkin davada 10 yıl sonra ikinci kez karar çıktı.
Daha önce iyi hal indirimiyle 12 bin 100 lira para cezasına çarptırılan polis Sezgin K., Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararı sonrasında yeniden görülen davada "Taksirle öldürme suçundan" 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
NE OLMUŞTU?
Uğur Kurt, 22 Mayıs 2014'teki bir yakınının cenaze törenine katılmak için Okmeydanı Cemevi'nde bulunduğu sırada bölgede çıkan olay çıkmış ve polisin silahından çıkan kurşunun başına isabet eden sonucu yaralanmış ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, sanık polis memuru Sezgin K. hakkında "taksirle öldürme" suçundan 6 yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
"TAKİSRLE DEĞİL KASTEN ÖLDÜRME"
Dosyanın gönderildiği İstanbul 85. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın "taksirle öldürme" değil, "kasten öldürme" suçundan yargılanması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, sanığın "olası kastla öldürmek" suçundan 20 ila 25 yıl arasında değişen hapis cezasını öngören hükme göre yargılanmasını istemişti.
Dava dosyası, istenen cezanın ağır ceza kapsamında olması nedeniyle İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmişti.
ÖNCE İYİ HAL İNDİRİMİ SONRA PARA CEZASI
Yargılama sırasında esas hakkındaki görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, sanığın olası kastla hareket edip Uğur Kurt'un silahla ölümüne sebebiyet verme suçundan 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etmişti.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanığa "taksirle ölüme neden olma" suçundan 2 yıl hapis cezası vermişti. Duruşmadaki tutum ve davranışlarını lehine takdiri indirim nedeni kabul ederek sanığın cezasını 1 yıl 8 aya indiren mahkeme, bunu da 605 gün karşılığı 12 bin 100 lira adli para cezasına çevirmişti.
AYM 'YAŞAM HAKKININ İHLALİ' DEDİ
Kararın ardından Uğur Kurt'un eşi Narin Kurt'un başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi, "maktulün yaşam hakkının ihlal edildiğine" karar vererek sanığın yeniden yargılanmasına hükmetmişti.