TBMM’de gerçekleşen 23 Nisan resepsiyonunda önemli bir ilk yaşandı. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un ev sahipliğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Lideri Özgür Özel bir araya geldi ve sohbet ettiler. İki liderin önümüzdeki hafta uzun bir görüşme gerçekleştirmesi bekleniyor. Peki TBMM çatısı altındaki bu spontane sohbetin perde arkasında neler yaşandı?
Prof. Dr. Sevgi Kurtulmuş’un davetlisi olarak Meclis Başkanlığı’nda olan tv100 programcısı ve tv100.com yazarı Kübra Par, Numan Kurtulmuş ile de röportaj yaptı.
Par, Kurtulmuş'a Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Özgür Özel buluşmasının perde arkasını sordu. Yeni Anayasa çalışmalarını ve 31 Mart Yerel seçim sonuçları da gündeme geldi. Kurtulmuş, Meclis Başkanı olma sorumluluğu ile siyasi yorum yapmamayı tercih etti.
İşte Kübra Par'ın o röportajı:
-Numan Bey, dün akşam TBMM’de verdiğiniz 23 Nisan resepsiyonunda bir ilk yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve CHP Lideri Özgür Özel arka odaya geçerek sohbet ettiler. Arka planında neler yaşandı? İki lideri siz mi buluşturdunuz?
Bu seferki 23 Nisan resepsiyonuna uzun yıllardır olmadığı kadar büyük bir katılım oldu. Bundan dolayı davetimize icabet eden herkese çok teşekkür ederiz. Neredeyse tüm siyasi partiler, sivil ve askeri erkan, sivil toplum kuruluşları, sanat ve spor dünyası bir araya geldi. Zaten milli bayramlarımızda siyaset camiasının bir araya gelmesi doğru olandır, özlenen bir tablodur.
-Daha önceki Meclis resepsiyonlarına CHP Lideri gelmiyordu. Özgür Özel uzun zaman sonra bir ilki gerçekleştirdi. Nasıl karşıladınız?
Doğrusu budur. İnsanların bu tür özel günlerde bir araya gelmesi, bayramları birlikte kutlamamız tabii olandır. Gördüğüm kadarıyla herkesi memnun eden bir tablo ortaya çıktı. Özgür Özel Genel Başkan olduktan sonra Cumhurbaşkanıyla ilk temas gerçekleşti. Önümüzdeki hafta da Sayın Cumhurbaşkanımız Özgür Özel’i kabul edeceğini kamuoyuna açıkladı zaten.
-Odadaki sohbette sayın Cumhurbaşkanı, Özgür Özel’e ameliyatlarının nasıl geçtiğini sormuş galiba. İki lider başka ne konuştu?
Magazin kısmı orada kalsın! (Gülüyor) Çok güzel ve medeni bir karşılıklı sohbetti.
-Yeni Anayasa ile ilgili bir çalışma başlatacağınızı açıkladınız. Vatandaşta seçim sonrası ekonomi ne olacak diye bir beklenti var. Yeni Anayasa konuşmak için şimdi doğru zaman mı? Vatandaş nasıl karşılar?
28. Dönem Meclis'in önemli bir özelliği var. Cumhuriyetimizin ikinci asrının ilk Meclisi. Bizim Türkiye Yüzyılı diye önümüze milli hedefler koyduğumuz bir dönemin kapısını açan Meclis. Dolayısıyla burada Türkiye siyasetinin ihtiyacı olan alanlarda bu Meclis’in çalışma yapması ve bunun da olumlu bir şekilde sonlandırılması Meclis’in ödevidir diye düşünüyorum. Yeni ve daha demokratik bir Meclis İç Tüzüğü yapılması ve bununla birlikte yeni bir Anayasa yapılması bu Meclis’in üzerinde bir sorumluluktur.
Mümkün olan en yüksek konsensusla bu Anayasa’nın çıkarılması lazım. Defalarca yenilenmesine rağmen mevcut Anayasa 1980 darbesinin izlerini ve ruhunu taşıyor. Bunun sivil, demokratik, kapsayıcı, günün ihtiyaçlarını karşılayan, hak ve özgürlükleri esas alan, hukuk devletinin prensiplerini tahkim eden bir anlayışla yeniden ele alınması gerekir. Bundan sonra yürütülecek çalışmaların sağlıklı bir şekilde yürütülmesi lazım. Bunun için ilk şart da Anayasa yapma ikliminin oluşmasıdır. Eğer partiler bir araya gelir ve Meclis’te çok yüksek bir konsensus oluştururlarsa bu zaten milletin de gündemi haline gelir. Siyasi partiler bu kadar büyük bir ittifakı sağlayabilirlerse bu Anayasa çalışması gerçekleşir.
-CHP ve AK Parti birlikte çalışırsa bu yeni bir Anayasa’ya desteği artırır mı yani?
Şüphesiz… Bütün siyasi partilerin desteğiyle olabilecek en yüksek oyla bu Anayasa’nın parlamentodan geçmesini hedeflemeliyiz.
-Yani amacınız sadece referandum yapmaya yetecek 360 milletvekilini ikna ederek meseleyi halk oyuna sunmak değil, doğrudan Meclis çoğunluğu ile geçecek bir Anayasa yapmak, doğru mu anlıyorum?
Benim gönlümden geçen 400’ün çok üzerinde bir oyla yeni bir Anayasa’yı ortaya koyabilmek. Yeni Anayasa’dan murat toplumsal ittifakın ve bütünleşmenin sağlanmasıdır. Anayasa çalışmaları eğer toplumsal ayrışmaya vesile olacaksa bu doğru bir yöntem olmaz.
-Toplumun “Evet”, “Hayır” üzerinden yine yüzde 50-yüzde 50 ayrışacağı bir Anayasa tartışması başlatmak istemiyorsunuz yani?
Tam tersine, bir toplumsal bütünleşme vesilesi olarak gördüğümüz bu Anayasa çalışmaları toplumsal ayrıştırma aracına dönüştürülmemeli.
-Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özgür Özel ile yapacakları görüşmede yeni Anayasa konusunu da gündeme getireceğini söyledi. Özgür Özel ise Mevcut Anayasa’ya, AİHM ve AYM kurallarına uyulmadığını söyleyerek “Bir şeyi değiştirmek istiyorsanız önce mevcuduna uyun” dedi. Bu çıkışına ne dersiniz?
Özgür Özel ve Sayın Cumhurbaşkanımız görüşecek. Bende Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin Genel Başkanları’nı ziyaret edeceğim. Önce bir Anayasa hazırlık sürecinin tartışılmaya başlaması lazım. Önemli olan CHP Genel Başkanı’nın Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kabulüdür. Bunun yeni bir siyasal zemini açacağına inanıyorum…
-Son cümleniz önemli. Erdoğan-Özel görüşmesi tek seferlik nezaket ziyareti gibi olur ve iki lider birbirini eleştirmeye devam mı eder yoksa Türkiye siyasetinde yeni bir dönem mi başlar?
Ümit ederiz bir diyalog zemini ortaya çıkar. Siyasi partiler birbirlerinin düşmanı değil rakipleridir. Farklı konularda farklı görüşler dile getirilebilir. Hatta siyasi farklılıklar üzerinden çok sert siyasi tartışmalar da yaşanabilir ama nihayetinde Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye siyasetinin bir numarasıdır. Devletin en üst makamıdır. O makama saygı içerisinde, nezaketli bir görüşme ile yeni bir siyasi zemin oluşturulabilir.
-Özgür Özel seçim sonrası değerlendirmeleriyle, bayramda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı aramasıyla, görüşme için randevu isteyeceğini açıklamasıyla, erken seçim istemek AK Parti ve MHP seçmenine haksızlık olur çıkışıyla bir önceki CHP Lideri’nden daha farklı bir siyasi çizgi izliyor. Siz bu değişimi nasıl karşılıyorsunuz?
Meclis Başkanı olarak Sayın Özgür Özel’i önceki genel başkanıyla kıyaslamam veya bu konuda bir yorum yapmam uygun olmaz.