Türkiye bir daha hiç yaşamak istemeyeceği bir felaketi 6 Şubat 2023 tarihinde yaşadı. Şehirler bir anda çöktü. Aslında çöken şehirler değil, binalardı. Usulüne uygun yapılmayan, denetlenmeyen o binalar. O binalar ki 53 bin canın ölümüne neden oldu.
O kara gecede uzakta olanlar, başına çatısı yıkılmayanlar sevdiklerine ulaşmak için ellerinden her geleni yaptılar. Öğretmen Mehmet Barak da o isimlerden biriydi. Kızı Özge'yi Antakya'da depremde yıkılan enkazın altından tek başına kurtarmak için 12 saat uğraştı. O anları, "12 Saatlik Mucize Kurtuluş" adıyla kitap haline getirdi.
Kitabı, Twitter'da gazeteci Deniz Yurdakul paylaştı.
Depreme Arsuz’da yakalandı. Korkunç şiddetli bir sarsılmayla çevrelerindeki tüm binalar çöktü ama onların binası bir mucize eseri çökmedi. Binadan çıkıp dört çocuklarını aradılar. Diğer şehirlerde olan üç evlatları iyi ve sağlıklıydı ama Antakya’daki kızı Özge’nin telefonu cevap pic.twitter.com/pGG4bjRwGb
— deniz yurdakul (@denizyurdakul) December 18, 2023
Mehmet Barak'ın hikayesini de şu cümlelerle anlattı:
Depreme Arsuz’da yakalandı. Korkunç şiddetli bir sarsılmayla çevrelerindeki tüm binalar çöktü ama onların binası bir mucize eseri çökmedi. Binadan çıkıp dört çocuklarını aradılar. Diğer şehirlerde olan üç evlatları iyi ve sağlıklıydı ama Antakya’daki kızı Özge’nin telefonu cevap vermiyordu. Karısıyla birlikte hemen arabalarına atlayıp Antakya’ya gittiler. Onları bir felaket bekliyordu.
TEK KURTULAN ÖZGE OLDU
Özge’nin yaşadığı apartman depremde ikiye bölünmüş; içinde Özge’nin de olduğu üç kat kırılıp arkadaki apartmanın üzerine çökmüştü. Üzerinde sadece pijamaları ile, korkunç bir karanlık ve yağmurun altında baba Mehmet Barak kızını enkazın içinde buldu. Özge hayattaydı. Hiçbir yardım gelmeyeceğini tek başına olduğunu ve zamanın kısıtlı olduğunu anlayan baba, tam 12 saat boyunca bir komando gibi çalışarak, çıplak ayak ve pijamalarla o enkazı kazdı ve kızını çıkardı. Özge kurtuldu ama o apartmanda kurtulan tek kişi Özge oldu.
ANKARA'DA AVM'DE YAKALANMIŞTI
Bu apartmanın müteahhiti artık çoğunuzun tanıdığı, TED Hatay Kolejinin çocukları ile birlikte sahibi olan Mehmet Özat’tı. Ben TED konusunda çok hassas olduğum için Mehmet Özat’ı ve çöken binalarının araştırırken tanıştım Mehmet Bey ve Özge ile...Sonra da diğer kurban aileleri ile tanıştık. Bir dayanışma grubu kuruldu, sağ olsunlar beni de ailelerden biri gibi yanlarına aldılar Yüzlerce kişinin ölümüne sebep olan Mehmet Özat ise hakkında yakalama kararı olmasına rağmen kaçtı Yaptığımız araştırmalar sonucunda kendisinin Ankara’da olduğunu tespit ettik Özat’ın yaptığı binalardan birinde kızkardeşini eniştesini ve iki küçük yeğenini kaybeden Esra hanım sabahlara kadar Özat’ın yakınlarının evlerinin önünde nöbetler tuttu. Gencecik Esra hanımın yüreği bu acılara dayanamadı ve maalesef daha Mehmet Özat yakalanamadan Esra Hanımı geçirdiği kalp krizi ile kaybettik.
Acılı insanlar birbirine tutundu. Büyük bir dayanışma ağı oluştu ve nihayetinde Mehmet Özat’ı Ankara’da elini kolunu sallayarak gezdiği bir AVM’de yine kurbanlarının yakını iki kadın tanıyıp yakalattılar. Mehmet Barak, kızını nasıl kurtardığını anlatan bir kitap yazdı ve imzalı bir kopyasını bana da yolladı. Kitabı ağlayarak okudum. Hayatım boyunca pek çok dayanışma grubunun içerisinde yer aldım, görev yaptım fakat belki de en anlamlısı buydu.
Çabalarımızın boşa gitmemiş olması bizi az da olsa teselli etti ama daha firari onlarca müteahhit var. Depremin yaraları ise neredeyse ilk günkü gibi duruyor. Sevgili Özge babanla ne kadar gurur duysan azdır. Sevgili Esra Hanım cennetinizden bizi görüyorsunuzdur."