TCG Derya, TCG İstanbul, TCG Arif Ekmekçi ve Marlin SİDA bugün Yalova'da düzenlenen törenle donanmaya teslim edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan teslimat töreninde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Donanmamızın caydırıcılığını daha da artıracak projelerin teslim töreni nedeniyle bir aradayız.
Teslimatı gerçekleşen her bir gemimizin Deniz Kuvvetlerimizin gücüne daha fazla güç katacağı inancındayız. Denizde ikmal muharebe destek gemimiz TCG Derya, TCG Anadolu'dan sonraki en büyük gemi olma özelliğine sahiptir. TCG Derya'nın hizmete girmesiyle yüzde birliklerin akaryakıt ve su ikmalleri süratle yapılacak, muharip unsurların akaryakıt bütünleme ve su ihtiyaçları harekat alanına yakın bölgelerde rahatlıkla karşılanacaktır.
Bilindiği gibi MİLGEM projesinin beşinci gemisi olan TCG İstanbul, Türkiye'nin yerli imkanlarla ürettiği ilk milli firkateyndir. Bu gemimize farklı radar, yakın hava savunma ve elektronik harp sistemlerimizi kendi imkanlarımızla geliştirerek entegre ettik. TCG İstanbul'a entegre edilen sistemlerden biri de milli dikey lançer atım sistemidir.
Bugün hizmete verdiğimiz lojistik destek gemimiz TCG Üsteğmen Arif Ekmekçi, muharip unsurların akaryakıt, tatlı su ve yiyecek ihtiyaçlarını temin edecektir. Teslimatı yapılan gemilerimizin donanmamıza ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hayırlı olmasını diliyorum. Bize bu sevinci ve gururu yaşatan herkese, her kuruma şahsım, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.
Bugün sadece gemilerimizin teslimatıyla yetinmiyoruz. Aynı zamanda dünyada elektronik harp kabiliyetine sahip ilk insansız su üstü aracımızı da donanmamıza teslim ediyoruz. Otonom su üstü deniz aracımız Marlin SİDA, istihbarat, keşif ve gözetleme, su üstü harbi, elektronik destek ve elektronik taarruz görevlerini insansız ve tam otonom olarak icra edecektir. Marlin SİDA, sahip olduğu üstün teknik özelliklerle denizlerdeki hakimiyetimizi destekleyecek, dosta güven, düşmana korku verecektir. Marlin SİDA'nın da Deniz Kuvvetlerimize hayırlı olmasını diliyorum.
"BU BAŞARININ SIRRI YAKIN İŞ BİRLİĞİ"
Göğsümüzü kabartan bu başarılı projelerin sırrı, kurumlarımız arasında giderek gelişen yakın iş birliği ve koordinasyondur. Savunma Sanayii Başkanlığımız öncülüğünde Deniz Kuvvetleri Komutanlığımız, askeri ve özel tersanelerimiz, ilgili devlet kurumlarımız, üniversitelerimiz, özel sektör ve KOBİ'lerimiz ahenkli bir şekilde çalışıyor. Kurumlar arası eşgüdüm ve anlayış birliği güçlendikçe de bugün burada olduğu gibi oyun değiştiren projeler ortaya çıkıyor. Önümüzdeki dönemde bu koordinasyonu çok daha ileriye taşıyarak yeni başarılara imza atacağımıza yürekten inanıyorum.
Mavi Vatan'ın güvenliğini temin için birçok projeyi hayata geçirdik. Yüzde 80'e varan yerliliğe ulaştık.
İSRAİL'E SERT MESAJLAR
Bu projeler savunma sanayi hedeflerimizin de tek tek gerçekleşmekte olduğunu gösteriyor. Günümüzde savunma alanında güçlü ve bağımsız olmayan ülkelerin istikballerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir. Rusya-Ukrayna savaşından Gazze'deki katliamlara, Suriye'deki zulümden, Libya'daki krize kadar her hadise yanı başımızda vuku buluyor. Türkiye tüm bu gerilimlerin ortasında ayaklarına yıllardır takılan çelmelere rağmen istikrar abidesi olarak adından söz ettiriyor. Çatışmaların sona erdirilmesi için de gayret sarf ediyoruz. 2 yıl önce çatışmaların daha ilk aylarındayken Rusya-Ukrayna arasında başlattığımız sürecin önemi daha iyi anlaşılmaktadır.
Savaş lobilerinin sabote etmek istediği bu süreç hedefine ulaşabilseydi, on binlerce insan hayatta kalacaktı. Bizi eleştirenlerin bugün bize hak verdiğini görüyoruz. Emin olun benzer bir pişmanlık Gazze'deki trajedi için de yaşanacaktır. İsrail yönetimine sınırsız destek verenleri hepimiz ibretle takip ediyoruz. İsrail'in işlediği katliamlara göz umanlar yarın keşke demekten kurtulamayacak edamet yaşayacaktır. 25 bine yakın masum Gazzeli'nin katli başta olmak üzere 100 bin kişinin canını yakanlar bunların yakıcı sonuçlarıyla yüzleşeceklerdir. Uluslararası alandaki yansımalarına şahit olmaya başladık. En son kötü sınavlarını Gazze meselesinde veren batılı ülkelerin artık hiçbir inandırıcılığı kalmadı. Lafa gelince demokrasi avaneliğini kimseye bırakmayanların faşist yüzleri ortaya çıktı. 105 gündür vahşice öldürülen çocukları, bebekleri görmediler. Zulmü engelleyecek tek bir adım dahi atılmadı. Daha önce Irak'ta Bosna'da Suriye'de Somali'de olduğu gibi küresel güvenliği sağlamakla mükellef kurumlar başarısız oldu, sınıfta kaldı.
Günümüzün Führeri Netanyahu'nun Filistin halkına yönelik soykırıma varan barbarlıklarını izlemekle yetindiler.
Tüm bu yaşananlar özellikle bunların karşısında en fazla yükselten ülkelerden biri biziz. 2002 yılında savunma projelerimizin bütçe büyüklüğü 5.5 milyar dolarken bugün rakam 16 kat artışla 90 milyar dolara ulaştı.
185 ülkeye 230 çeşit ürün satarak toplamda 5.5 milyar dolarlık ihracat tutarı yakaladık. Bu dönemde 10 milyar 240 milyon dolarlık yeni sözleşme imzalandı. Ülkemiz kendi savaş gemisini tasarlayan 10 ülke arasında yer alıyor. Elektronik harp alanında öncü olan ülkemiz İHA ve SİHA üretiminde ise dünyanın ilk 3-4 ülkesinden biri. Bunu da büyük güçlerin desteğiyle değil tedarikçilerin zorluklarına rağmen başardık. Kendi göbeğimizi kendimiz kestik.
Teröre karşı yürüttüğümüz mücadelede sürekli engellerle karşılaşırdık. Sınırlarımız içinde ve dışında terörle mücadele operasyonlarını rahatça yapabiliyoruz. Suriye ve Irak'taki terör bataklıkları kurutuluncaya kadar teröre karşı mücadeleyi kararlılıkla devam ettireceğiz. Elbette tüm bu adımları atarken şu gerçeği unutmuyoruz. Savunma sanayi duraklamayı kabul etmeyen, tempolu çalışmayı gerektiren dinamik bir alandır. Hedefimiz savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye'dir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.