Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, HaberTürk TV canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Yılmaz'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
'SİYASETÇİ SOKAĞA ÇAĞIRIRKEN DİKKATLİ OLMALI'
Sayın Özel ve üst düzeyin yönlendirmeleri, söylemleri, üslupları. Sosyal medyadan önceden hazırlıklar yapılmış belli ki. Kurumsal değil kendi fikrimi ifade ediyorum. Bu kadar hızlı, belli kalıplar, belli çalışmalar sistematik şekilde toplumsal psikolojiyi yönlendirmeye dönük çaba var diye düşünüyorum.
Hükümete ilişkin hukuk ötesinde muhalif kesimler de bunu fırsat bilip, sahaya çıkması söz konusu. Aslolan siyasetçiler sorumlu davranmalı. Siyasetçi insanları sokağa çağırırken çok dikkatli olmalı. Geçmişte ölenler oldu, yaralananlar oldu, insanların varlıklarına zararlar geldi. Sokakta protestonun yolu ve yöntemi var. 'Ben hukuku tanımıyorum' deyip 'hukuk devletini savunuyorum' demek kendi içinde bir çelişti.
ERKEN SEÇİM ÇARĞILARI
O seçim üyeleriyle başlamıştı. Sonra üye olmayanlar dahil edildi. 1 kişi gidip 10 defa oy kullanabilir. Hakim gözetiminde neticeden emin olabileceğimiz bir şey yok. O sayıları doğru görmüyorum. Değişik rakamlar da duydum. Türkiye'de seçim yapıldı. Cumhurbaşkanımız yüzde 52 oyla Cumhurbaşkanı seçildi. Herkesin demokratik yarıştığı, özgür, adil seçimle çalıştı. CHP istiyor diye memlekette niye seçim olsun. Erken seçim yapmanın koşulları belli. Ya Meclis'te nitelikli çoğunluk olacak ya da Cumhurbaşkanımız karar verecek. Kim aday olacak tartışmaları CHP'nin kendi içindeki tartışmalar. Erken seçim tartışmalarıyla da bir anlamda iç çatışmalarını yumuşatmaya çalışıyorlar herhalde. Bunlar ülkemize zarar veriyor. Bir an önce ana muhalefet partisinin kendi içinde meselelerin bir yere oturttuğu, sorumlu siyaset anlayışıyla hareket ettiğini görmek istiyoruz açıkçası.
BOYKOT ÇAĞRISI
Ana muhalefet genel başkanı boykot çağrıları yapıyor. Hakikaten hayretle izliyorum. Bir yandan ekonomiyle ilgili eleştiriler yapacaksınız bir taraftan bu ülkenin milli yerli şirketlerini hedef göstereceksiniz. Aynı siyasetçiler İsrail soykırım yaparken hiç de boykot havasında değiller. Yerli ve milli şirketlerimize boykot çağrısını zararlı ve tehlikeli yaklaşım olarak görüyorum. Bu Türkiye'ye iyilik değil. Sorumsuz bir siyaset. O şirketlere verdiğiniz zarar. Orada çalışan insanlara, Türkiye'nin üretimine, milli kaynaklarına zarar veriyorsunuz.
'AYNI ŞEYİ DEM PARTİ'DEN DUYMUYORUZ'
Devletin yetkili kurumları var. DEM Parti'nin yapması gereken nasıl sayın Bahçeli 'bir an önce toplayın kongreyi' diyor. Aynı şeyi DEM Parti'den duymuyoruz. Başkalarına görev ve sorumluluk yüklemek yerine kendilerine dönüp bakmaları lazım. Yapmaları gereken çağrı yapıp 'kongrenizi toplanın kararı alın' demektir terör örgütüne. DEM Parti ziyaretini yaptı. Görüşmeler yapıldı. Gerekli istişareleri yaptı. En son bir mesaj geldi oradan. Aynı şeyi defalarca konuşmanın bir anlamı yok. Terör örgütünü kuran kişi terör örgütüne 'kongrenizi toplayın ve kendinizi feshedin' dedi. Önce onu görmek gerek.