MEDYATAVA / ÖZEL HABER
CHP'de eylül ayında yapılması beklenen tüzük kurultayı öncesi muhalefet harekete geçti. CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kurultay öncesi yurt gezilerini sıklaştırdı. Kılıçdaroğlu'nun İzmir'de verdiği mesajlar dikkat çekti. Kılıçdaroğlu'nun İzmir çıkarması kurultay öncesi ilk hamle olarak yorumlandı. Kılıçdaroğlu tekrar Genel Başkanlığa açık kapı bırakmıştı. Delege, partililer isterse aday olabileceğinin mesajını vermişti. Ankara kulislerinde Kılıçdaroğlu taraftarlarının tüzük kurultayını seçimli bir genel başkanlık kurultayına çevirip çeviremeyeceği konuşulurken İstanbul'da ilk ateş yakıldı.
İstanbul’da Kılıçdaroğlu'na yakın CHP'liler ‘Özgür İrade, Güçlü Örgüt, Demokratik Tüzük Çalıştayı’nda bir araya geldi.
KAPALI SALON TOPLANTISI YAPILDI
CHP İstanbul İlçe örgütü üyeleri, Avcılar’da “Özgür İrade Güçlü Örgüt Demokratik Tüzük Çalıştayı”nda bir araya geldi. Önseçim Talebi, Delegelik Sistemi, Gizli Oy, Açık Tasnif Kuralı, Aktif Üye – Pasif Üye, Seçme Ve Seçilme Hakkı, Finansman, Üç Dönem Kuralı, Genel Sekreterlik, MYK’nın Oluşumu, Etik Kurul konularında 10 maddeden oluşan Tüzük önerisi çalıştayı Avcılar’da kapalı salon toplantısıyla yapıldı. Feramuz Öztürk başkanlığındaki çalıştayı, eski CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Hasan Babacan, eski CHP Avcılar İlçe Başkanı Erhan Bozan, CHP Başakşehir İlçe Örgütü Üyeleri Banu Korkmaz Çelik ve Ayşe Kayım Bakır’dan oluşan divan yönetti.
'BİR ADIM ÖNE ÇIKIYORUZ, AYAĞA KALKIYORUZ'
Eski Bakırköy Belediye Başkanı Dr. Bülent Kerimoğlu, çalıştayda yaptığı konuşmada ‘parti içi demokrasi’ vurgusu yaptı. Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelecek tüzük kurultayıyla ilgili “Cesurlar bir adım öne çıksın” sözlerine atıfta bulunan Kerimoğlu, “Bir adım öne çıkıyoruz, ayağa kalkıyoruz” ifadeleriyle partililere seslendi.
Kerimoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Çalıştayda emeği geçen herkesi kutluyorum. Yaklaşık iki aydır partide emeği geçmiş arkadaşlarımızla yaptığımız bu çalışmayı sizlerin onayına sunmadan da basına, il başkanlığına, genel merkeze gönderebilirdik. İstedik ki, tüzüğümüzü örgütümüzün huzurunda sizlerle değerlendirelim, buradan çıkan bir onayla partimizin yetkili kurullarına teslim edelim.
‘AYAĞA KALKIYORUZ’
Önceki Genel Başkanı’mız Kemal Kılıçdaroğlu “Cesurlar bir adım öne çıksın” dedi. Cesurlar, bir adım öne çıkıyoruz ve ayağa kalkıyoruz. CHP’de demokratik bir tüzük, üyenin hakkının korunması, belediyelerin vesayetinin önüne geçilmesi için mücadele ediyoruz.”
‘ÖN SEÇİM’ TALEBİ OY BİRLİĞİYLE KABUL EDİLDİ
Kerimoğlu’nun coşkuyla karşılık bulan sözlerinin ardından çalıştayın 10 maddelik sonuç bildirgesi oy birliğiyle kabul edildi. Bildirgede, seçimlerde adayların zorunlu ön seçim yoluyla belirlenmesi talebi ilk sırada yer aldı. Diğer yandan delegelik sistemi, oy kullanımı, üyelik tanımı, parti içi seçme ve seçilme hakkı, mali disiplin, üç dönem kuralı, genel sekreterlik ve etik kuruluna ilişkin talepler belirtildi.
İşte o toplantıda alınan kararlar:
1-) ÖNSEÇİM TALEBİ
Gerek mahalli idareler seçiminde Belediye Başkan Adayları ile Meclis Üyesi Adaylarının belirlenmesinde; gerek ise de genel seçimler de Milletvekili Adayları ile Cumhurbaşkanı Adayının belirlenmesinde, ÜYELERİN TÜMÜ İLE YARGIÇ DENETİMİNDE, HUKUK GÜVENCELİ ÖNSEÇİM zorunlu olmalı. Önseçimden çıkmış adayların sıralamasının değiştirilme ya da listelerden çıkarılmasının yetkisi hiçbir kurulda bulunmamalıdır. Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesinde tarafsız ve bağımsızlığına itimat edilen güvenilir kamuoyu araştırmaları şirketlerince kamuoyu araştırmaları yapılarak örgütler ve kamuoyu ile sonuçları paylaşılmalı, çıkan sonuçlar neticesinde Cumhurbaşkanı adayı tüm üyelerin kullanacağı oylar ile ÖNSEÇİMLE belirlenmelidir.
2-) İLÇE – İL BAŞKAN VE YÖNETİM KURULLARI İLE KURULTAY DELEGELERİ PARTİ ÜYELERİNİN OYLARI İLE SEÇİLMELİ, DELEGELİK SİSTEMİ KURULTAY İLE SINIRLANDIRILMALIDIR.
Partinin İlçe Başkanları, İlçe Yönetim Kurulları, İl Başkanları, İl yönetim Kurulları, Kurultay delegeleri ve Genel Başkanı parti üyelerinin tümünün kullanacağı oylarla belirlenmelidir. Böylelikle özgür iradeyi yanılgıya sevk eden delegelik sistemi ve uygulamalarının yol açtığı olumsuzlukların önüne geçileceği ve delege ağalığına son verileceği kanısındayız.
Bununla birlikte, her ne kadar siyasi partiler kanunu cevaz vermese dahi, temsilde adaletin sağlanması, çoğulcu ve katılımcı demokrasinin tam manası ile uygulanabilmesi için İlçe ve İl Yönetim Kurulları ile Parti Meclisi Üye sayılarının arttırılması yoluna gidilmelidir. Böylece mazisi başarılı demokratik uygulamalar ile tüm dünyaya örnek olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin; siyasi partiler kanunun bu yönüyle değiştirilmesine gayret gösterilerek, sadece parti içi demokrasiyi güçlendirmek için değil ülke ve dünya demokrasisine öncülük edecek, önemli katkılar sunması sağlanmalıdır.
3-) GİZLİ OY, AÇIK TASNİF KURAL VE ZORUNLULUK HALİNE GETİRİLMELİDİR.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm yönetim kurulları, parti meclisi, belediye meclisleri ve TBMM gruplarında, oylamaların gerçek ve özgür iradeyi yansıtabilmesi için kararların GİZLİ OY, AÇIK TASNİF ile alınması kural olarak benimsenip, zorunlu olması sağlanmalıdır. Açık oylama yöntemi tamamen uygulamadan kaldırılmalı ve tüzükten çıkarılmalıdır. Böylelikle iradeyi fesat’a uğratacak karar alma yöntemlerinin önüne geçilmelidir.
4-) AKTİF ÜYE – PASİF ÜYE TANIMI
Partiye üyelik koşul ve şartlarına göre AKTİF VE PASİF ÜYE tanımlaması yapılarak, tasnifine gidilmelidir. Pasif üyelerin parti içi seçimlerde seçme hakkı dışında kalan seçilme hakkı ve temsil hakkı bulunmamalıdır. Bir üyenin AKTİF ÜYE sayılabilmesi için aidiyet duygusu ile bağlı bulunduğu ilçe ve il örgütlerinde en az 3 yıl süreyle çeşitli kurul ve komisyonlarda görev almış olması, eylem ve etkinlikler ile örgüt toplantılarına katılım sağlamış olması, seçim dönemlerinde aktif olarak görev almış olması esas alınarak kişiye özel üyelik karnesi çıkarılmalıdır. Gerek parti içi yönetim kurullarında gerek ise de yerel seçimlerde aday olma tasarrufunda bulunan parti üyesinin, o örgütte 3 yıl süre ile siyasal çalışma zorunluluğu; aktif olmayan kişilerin adaylığına engel teşkil edeceği gibi; o ilçe örgütlerine dışarıdan ya da bir başka değişle başka ilçelerden aday belirlenmesinin de önüne engel teşkil edecektir.
5-) YEREL YÖNETİCİLER’İN PARTİ İÇİ SEÇİMLERDE SEÇME VE SEÇİLME HAKKI
Her ne kadar demokratik toplum düzeninde, seçme ve seçilme hakkı anayasal güvence altında bulunsa ve kutsal sayılsa da; yerel yönetimlerde görevli belediye başkanları ile belediye meclis üyelerinin görevleri sürdüğü müddetçe parti içi kurulların oluşturulmasına yönelik gerçekleştirilen seçimlerde seçme ve seçilme haklarının bulunmaması hüküm altına alınmalıdır. Böylelikle belediye başkanı ve meclis üyelerinin yerel yönetimlerden aldığı kamu gücü ve mali destekle, örgüt içi seçimlerde üyenin iradesini etkileyerek yanıltacak ve örgütü vesayet altına alacak uygulamaların da önüne geçilmesi sağlanmalıdır. Yerel yönetimler örgüt içi seçimlerde kanaat odağı olmaktan çıkarılmalıdır.
6-) DENETLENEBİLİR VE HESAP VERİLİR BİR MALİ DİSİPLİN İLE SİYASETİN FİNANSMANI’NIN SAĞLANMASI
İl ve İlçe Başkanlıklarının tüm mali giderleri partimizin genel merkezi tarafından karşılanmalı, bunun için bağımsız ve tarafsız denetçilerden oluşan bir kurul oluşturularak şeffaf ve hesap verebilir bir mali disiplinle sürdürülmesi zorunluluğu esas alınmalıdır. Bu yönüyle kardeş ilçe uygulaması gibi pratikte uygulama şansı bulunmayan uygulamalara son verilmelidir. Öte yandan bu düzenleme ile İl ve İlçe örgütlerinde yerel yöneticilerin vesayetinin ortadan kaldırması amaçlandığı gibi yerel yöneticilerin İl ve İlçe örgütlerini belirleme iradesiyle hareket etmesini de engelleyecektir.
7-) ÜÇ DÖNEM KURALI SINIRLAMASI
Parti üyelerinin yürütmekte olduğu gerek parti içi görevlerinde gerek ise de milletvekilliği, belediye başkanlığı veya belediye meclis üyeliği gibi görevlerin sürdürülmesi ÜÇ DÖNEM KURALI ile sınırlandırılmalıdır. Bir başka değişle parti üyesi aynı görevi üç dönemden fazla yapmamalıdır. Böylelikle aynı görevi sürdürmenin yaratmış olduğu mental yorgunluk ve uyumsuzluğun önüne geçilebileceği gibi, yeni kadro ihdasının önündeki engeller de kaldırılmış olacaktır.
8-) GÜÇLÜ GENEL SEKRETERLİK
Sol – Sosyal Demokrat ilke ve esaslara dayalı politikalar ile siyasal varlığını sürdüren Dünya ölçeğindeki tüm partilerde ve partimizin geçmiş uygulamalarında olduğu gibi GÜÇLÜ GENEL SEKRETERLİK kurumu yeniden ihdas edilmelidir.
9-) MYK’NIN OLUŞUMU VE GÖREV DAĞILIMI
Merkez Yönetim Kurulunun oluşumu Genel Başkan’ın inisiyatifinden çıkarılmalı, Parti Meclisinde yapılacak gizli oy – açık tasnif usulüne göre oluşturulmalıdır. Görevden alınmalara ya da istifayı gerektirecek görev boşalmalarına yönelik durumların gerçekleşmesi halinde yine Parti Meclisinde yapılacak gizli oy-açık tasnif yöntemiyle, güven oylaması sonrası karar verilmelidir.
Aynı uzmanlık alanını gerektiren veya paralel sayılabilecek benzeş ihtisas alanları ile alakalı Genel Başkan Yardımcılıkları birleştirilerek, MYK üye sayısı 15 ile sınırlandırılmalıdır. MYK üyelerinin aday belirleme sürecinde belirleyici olmalarına yönelik etkinliği azaltılmalı, bu süreçlerde sadece gözlemci ve denetçilik görevleri yapmaları sağlanmalıdır. Bu kurala aykırı hareket eden MYK üyesi derhal görevden el çektirilerek, ilk yapılacak olan Parti Meclisi toplantısında güven oylamasına tabi tutulmalıdır.
10-) ETİK KURULU İHDASI SAĞLANARAK İŞLERLİK KAZANDIRILMALIDIR.
Hali hazırda tüzükte atıf yapılan ve yönetmelikle görev tanımı, oluşumu ve işleyişi düzenlenen ETİK KURULU ’na işlerlik kazandırılmalıdır.
Yönetmeliğimizde tanımı itibariyle ETİK KURULU: “Parti örgütünün ve partililerin, tüzük ve programda belirlenen ilkeler, amaçlar, politikalar ve siyasal yaşam anlayışı doğrultusunda görev yapmalarını sağlamak amacıyla etik kurallar belirlemek; partililer, yerel yönetimler, parti grupları ve parti organlarının kendi içinde ve birbirleriyle ilişkilerinde görüş bildirmek; bu çerçevede raporlar hazırlayarak Genel Başkan’a sunmak üzere Genel Merkezde bir Etik Kurul oluşturulur.” şeklinde düzenlenmiştir.
Bu kurulun oluşumu itibariyle kurul üyeleri, partide herhangi bir görevi bulunmayan ya da herhangi bir göreve talep açmamış parti üyelerinden oluşacak şekilde, kurultayda kurultay delegelerince seçilerek belirlenmelidir. Buna bağlı olarak ETİK KURULU’nun sorumluluğu kurultaya delegelerine ve parti üyelerine karşı olacak biçimde oluşturulmalıdır. Oluşturulacak kurul raporları, Genel Başkana, MYK üyelerine, Parti Meclisine, İl ve İlçe Başkanlıklarına sunulmak üzere Kurultaylarda raporlaştırılıp okutulacak ve delegelerin ibrasına sunulacak şekilde düzenlenmelidir.
Tüm İl ve İlçe başkanlıklarında benzer kurulların oluşturulmasının sağlanması esas alınmalıdır. Böylelikle partide herhangi bir görevi bulunmayan parti üyelerinin duygu, düşünce ve önerilerinin kurullar aracılığı ile partinin yönetim kurulları ve yöneticilerine aktarılması sağlanarak, katılımcı ve çoğulcu demokrasiye işlerlik kazandırılmasının mümkün kılınacağı kanaatindeyiz.