CHP Genel Başkanı Özgür Özel, erken seçime yönelik tartışmalara değinerek iktidarın "bir şekilde erken seçime zorlanması" gerektiğini ifade etti.
Çanakkale’de CHP İl Belediye Başkanları toplantısı düzenlendi. Bir otelde yapılan programın açılış konuşmalarını Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel yaptı.
“Bugün 31 Mart yerel seçimlerinden 47 yıl sonra birinci parti olarak çıkmış olan, Türkiye’nin kurucu partisi, birinci partisi ve bugünün de birinci partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin 21 ilde seçilmiş olan belediye başkanları ile birlikteyiz” diyen Özel, CHP’li belediyelerin özellikle pandemi dönemindeki çalışmalarına ve şu anda okullardaki su sebili desteğine dikkat çekti.
"BELEDİYELERİN TÜM İSTİHDAM OLANAKLARI KULLANILDI"
İşsizlik sorununun çözülemediğini belirten Özel'in "Bu salonun çözdüğü sorunlar var, çözemediği sorunlar var. Çözemediğimiz sorun işsizlik çünkü yerel yönetimler istihdam yaratma imkânı olan ama an itibarıyla zaten geçmiş dönemde de bu kadar büyük işsizlik varken hangi partide olursa olsun belediyenin tüm istihdam olanaklarının kullanıldığı, dolduğu hatta hepimiz biliyoruz ki aşıldığı süreçleri yaşıyoruz" dedi.
Belediyelerde personel fazlası olduğuna dikkat çeken Özel, "Böyle bir dönemde yeni işsizler yaratamıyoruz, o personel giderleri de çok kritik ama yaratmamak için de çaba sarf ediyoruz. Bir yandan da her bir belediyemizde binlerce, on binlerce belediyenin boyutuna göre yapısına göre iş başvuruları var. Bu konu en çok zorlandığınız konu, bunu biliyoruz. Bu sorunu çözmek için de CHP iktidarı için gün sayıyoruz" diye konuştu.
Konuşmasında işsizlik sorununa geniş yer ayıran Özgür Özel, şöyle devam etti:
"Dün TÜİK, rakamları açıkladı 0,3’lük bir düşüşten, yüzde 8,5’luk bir işsizlikten bahsediyorlar ama TÜİK’in de rakamlarında gizleyemediği, DİSK’in detaylı araştırmalarında tüm kesimler tarafından doğrulandığı şekilde Türkiye’de gerçek anlamda 8,8 milyondan 11 milyona çıkmış. Yani sadece 2023 Ağustos’tan 2024 Ağustos’a kadar 2,2 milyon yeni işsizin eklenmesiyle geniş tabanlı işsizlik 11 milyona çıkmış durumda. Nedir geniş tabanlı işsizlik? İşsiz olanlar, iş aramadan yılmış olanlar, imkânsızlıklarından dolayı artık iş arayamayanlar ya da bir iş var görünse de örneğin atanmamış bir öğretmen olup gece 12’den 8’e kadar cep harçlığı karşılığında taksi durağında çalışanlar. Gerçek işine ulaşamamış olanlar 11 milyon kişi bu ülkede. Ankara Büyükşehir Belediyemiz 113 zabıta alacak sadece. İki gün içinde 4 bin kişi başvurdu. Başvuranların tamamı eğitimli kişiler ve maalesef başvuruların içinde hukuk fakültesi mezunları ve eğitim fakültelerinden mezun olmuş insanlar var. Artık Türkiye’de hukuk fakültesini bitirmiş ama avukatlık bürosu açamayan, açsa da geçinemeyen ve hiçbir yerde iş bulamayıp zabıta olmayı kabul eden insanlar var. Böyle bir sürecin içindeyiz Türkiye’de.
"DÖRT BİR YANDA SES YÜKSELİYOR"
Bir yandan da işsizler kendilerini çaresiz hissediyorlar, terk edilmiş hissediyorlar, bu doğru değil. Emeklilerin de sesi çıkmıyordu, 105 miting yaptık her mitingimize emeklilere davet ettik, son mitinglerimiz emekli mitingine döndü, emekliler 31 Mart‘ta sandığa damgasını vurdular ve şu anda Türkiye’nin en önemli gündemlerinden bir tanesi. Asgari ücretli için de durum farklı değil, işsizler için de farklı değil. Biz ilk tarım mitingini yaptığımızda ‘Ya bu tematik mitingler ne olacak’ diyorlardı. 8 tane yaptık şimdi Türkiye’nin dört bir yanında çiftçiler bizim yaptığımız mitinglere katılıyorlar ya da kendileri yerel tepkilerini gösteriyorlar, mitinglerini yapıyorlar. Türkiye’nin dört bir yanında ses yükseliyor. Önümüzdeki günlerde TÜRK-İŞ’in yapacağı eylemi önemsiyoruz. Önümüzdeki günlerde kasım ayının sonunda KESK’in yapacağı eylemi önemsiyoruz.
"TÜRK-İŞ'İN MİTİNGLERİ SAHİPLENMELİ"
Kim bir yerde miting yapıyorsa, örneğin geçinemiyoruz mitingi ile TÜRK-İŞ’in yaptığı miting geçmişte TÜRK-İŞ bütün eylemsizliklerine, bütün eleştirilerimize rağmen hepimizin yürekten desteklemesi, sahiplenmesi, yüreklendirmesi gereken bir mitingdir. Kim ‘geçinemiyoruz’ diyorsa, aldığı maaşa itiraz ediyorsa, ürünü para etmeyip buna itiraz ediyorsa onların yanında olalım. Çünkü muhalefeti, parlamento içindeki muhalefet, dışındaki muhalefet ayrımı olmaksızın hep birlikte toplumsal bir muhalefete dönüştürmek ve bu iktidarı bir şekilde erken seçime zorlamak durumundayız. 31 Mart‘ta kazandığımız başarıda yüzde 38’e varan oyda diğer partilerin oylarının olduğunu, bunun sarı kart olduğunu, onlara seçim meydanlarına söz verdiğimizi, bunu gerekçe göstererek bir erken seçim çağrısı yapmayacağımızı söylemiştim ve demiştim ki, ‘Şimdi sarı kartı gördünüz, seslerini duyma zamanı.
Eğer emeklinin sesini duyarsanız, asgari ücretin sesini duyarsanız, çiftçinin, esnafın sesini duyarsanız ben bir erken seçim çağrısında bulunmayacağım. Çünkü o zaman geçim olur ama duymazsanız o zaman geçim olmazsa seçim olur’ demiştik. O günden bugüne hükümet, bu bahsettiğim kırılgan kesimlerle ilgili parmağını oynatmadı. Asgari ücreti zamlamadı, emekli 10 bin alıyordu 12 bin 500 yaptı. Ocak ayındaki 10 bin lira, 12 bin 500 lira oldu. O 12 bin 500 lira ocaktaki 8 bin liranın alım gücünde şu anda. Yani daha dokuz ay geçmiş, eldeki para 2 bin lira daha zayıflamış, işlevsizleşmiş, satın alma gücü düşmüş. O yüzden hep birlikte itirazı yükseltmek, bu iktidarı erken seçime zorlamak, erken seçimden sonra da onların unuttuklarına sahip çıkmak hepimizin görevi."