CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in açıklamasıyla başlayan boykot süreci sonrası savcılık harekete geçti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamaya göre, boykot çağrısı yapanlara Nefret ve Ayrımcılık ile Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik soruşturması açıldı.
Savcılıktan yapılan açıklama şu şekilde:
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sosyal medya yayın organlarında halkın bir kesiminin ekonomik etkinlikte bulunmasını engellemeye yönelik, kamuoyunda “boykot” çağrıları olarak bilinen ayrıştırıcı söylemler ve bu söylemleri yayan şahıslara yönelik re’sen Nefret ve Ayrımcılık ile Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Suçlarından soruşturma başlattı."
İFADEYE ÇAĞRILACAK İSİMLERİ AÇIKLADI
Öte yandan Cem Küçük TGRT'de katıldığı programda, "Yarın büyük gün; boykot çağrısı yapanlar ifadeye çağrılacak. Murat Daltaban, Emre Kınay ve Aybüke Pusat, boykot çağrısı üzerine çağrılacak isimler arasında" dedi.
BAKAN TUNÇ: BU ÇAĞRI BOŞA ÇIKACAKTIR
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, boykot çağrılarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Bakan Tunç'un açıklamaları şu şekilde:
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bir soruşturma başlattı bu konuda. Boykot çağrısı yapan şahıslar hakkında, Türk Ceza Kanunu 122. maddesi var, nefret ve ayrımcılık suçunu düzenleyen madde ve yine halk fikirini ve düşmanlığa tahrik suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu 216. maddelerin ihlali nedeniyle direkten soruşturma başlatılmış durumda. Tabi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın özellikle Cumhuriyet Halk Partisi yöneticilerinin boykot çağrısına yönelik başlatmış olduğu bu soruşturma önemli. Bu soruşturmanın ilerleyen süreçlerini tabi ki Cumhuriyet Başsavcılığımız kamuoyuyla paylaşacaktır.
Yargı bir taraftan gerekli işlemleri gerçekleştirecektir. Tabi burada özellikle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Büyükşehir Belediye Başkanı ve 106 şüpheli hakkında başlatmış olduğu adli soruşturma sonrasında konuyu saptırmaya çalışması, adli soruşturmayı bir siyasi soruşturma gibi göstermeye çalışması ve özellikle soruşturmayı etkilemeye yönelik tutum ve davranışları yine yargı mensuplarını tehdit etmeleri, yargı mensuplarını baskı altına almaya yönelik söylemleri ve sokak çağrıları ve sokak çağrıları sonucunda ortaya çıkan olaylar, gelişmeler maalesef adli soruşturmayı özellikle işin esasını gölgelemeye yönelik davranışlardır.
Ama burada tabii başarılı olamayınca farklı bir alana geçtiler, o da boykot çağrısı. Şimdi bu boykot çağrısı, özellikle ekonomiye yönelik organize bir saldırı, bir karalama kampanyası, bu ülkenin yerli ve milli markalarına yönelik bir linç girişimi, bu bizim hukuk düzenimizde kabul edilebilir bir durum değil.
Bunun karşılığında Türk Ceza Kanunu'nda ve Türk Ticaret Kanunu'nda hem kamu düzeni bakımından hem de yine ilgili firmaların hukuki hakları bakımından yapabilecekleri bir takım girişimler mevcut. Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'nin bazı markaları hedef alan sistemli boykot çağrısı, ekonomik düzene yönelik bu organize karalama kampanyasına bir kere milletimiz kesinlikle itibar etmeyecektir. Biz milletimize güveniyoruz. Milletimizin sağduyusu bu tür saçma sapan girişimlere itibar etmez. Dolayısıyla bu çağrı da boşa çıkacaktır."
NE OLMUŞTU?
CHP'nin bazı markalara yönelik boykot çağrısından sonra sosyal medyada örgütlenen bir grup "2 Nisan'da alışveriş yapmama" çağrısı yaparak yeni bir boykot kampanyası düzenledi.
Bir çok isimden de benzer yönde açıklamalar gelirken CHP Genel Başkanı Özgür Özel de sosyal medyadan boykot paylaşımı yaptı ve "19 Mart Darbesine karşı en ön safta direnerek geleceklerine sahip çıkan üniversite öğrencilerinden 301’i hukuksuzca tutuklandı ve bayramı ailelerinden ayrı geçiriyorlar.
Öğrencilere, annelere, babalara, kardeşlere yapılan bu zulme karşı gençlerin başlattığı tüketim boykotunu gönülden destekliyorum. Herkesi bu boykota katılarak tüketimden gelen güçlerini kullanmaya davet ediyorum. Millet, devletin gerçek sahibidir. Devleti milletin karşısına diken bir avuç cuntacı kaybedecek, millet kazanacak" ifadelerini kullandı.