TBMM Genel Kurulu, 'Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşmek üzere Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Genel Kurul görüşmelerinde grup başkanvekillerinin söz aldığı bölümde konuşan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, şunları söyledi:
* Son olarak bunu söylemek zorundayım: Milliyetçi Hareket Partisi'nin Ankara 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne vermiş olduğu bir dilekçede 154 milletvekili ve gazeteci var. Bu dilekçe niye verildi? Bir sefer bir suç duyurusu değil, bir tanık listesi değil ama niye verildi? Bu insanlar fişlendi mi? Ben sormak istiyorum buradan. Eğer 154 kişinin ismi bir mahkemeye veriliyorsa; hukukçusunuz, Adalet Bakanlığı yaptınız, bunun ne demek olduğunu en iyi bilirsiniz.
* Bir parti bir mahkemeye gazeteci, aydın milletvekillerinden oluşan 154 kişiyi veriyorsa, orada sanık olarak, şüpheli olarak isimlerini belirtmiyorsa, tanık da değilse bu isimler niye verilmiştir? O mahkeme ne yapabilir? Hulusi Kentmen mi o hakim gelip bana vurup yanaklarımı sıkacak? Soruyorum, ha bu bir fişlemedir ve bu insanlar için yarınlar çok sıkıntı olur, sokaklar çok sıkıntı olur, en başta bu iktidar bunun hesabını veremez. Bu 154 kişinin birinin burnu kanarsa diyorum."
"BİLGİ VE BELGELERİ MAHKEMEYE VERSİNLER"
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın açıklamaları üzerine söz alan MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, şunları söyledi:
* "Sayın Başarır’ın bahsettiği, bugün Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin basın toplantısında da ifade ettiği 154 kişilik büyük çoğunluğu medya çalışanı, gazeteciler mahkemede devam eden bir dava için 7/24, sürekli yorumlar yapıp birtakım kara propagandalar ürettiler. Onlara da elinizde ne bilgi, belge varsa mahkemelere sunun, yani bunu bir polemik, demagoji veya bir siyasi mesele yapmadan bilgileriniz, belgeleriniz neyse mahkemelere sunun.
* Ayrıca Milliyetçi Hareket Partisi de devam eden bu mahkemeye müdahil olma başvurusunda da bulundu. Bu başvuru esnasında, bahse konu bu medya çalışanlarının, gazetecilerin, televizyon yorumcularının da bilgisine başvurulması ifade edilecekti, kastedilen bu. Yine aynı şey, bilgisi, belgesi olanlar orada ve birtakım mecralarda yorumlar yapıp birtakım polemikler üreteceğine ve sürekli partimiz aleyhine propaganda yapacağına en doğrusu da elindeki bilgileri, belgeleri gidip mahkemeye versinler. Yoksa ne sanıklık ne tanıklık yapmak isteyen de gider tanıklığını da yapar. Mesele bundan ibarettir."
"ŞÜPHELİYSEK ŞÜPHELİ OLARAK VERİLİRİZ"
Erkan Akçay'ın açıklaması üzerine yeniden söz alan Ali Mahir Başarır, şunları belirtti:
* "Şimdi, bu önemli bir mesele, bu mühim bir mesele. Bir önemli davada ağır ceza mahkemesine bir dilekçe veriliyor. Öncelikle, mahkemelere verilen dilekçelerde bir tarafın taraf teşkil etmesi lazım, değil mi? Ya da müdahil olmaya ilişkin herhangi birisinin dilekçe vermesi lazım. Böyle bir şey yok. Hadi bunu anladım ama sayın başkan, bakın, tanıksak tanık olarak veriliriz, şüpheliysek şüpheli olarak veriliriz. Niye verilmiş? Böyle bir şey var mı? Gerçekten ben bunu soruyorum. Bakın, çok anlamsız ama çok anlamlı bir şey.
* Hukuken ne kadar anlamsızsa bana göre, Türkiye'nin son 22 yılda yaşadıklarına göre çok anlamlı bir şey. O yüzden, ben bunu doğru bulmuyorum. Sayın Genel Başkan çıkar, 'Ben bu 154 kişiden şikayetçiyim, onları kamuoyuna şikayet ediyorum; partime iftira atıyorlar' der, bizler cevabını veririz. Ama arada bir mahkeme varsa ve bu mahkemeye verilen dilekçeler basına sızdırılıp işte, basın bunu konuşursa, bu insanlar hedef gösterilmiştir. Ben bunu anlatmaya çalışıyorum. Bu, doğru değil."
"BU DOSYAYI SUNANLAR SORUMLUDUR"
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın ardından söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit ise şu ifadeleri kullandı:
* "O meşhur listede adı olanlardan biri de benim. Gerçekten bunun bir fişleme olduğunu, hedef gösterme olduğunu açık ve net bir şekilde bilelim. Şimdi, bu ülkede eğer biri ziyaret yapıyorsa, bir partinin Genel Başkanı, Özel Harekat’a, bir yere gidiyorsa ve gittiği yerde eli öpülüyorsa ve birçok konuda ayar veriyorsa topluma, kalkıp 154 kişinin ismini de bugün dosyalarla açıklıyorsa burada çok açık ve net bir şekilde bir tehdit ve bir hedef gösterme olduğunu hepimiz biliyoruz.
* Hepimiz Türkiye'de yaşıyoruz, Türkiye'de siyasetin nasıl şekillendiğini çok iyi biliyoruz. Sayın mevkidaşımın söylediği çok doğru. Eğer, bize yönelik bir suçlama varsa giderler mahkemeye suç duyurusunda bulunurlar. Biz de gideriz, kendimizi savunuruz ama onun dışında, 'Elimde dosyalar var, nerede, ne konuşmuşlar, ne yapıyorlar, biz bunu biliyoruz, takip ediyoruz, günü geldiğinde de gereğini yapacağız' diye açıklama yapılıyorsa, o zaman bu 154 kişinin can güvenliği dahil, olacak herhangi bir şeyden bizzat bu dosyayı sunanların sorumlu olduğunu da bütün Türkiye kamuoyunun bilmesi gerekiyor."
"KESİNLİKLE KABUL ETMEYİZ"
Ali Mahir Başarır ve Gülüstan Kılıç Koçyiğit'in açıklamalarının ardından söz alan Erkan Akçay, şunları söyledi:
* "Kimse meseleyi saptırmaya kalkışmasın, öyle hedef gösterme, tehdit falan söz konusu değil. Kamuoyuna, millet vicdanına bir şikayet olduğu gibi, bir görüş ifade etmektedir. Ne yani 7/24 televizyonlarda, birtakım gazete köşelerinde yorumlar yapılacak, iftiralar atılacak, birtakım isnat ve iftiralarda bulunulacak, biz de bunlara sabah akşam cevap yetiştirmekle mi meşgul olacağız? Milliyetçi Hareket Partisi olarak bizim bir ülke gündemimiz var, o mecra üzerinden yürürüz. Kamuoyuna şikayet ediyoruz. Fişleme falan kesinlikle kabul etmeyiz, tehdit de yoktur. Siyaset, açık yürütülen bir faaliyettir. Milliyetçi Hareket Partisi de bu görüşlerini açıkça da ifade etmekte ve milletimizle paylaşmaktayız. Mesele bu kadar açık ve nettir."
"MHP'NİN KAMUOYUNA MESAJ VERECEĞİ YER DEĞİLDİR"
Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, Ali Mahir Başarır'ın söz istemesi üzerine, 'Görüşlerin kayıtlara geçtiğini ve yeni bir tartışmaya mahal verilmemesi gerektiğini' ifade ederken konuşan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "'Partimize bir dava ile ilgili kamuoyunda saldırılar var. Gazeteciler ve siyasetçiler bunu yapıyor. Bununla ilgili kamuoyuna mesaj verdik' diyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin mahkemeleri, MHP'nin kamuoyuna mesaj vereceği bir yer değildir. Ben de bunu anlatmak istiyorum. Çıkar, bu kürsüler niye var? Bunları konuşmak için, mahkeme vasıtasıyla bize mesaj veriliyorsa işte bu konu başka bir yere gider" diye konuştu.