Devlet Bahçeli'nin başlattığı "Terörsüz Türkiye" projesiyle ilgili tartışmalar sürerken Abdullah Öcalan'ın çağrısının YPG'yi kapsayıp kapsamadığı da tartışma konusu oldu.
DEM heyetinde yer alan Sırrı Süreyya Önder çağrının YPG'yi de kapsadığını belirtirken DEM Parti'den gelen bazı açıklamalarda ise çağrının onları kapsamadığı açıklandı.
BAHÇELİ'DEN ATEŞKES TEPKİSİ
Son olarak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün sert bir açıklama yaptı ve YPG konusundaki tartışmaya noktayı koydu "YPG’nin ve buna benzer terörist oluşumların anılan çağrıdan muaf ve istisna olduklarını iddia etmeleri, çatlak ses çıkaranların bu mesnetsiz görüşü bir plan dahilinde paylaşmaları örgütsel ve kurucu önderliğin doğasıyla tamamıyla çelişkilidir. Terör örgütünü kuran feshini istemiştir." dedi.
Bahçeli ayrıca "PKK terör örgütü ve iltisaklı gruplar derhal ve ön şartsız silah bırakmalı, hatta kanlı silahlarını Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim etmelidir. Ateşkes açıklaması doğru, dengeli ve isabetli bir açıklama değildir" açıklamasında bulundu ve DEM Parti için ise "sağduyulu açıklamaları devam ederse Türkiye partisi olmasının önü de açılacaktır." dedi.
DEM PARTİ'DEN İLK AÇIKLAMA
Devlet Bahçeli'nin açıklamalarına DEM Parti cephesinden ilk tepki Tuncer Bakırhan'dan geldi.
t24'TEN Cansu Çamlıbel'e uzun bir röportaj veren DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, "Bahçeli’nin dün yaptığı açıklamayı nasıl buldunuz. Fesih çağrısından sonraki ilk kapsamlı değerlendirmesiydi ve PKK'nın ateşkes açıklamasını ‘doğru, dengeli ve isabetli’ bulmadığını söyledi. Sürecin ikinci aşamasından pek memnun değil gibi." sorusunu yanıtladı.
Ateşkes konusunda kavramlara takılmaması gerektiğini belirten Bakırhan, silah bırakmayla ilgili olarak da "neden yardımcı olunmuyor? sorusunu sordu. Bakırhan, Öcalan'ın tecridinin de kaldırılması gerektiğini söyledi.
İşte Tuncer Bakırhan'ın Bahçeli sorusuna verdiği cevap:
BAKIRHAN: KAVRAMLARA TAKILMAYALIM
Devlet Bey, başından beri sürece pozitif katkı sağlamaya çalışan bir siyasetçidir. Bu saatten sonra da özellikle demokratik bir Türkiye için benzer katkıların hayati önem taşıyacağına inanıyoruz. Açıklamalardan yola çıkarak birkaç noktanın altını çizmek isterim. Ateşkes, eylemsizlik ya da çatışmasızlık ne derseniz deyin; bu yaklaşım sürecin daha sağlıklı ilerlemesine katkı sağlayacaktır. Kavramlara takılmadan yol alabiliriz. Hassasiyetleri elbette karşılıklı olarak gözeteceğiz. Yüz yıldır kanayan bir yaranın artık açılmamak üzere kapatılmasına yoğunlaşmalıyız. Emin olun hepimizin hassasiyetle hareket edersek çok daha rahat yol alırız.
Tarihi bir karar alınıyor. Silah bırakmak için kongrenin toplanması, silah bırakma sürecinin mekanizmalarının sağlıklı bir şekilde oluşturulması gerektiğinin herkes farkındadır. Fakat ‘toplanma koşulları yok, çatışma ortamında güvenlik sorunumuz var’ deniyor. Bu durum hem teknik hem de kritik bir meseledir. Haliyle silah bırakılacaksa, fesih kararı alınacaksa neden yardımcı olunmuyor, uygun şartlar sağlanmıyor? Çatışmasızlık durumu neden sağlanmasın?
DEM Parti bir arabulucu. Ne devlet veya iktidar ne de PKK adına söz kuramaz, kurmadı da. Fakat şunu deme hakkımız var; taraflar arasında çözüme odaklı görüşmeler olmalıdır. Örneğin tecrit koşullarında bir değişme var mı? Gündem olan birçok tartışmanın muhatabı Sayın Öcalan’dır. Kime çağrı yaptığı tartışılıyor. Açın kapıları, kaldırın tecridi ve kendisi cevap versin. Açıklasın. Öte yandan, “Milyonların demokrasi talebi görmezden gelinerek toplumsal barış nasıl inşa edilecek?” diye sorduğumuzda lütfen bunun cevabı da düşünülsün. DEM Parti tüm hassasiyetleri gözeten bir yerde olup, provokasyonlara karşı çok dikkatlidir ve tarihi bir sürecin hepimizin faydasına olmasından yanadır.