Cacık, sandviç, salata ve turşu gibi pek çok tarifin ana bileşenlerinden biri olan salatalıkların yaklaşık %96 oranında su içerdiğini biliyor muydunuz? Yüksek su içeriği sayesinde düşük kalorilidir, sağlıklıdır ve lezzetlidir. Ancak, sulu bir sebze olmasına rağmen saklama koşullarına dikkat edilmediğinde çabucak yumuşayıp bozulabilir.
Tarımsal olarak 4000 yıllık köklü bir geçmişi olduğu düşünülen salatalıklar, Antik Yunan, Roma, Hindistan ve Çin gibi eski medeniyetlerde en çok tüketilen besin kaynaklarından biriydi. Ayrıca, 40’a yakın hastalığın tedavisi için kullanıldı. Günümüzde salatalığı ilaç olarak kullanmıyor olsak da salatadan turşuya kadar birçok tarifte ekliyoruz.
Elbette, salatalıkların bu kadar çok yönlü bir sebze olmasının birden fazla nedeni var: lezzetlidir, yüksek su içeriği sayesinde düşük kalorilidir, K vitamini, C vitamini, folik asit, kafeik asit, manganez ve beta-karoten gibi çok sayıda besin içerir. Ayrıca, çiğ olarak tüketilebilen sayılı sebzelerdendir. Ancak, salatalıklar sertliğini kaybederek yumuşamaya başladıklarında lezzetinden ödün verirler ve aslında bu bozulmaya dair ilk işaretlerden biridir. Bununla birlikte, salatalıklar doğru koşullarda saklandığında uzun süre boyunca tazeliğini koruyabilir.