Yabancı kuruluşların Türkiye'ye borç vermek istemediğini belir Geçer, beraberinde dövizde ciddi sıkıntıların ortaya çıktığını aktardı. Selçuk Geçer, "Kısa vadeli borçlarımız her ay artmaya, rekor kırmaya devam ediyor. Öbür taraftan dış ticaret ve cari açığımız kontrolden çıkmış durumda. Bu ciddi bir ödemeler dengesizliğine işaret ediyor" dedi.
Finans sektöründe krediyi döndürmek anlamında büyük problemlerin olduğunu söyleyen Geçer, kur korunmalı mevduatın durumu durdurmuş gibi görünse de ciddi bir maliyet etkisi oluşturduğunu aktardı. Makro ekonomik sıkıntıların yanı sıra uluslararası gelişmelerin de duruma eklendiğini ifade eden uzman isim Türkiye'deki dövüş sıkışıklığının devam ettiğinin altını çizdi.
KAPALIÇARŞI'YA AKIN VAR
TÜİK tarafından açıklanan veriler kapsamında bile doların 24 ile 25 TL civarında olması gerektiğini aktaran Geçer, "Gerçek enflasyon üzerinden değerlendirdiğimizde ise doların 35-40 lira aralığında olması gerekiyor. Ya da maliyetler içerisindeki enflasyona bakıldığında yine doların 40 lira üzerinde olması şart" dedi.
Şirketlerin açıkları kapatmak amacıyla dövize yöneldiğini belirten Geçer, Merkez Bankası rezervlerini doldurmak için Kapalı Çarşı’ya akın edildiğini iddia etti.
Fiyat farklarının bu nedenle oluştuğunun altını çizen Geçer, aylar öncesinden bugünlerin geleceğinin uyarısını yaptığını da hatırlattı.
Şu an dolar kurunun karaborsaya düşmesinden endişe edildiğini aktaran Geçer, 5 Nisan 1994'ü hatırlatarak şunları söyledi: "Şu anki endişemiz şu; dolar kuru karaborsaya düşebilir ve bu makaslar daha da açılabilir. Bu da önümüzdeki dönemde makro ekonomik sıkıntılar hele hele bu karaborsa ortamı nedeniyle kaçınılmaz bir devalüasyon işaret edebilir. İyi ihtimal 35-40 lira, kötü ihtimal kontrolden çıkıp aynı 5 Nisan 1994'te olduğu gibi katlanarak artabilir."