Yunusemre Belediye Kent Tiyatrosu'nda genel sanat yönetmeni olarak çalışan Yonca Gezgin, yaşamını sokak hayvanlarına adadı. 13 yıl önce sokaktan kedi sahiplenmesiyle başlayan bu sevgi ve ilgi, her geçen gün büyüdü. Sokak hayvanları da onun yolunu bekler oldu. Hayvanlar Gezgin'i görünce hemen çevresinde toplanıyor. Gezgin'i gören hayvanların mutluluğu gözlerinden ve davranışlarından anlaşılıyor.
Manisa'da sokak hayvanları otomobilinden tanıyor
Manisa'daki bir ilçe belediyesinin bünyesindeki kent tiyatrosunda genel sanat yönetmeni Yonca Gezgin (34), 13 yıldır kendi imkanlarıyla sokak hayvanlarını besliyor. Yolunu bekleyen köpekler Gezgin'i otomobilinden tanıyıp, etrafını sarıyor. Gezgin, "Otomobilimi biliyorlar. Korna ve benim sesimi de tanıyorlar. Aramızda çok ciddi bir iletişim var. Beni her gün beklediklerini biliyorum. Ben hasta da olsam, hava yağmurlu da olsa, onlara gidebilmek için mutlaka kendime imkanlar oluşturuyorum" dedi.
Hayvanların kendisini otomobilinden tanıdığını dile getiren Gezgin, “Otomobilimi biliyorlar, korna sesini ve benim sesimi de tanıyorlar. Aramızda çok ciddi bir iletişim var. Aramızdaki o çok güçlü bağ, bizi bir arada tutuyor. Bir sorumluluk oluşuyor. Beni her gün beklediklerini biliyorum. Ben hasta da olsam hava yağmurlu da sıcak da olsa, onlara gidebilmek için mutlaka kendime imkanlar oluşturuyorum" dedi.
Hayvanlara zarar verilmesinin kendisini üzdüğünü kaydeden Gezgin, "Hayvanları sevmek zorunda değiller, zarar vermesinler yeterli. En azından sevenlerin önünü tıkamasınlar. Kendi vicdanları bu noktada kapalı olabilir ama en azından sokak hayvanlarının hayatını kolaylaştıranların yolculuklarına engel olmasınlar. Çünkü artık bizim kalbimiz hayvanlara zarar verenlere, su kabını tekmeleyenlere ve su kabına izmarit atanlara dayanmıyor. Bu durum bizi öfkelendiriyor ve üzüyor. Destek olmuyorlar, köstek olmasınlar bu bizim için yeterli" diye konuştu.
HAYVANSEVERLERE UYARI
Hayvanseverleri de doğayı kirletmememeleri için uyaran Gezgin, “Çoğu zaman insanların hayvan sevmeyi yanlış algıladığını düşünüyorum. Hayvan beslemeye giden hayvanların çoğu besledikleri mamaların kaplarını doğaya atıyorlar, yanında herhangi bir çöp poşeti bulundurmuyorlar. En önemlisi konserve mamaların başlarını ezip o şekilde çöpe atmıyorlar. Böyle bir durum söz konusu olduğunda özellikle karnı çok aç olan yavru bir kedi veya köpek o mamanın kokusunu alarak, kafasını konserve kutusunun içerisine sokuyor. Etrafta herhangi bir insan desteği yoksa, kafasını oradan çıkaramayıp, hayvan boğularak ölüyor. Hayvan beslemek demek, evinizdeki atık yemeği çöpün dibine boca etmek değil, orada da hayvanın ve çevrenin hijyenini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Lütfen hayvan beslemesi yaptığınız yerlerde doğayı ve çevreyi kirletmeyin" diye konuştu.