'SIRA DIŞI DENEYİM OLDU'
Serap Lokmacı, çalışmayla ilgili, "Çok sevdiğim bir arkadaşımın kayınvalidesinin Macaristan'da vefat ettiğini duydum. Ölen kişinin kızı ve kendisi Protestan. Onların inanışları gereğince cenazeler krematoryumlarda yakılıyor ve külleri kimisi saksı dibinde saklıyor kimisi kavanozda saklıyor. Bu tamamıyla vasiyet adı altında yapılan bir şey. Kişi vasiyetinde küllerinin bir kısmının Tuna Nehri'ne bir kısmının da Boğaz Köprüsü'ne dökülmesini istediğini belirtmiş. Biz de kalıcı olmasını istediğimiz için kendisinin portresini yapmak istedik. Torunu bu duruma çok sevindi, çünkü anneannesinden geriye hiçbir şey kalmaması onu üzüyordu. Açıkçası en çok sevinen o oldu. 15 saatlik bir çalışma oldu. Bu zaman zarfında ölen kişinin sevdiği müzik eşliğinde çalıştım. Açıkçası çok duygulandım. Genelde 'Korkuyor musun?' gibi sorulara maruz kaldım ama hiçbir şekilde korkmadım. Sadece çok heyecanlandım. Benim için çok duygu dolu bir çalışma ve sıra dışı bir deneyim oldu. Açıkçası benim için sıra dışı bir çalışmanın içinde olmak harika bir deneyim oldu" dedi.