'BİN 800'ÜN ÜZERİNDE YÜZEY ÇÖKÜNTÜSÜ MEVCUT'
2020'den beri saha çalışması yaptıklarını, bu çalışmaların tamamlandığını ancak bu süreçte obruk oluşumunun devam ettiğini anlatan Prof. Dr. Arık, "Bu bölge içerisinde herkesin görmeye alışık olduğu derin kuyu şeklinde obrukların sayısı, 700'a dayanmış vaziyette. Onun dışında yer altındaki örtülü boşlukları belirten ve yüzeyde deformasyona neden olan çökme yapılar ile karakterinden bir metreden daha sığ vaziyette bin 800'ün üzerinde yüzey çöküntüsü mevcut. Bunlar ile birlikte obruk sayısının her geçen yıl çoğaldığını görüyoruz" diye konuştu. Obrukların oluşmaması için yer altı suyunun kontrol altına alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Arık, "Bu obrukların oluşumunda, temel parametre çözünebilir kayaların olmasıdır. Bir de yer altı suyunun seviyesindeki oynamalar, akış, yön, yer altı seviyesinin kimyasal özellikleri, çözme kabiliyeti gibi birçok farklı faktör devreye giriyor. Yüzeydeki kırıklar, aktif, tektonik; bunları etkileyen diğer unsurlar. Sözünü ettiğimiz doğal, jeolojik faktörleri kontrol etme şansımız yok. Burada zaten o kayalar var. Zaten o yer altı suyunun karakteristiği öyle. O zaman yine yapabileceğimiz tek şey; su seviyesindeki aşırı oynamaları ve yer altı suyunu kontrol etmek" dedi.