Kur‘an yakma eylemi ve benzeri eylemler ne zamana dayanıyor?
Bu tür fiiller uluslararası ceza hukuku alanına dahil olmadığı için, ülkelerin milli kanunlarını incelemek gerekli. Batı dünyasını esas alacak olursak dini değerleri koruyan ve eski tarifiyle Blasphemy Laws olarak anılan kanunlar, asırlardan beri birçok ülkede mevcuttur. 2017 yılında Danimarka, 334 sene boyunca ceza kanununda bulunan dini değerlere hakaret paragrafını kaldırma kararı aldı. Almanya’da ise Danimarka örneğinde olduğu gibi, benzer bir yasanın kanundan çıkarılması uzun zamandır tartışılıyor. Alman ceza kanununun 166. "dini inançlara hakaret“ maddesi ise tatbik noktasında etkisiz haldedir. Dine hakaret eylemleri sadece kamusal barışı (pax publique) tehdit ettiğine kanaat edilirse savcılık tarafından takip edilir ve mahkemeye intikal eder. İslamiyet'e karşı bir eylemi hakaret olarak kabul eden en son mahkeme kararı 2006 yılında verilmişti. Davanın sanığı tuvalet kağıdının üzerine “Koran, der heilige Qur’an“ yazısını bastırıp çeşitli camilere yolladığı ve farklı suçlardan sabıkalı olduğu için 1 yıl tecilli hapis cezasına mahkum edilmişti.
Hz. Muhammed hakkında yapılan hakaret karikatürlerinde olduğu gibi, Kur’an-ı Kerim mushafını yakma eylemlerinin Orta Çağa dayandığına dair kaynaklar var. Endülüs’ün reconquista devresinden sonra Valencia ve Toledo‘da 1498-1500 arası, kilisenin talimatı doğrultusunda Kur’an-ı Kerim'in Arapça nüshaları yaktırılmış ve 16. yüzyılın ortalarında yayılmasına karşı resmi sansür uygulanmıştı. Dönemin Papası 7. Clemens‘in (1523-1534) benzer bir tavır sergilemesi ise tarihçiler arasında ihtilaflı bir meseledir. Yakın tarihte, 2010 yılında Terry Jones isimli papazın 11 Eylül tarihinde hayata geçirmek istediği “Uluslararası Kur’an‘ı yakma günü,“ yoğun protestolar neticesinde o an için iptal edilmişti. Kendisinin bundan iki sene sonra gerçekleştirdiği 3 bin adet mushafı yakma teşebbüsü ise izinsiz silah taşıdığı için yetkililer tarafından olay yeri olan kamusal bir parkta tutuklanmıştı. Ancak tabiri caizse artık cin şişeden çıkmıştı.
Jones’un vermiş olduğu ilhamla Avrupalı bir çok siyasetçi ve aktivist son yıllarda Kur’an-ı Kerim'e karşı sistematik ve devamlı bir şekilde hakaret söylemleriyle ortaya çıktılar. İslam düşmanlığı üzerinden siyasi bir kariyer yapan Hollandalı Geert Wilders, Müslümanların kutsal kitabını yasaklatma hedefini 2016 yılında ortaya attıktan sonra, özellikle İsveçli Neo-Nazi Rasmus Paludan, 2020 yılında farklı ülkelerde Kur’an-ı Kerim'i kamusal alanda yakma eylemleri gerçekleştirmeye çalıştı. Fransa, Hollanda ve Almanya'dan sınır dışı edilen Paludan, provokatif hedefine geçtiğimiz hafta sonu İsveç'in başkenti Stockholm'ün Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği önünde yoğun bir polis korumasıyla ulaştı.