IMF'nin "Ülkeler Güçlü Dolara Nasıl Tepki Vermeli" makalesine göre Dolar, bu yılın başından bu yana yen karşısında yüzde 22, Euro karşısında yüzde 13 ve gelişmekte olan piyasa para birimleri karşısında yüzde 6 değer kazanarak 2000 yılından bu yana en yüksek seviyesinde.
ABD'nin dünya mal ihracatındaki payı 2000 yılından bu yana yüzde 12'den yüzde 8'e gerilerken, doların dünya ihracatındaki payı yüzde 40 civarında kaldı. Enflasyonu düşürmek için mücadele eden birçok ülke için, para birimlerinin dolara göre zayıflaması mücadeleyi daha da zorlaştırdı. Ortalama olarak, yüzde 10'luk bir dolar değerlemesinin enflasyona tahmini geçişi yüzde 1'dir. Bu tür baskılar özellikle gelişmekte olan piyasalarda akuttur ve gelişmiş ekonomilere kıyasla daha yüksek ithalat bağımlılıklarını ve dolar faturalı ithalatın daha büyük payını yansıtmaktadır. ABD Dolar'ında yüzde 10'luk değerlenmenin diğer ülkelerin enflasyonunda yüzde 1'lik artışa neden olduğu tahmin ediliyor.
RUSYA UKRAYNA KRİZİ DOLARIN İTİCİ GÜÇLERİNDEN BİRİ
Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin tetiklediği büyük ticaret koşulları şoku, doların gücünün arkasındaki ikinci büyük itici güçtür. Euro bölgesi, enerji ithalatına, özellikle de Rusya'dan gelen doğal gaza büyük ölçüde bağımlıdır. Gaz fiyatlarındaki artış, ticaret koşullarını paylaşılan para biriminin tarihindeki en düşük seviyeye getirdi.