Bir dönemin efsanesi demenin son derece yanlış olduğu, her dönemin efsane dizisi Avrupa Yakası günümüzde bile en çok izlenen diziler arasında yer alıyor. Her karaktere ayrı bir sevgiyle bağlandığımız dizide, oyuncuların nasıl seçildiğini Gülse Birsel anlattı....
Bomba detaylar... Avrupa Yakası oyuncuları bakın nasıl seçilmiş: Gülse Birsel tek tek anlattı
Bir dönemin efsanesi demenin son derece yanlış olduğu, her dönemin efsane dizisi Avrupa Yakası günümüzde bile en çok izlenen diziler arasında yer alıyor. Her karaktere ayrı bir sevgiyle bağlandığımız dizide, oyuncular nasıl seçilmiş Gülse Birsel'in anlatımıyla öğrenin....
Gazanfer Özcan (Tahsin Sütçüoğlu)
"Baba için kafamdaki ilk isimdi. O da hemen 'Peki,' dedi. Beni en çok etkileyen özelliği, yaş farkına rağmen bir arkadaşla sohbet eder gibi olmasıydı. Yüksek, pratik, işlek, enerjik bir zekâ, her konudan haberi olan, son derece uyanık bir karakter. Çok şakacı ve olağanüstü kibardı. Bana hep 'Gülse Hanım' diyordu. O yaşta, 35 yaş kafası taşıyan, oyunculuğa da öyle bakan, iyi bir senaryoda, iyi bir performans gördüğünde heyecanlanan harika bir adamdı. En son kaybetmemiz gereken kişiydi, ama kader... Ciddiye almamak, sahneleri sallamak, bir an önce yapalım bitirelim duygusu, sıkılmak hiç yoktu. Çekimler uzadığı halde hiç şikâyet etmezdi."
Hümeyra (İffet Sütçüoğlu)
"Senaryoyu okudu, çok beğendi, fakat 'Mümkün değil, yapamam. Zamanlamanız uymuyor. Tam sizin çekimlerinizin başladığı tarihte ben 20 gün aralıksız prova yapacağım,' dedi. Yeni bir oyuna başlıyordu. Sonra bizde bir gecikme oldu, 15 gün ileri attık çekimleri. Tekrar aradık ve o zaman büyük bir mutlulukla kabul etti. Hümeyra'nın enerjisinin sınırı yoktur. Çok yüksek tamperamanla girer ve sahneyi yükseltir."
Ata Demirer (Volkan Sütçüoğlu)
"Hiç tanımıyordum. Sadece GAG'ın beşinci bölümünde, Ata Demirer imzalı bir mail gelmişti bana; 'Sizi tebrik ediyorum, çok beğendim programı,' diye. Ben de 'Aaa Ata Demirer, stand-up'çı çocuk, ne güzel,' diye düşünüp, 'Teşekkür ederim,' şeklinde yanıtlamıştım. Rolü ona teklif ettiğimizde önce 'Tamam,' dedi, ertesi gün vazgeçti. 'Ben başka işlere ağırlık vermek istiyorum,' dedi. İlk kez televizyonda bir iş yapıyor olmam yüzünden güvenemedi herhalde. Yıllar sonra ilk defa geçen hafta itiraf etti, aslında o zaman henüz senaryoyu okumamış ve sadece korktuğu için reddetmiş. Birkaç hafta sonra tekrar konuşuldu ve bu kez 'Haftada iki gün ayırabilirim,' dedi, anlaştık, çekimlere başladık. Senaryoyu okudu, üç günde çekime girdik. Sohbeti, dostluğu, rakı sofrası çok tatlıdır. Biz hakikaten altı yılda ağabey kardeş gibi olduk."