Asgari ücretin 9 bin - 10 bin TL olması devlet desteği ile mümkündür ancak devlet desteği olmadan bu rakamlarda olması pek mümkün gözükmemektedir.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu yeni asgari ücreti belirlerken sadece oransal artış dışında asgari ücretli çalışanların sayısını, oranını düşürebilecek bir model belirlemelidir. Bu yönde çalışma yapılmalıdır.
Avrupa’da asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 3-5’lerde iken bizde yüzde 50’lere dayandı.
Bir de asgari ücrete yapılan zam, tüm çalışanlara aynı oranlarda yansıtılmaz ise ilerleyen yıllarda asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 60-70’lere çıkabilir.
Asgari ücretle çalışmak demek aynı zamanda emekli olunduğunda da düşük emekli aylığı almak anlamına geliyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonu ezberlenmiş uygulamalardan vazgeçmeli ve günün şartlarına koşullarına uygun bir model ortaya koymalıdır.
Asgari ücret aslında mesleğe giriş ücretidir, mesleki tecrübe süresince asgari ücretle çalışanlar belli bir süre sonrasında asgari ücretle çalışmayacak bir modele de geçilebilir. Bu durumda sigortalılığın, prim gün sayısının önemli artar ve kayıt dışılıkla da dolaylı mücadele edilmiş olunur.
Mesleğe yeni başlayanla 10-15 yıl mesleki tecrübesi olan kişinin aynı ücreti alması verimsizliği arttırmaktadır.
Asgari ücret belirlenirken belki de en önemli konu asgari ücretin üzerinde aylık alanlara yapılacak zammın işverenin inisiyatifine bırakılmadan yasalarda belirlenecek zam oranının sadece asgari ücretlilere değil tüm çalışanlara yansıtılması yönünde olmalıdır.