İLK KAZILAR 1960'LARDA BAŞLADI
Asal, yapının kubbeli bazilika olarak değerlendirilebileceğini belirterek, "Kubbeli bazilika olsun ya da olmasın özellikle mimari süsleme elemanlarıyla çok kıymetli. Mesela arşitrav bloğu üzerinde çok güzel bir şiir yer almakta, şiirsel bir konu anlatılmakta. Anicia Juliana ve ailesiyle soyuyla ilgili güzel ifadeler yer almakta. Bu nedenle çok kıymetli." dedi.
Kilisenin özellikle Latin istilası döneminde büyük yıkıma uğradığını anlatan Asal, yapının 1010 yılındaki depremden de etkilendiğinin söylendiğini, parçalarının ise buradan alınıp özellikle de Venedik'te San Marco Bazilikası'nda kullanılmak üzere sökülüp götürüldüğünü kaydetti.
Asal, bunların dışında İstanbul'daki diğer kilise benzeri yapıların süsleme ve inşasında da Aziz Polieuktos Kilisesi'nin malzemelerinden yararlanıldığını, günümüze kadar ulaşan bu duvarlarla yine de varlığını sürdürmeye devam ettiğini belirtti.