Ekonomi yazarı Prof. Dr. Emre Alkin, piyasalarla, Merkez Bankası'nın aldığı kararlarla ilgili önemli değerlendirmeler yaptı.
Ekonomim.com'daki habere göre Merkez Bankası’nın faiz kararını yorumlayan Prof. Dr. Emre Alkin, Merkez Bankası yetkililerinin; göreve geldiklerinden beri, kredi notunun yükseldiğini, CDS primlerinin düştüğünü gördüklerini ifade etti. Alkin, “Dolayısıyla, ‘Belirlediğimiz patika yanlış değil. Niye eleştirilere bakıp taktik değiştirelim? Ana stratejim beğeni topluyor’ diyorlar” yorumunu yaptı.
Eylülde ve kasımda 2 not artırımı ihtimali olduğunu, 3 bile olabileceğini söyleyen Alkin, “Merkez Bankası, o zamana kadar uluslararası kuruluşların yaptığı övgüyü ve satır aralarında uyarılarını dikkate alarak yola devam etmeyi düşünüyor. Şimdi ana patikada herhangi bir değişiklik olmayacağına dair yaptıkları açıklama ve aynı zamanda dilinin biraz şahin olması normal. Merkez Bankası’nın siyasetin taleplerine hem direnmesi hem de politika faizini yüzde 50’den yüzde 40’a düşürmesini engellemek amacıyla biz de veryansın ediyoruz” diye konuştu.
Öte yandan bazı ekonomistlerin yüksek faizin önemli bir şey olduğunu düşündüğünü dile getiren Alkin, “Böyle düşünenler, bence para arzının tam olarak ne olduğunu bilmiyorlar. Çünkü para arzı Merkez Bankası'nın parası değil. Bugün baktığımız zaman bazı ülkelerde, bankalardaki para, merkez bankasındaki paranın 10 katı. Bizde biraz daha düşük. Merkez Bankası çok fazla para bastığı için 5-6 katı gibi gözüküyor. Oysa hem Amerika'daki hem de dünya üzerindeki bankaların dolar cinsinden ürettiği para 1’e 100. Zaten parayı üreten Merkez Bankası değil” şeklinde konuştu.
“Sıkılaştırılmış para politikasını nasıl yapacaksın?” diye soran Emre Alkin, “Faize yüzde 50 diyorsun. Her 1.000 liralık mevduata sene sonunda 1.500 lira veriyorsun. Kredi veriyorsun, yüzde 70 faiz diyorsun. 1.000 liralık kredi 1.700 TL olarak geri ödeniyor. Mevduat ve kredi çarpanından haberin yok mu? Kaydi paranın da dahil olduğu bir sistem var. Dolayısıyla parayı üreten Merkez Bankası değil. Faizi yüksek tuttuğu zaman gelecek döneme enflasyon ihraç ediyor. Çünkü para miktarını büyütüyor. Fazladan likiditeyi nasıl çekecek? Daha yüksek faiz vererek mi? Kendi ayağına kurşun sıkacak” dedi.
MİLLET GİDİP DÖVİZ ALMAYA BAŞLAYACAK
Mecburen bir metot bulunacağını ifade eden Alkin, “İmdada yetişmesi için süper bono dedik. Çünkü KKM yüzünden muazzam bir para bolluğu oluştu. Muazzam faizler verildi. Şimdi bankalara ve ticari kurumlara kredi vermemeyi sıkı para politikası sanıyorlar. Vermezse de başka yerden buluyorlar. Sonuçta bazılarında para var, bazılarında yok. Bankalar elinde fazla para bulunduranlarla bulundurmayanları buluşturur. Bu fonksiyon yok edilmeye kalkışılırsa başka fonksiyonlar devreye giriyor. Yani şu anda Merkez Bankası’nın uyguladığı reçete enflasyonu durduracak bir reçete değil. Yüksek faizle gelecek döneme para üretiliyor. İşler normale döndüğünde o parayı nasıl sterilize edecekler. Parlak bir gelecek, aydınlık bir ufuk göstermezlerse millet gidip döviz almaya başlayacak. Bu da var olmayan bir döviz olacak. Artırılan rezerv hiçbir işe yaramayacak” yorumunu yaptı.