TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) haziran ayı işsizlik oranlarını açıkladı. haziranda işsizlik oranı 13 ayın zirvesini gördü. İstihdam oranı ise 7 ayın en düşük seviyesine geriledi. Haziran ayında işsizlik sayısı bir önceki aya göre 234 bin kişi artarak 3 milyon 305 bin kişi olurken, işsizlik oranı ise 0,7 puan artarak yüzde 9,2'ye çıktı. İstihdam oranı da 0,6 puan azalarak yüzde 49,3 oldu. Bu gelişmenin ardından ekonomist Mahfi Eğilmez sosyal medya hesabı üzerinden bir paylaşımda bulundu. Eğilmez paylaşımında, "Sanayi üretimi düşüyor, işsizlik yükseliyor. Ekonomi stagflasyona gidiyor." ifadelerini kullandı. Peki, Stagflasyon ne anlama geliyor, nasıl olur? Ekonomide stagflasyon olursa ne olur?
STAGFLASYON NE ANLAMA GELİYOR, NASIL OLUR?
Bir ekonomide durgunluk (resesyon) ile yüksek enflasyonun aynı anda yaşandığı duruma stagflasyon denir. Ekonomik bir terim olan stagflasyon, bu iki durumun bir arada görüldüğü nadir görülen bir durumdur.
Ekonomik büyüme durduğu ya da yavaşladığı zamanai işsizlik artar. Böylece resesyon oluşur. Bu durum genellikle üretim seviyelerinin düşmesi ve tüketici harcamalarının azalmasıyla ortaya çıkar.
Aynı dönemde fiyatlarda genel düzeyde hızlı bir artış yaşanır. Bu da para biriminin satın alma gücünün düşmesi anlamına ya da yüksek enflasyon anlamına gelir.
Staglasyon ise örneğin petrol fiyatlarında ani ve büyük bir artış gibi bir arz şoku sonucunda, üretim maliyetlerinin artmasıyla ve böylece ekonomik büyümenin yavaşlayıp fiyatların yükselmesiyle ortaya çıkabilir.
Merkez bankalarının ya da hükümetlern yanlış para ya da maliye politikaları da stagflasyona neden olabilir. Mesele bir hüküme ekonomik durgunlukla mücadele ederken oara arzını aşırı artırması halinde enflasyon yaşanabilir.
İş dünyası ve tüketiciler gelecekte fiyatların artacağına inanırsa, bu da talebi artırabilir ve enflasyonist baskılar tetiklenebilir. Ekonomik belirsizlikler de durgunluğa neden olabilir.
EKONOMİDE STAGLASYON OLURSA NE OLUR?
Stagflasyon olduğunda, yani ekonomik durgunluk ve yüksek enflasyon beraber yaşandığında bir dizi sonuç ortaya çıkabilir. Bunlardan ilki yüksek işsizlik olarak sayılabilir. Bu durumda şirketler üretimi azaltır ve bu da işten çıkarmalara neden olur. Yüksek işsizlik de gelirlerin düşmesi ve tüketici talebinin azalmasına sebep olur. Ekonomi de böylece daha da yavaşlar.
Diğer yandan fiyatların sürekli artması, tüketicinin satın alma gücünü azaltır. Bu da özellikle sabit ve düşük gelirli vatandaşlar için yaşam maliyetinin artması demektir. Yüksek enflaston aynı zamanda şirketlerin maliyetlerini de artırır. Bu da daha fazlaz fiyat artışı demektir.
Yüksek enflasyon ve işsizlik sebebiyle, tüketicilerin ekonomiye olan güveni de azalırç Tüketici güveninde yaşanan bu düşüş, harcamaların daha da kısılmasına neden olur ve böylece ekonomik durgunluk derinleşir.
Şirketler artan maliyetlerini karşılayabilmek adına fiyatları artırmak zorunda kalır. Bu da üretim maliyetlerindeki artışların genel fiyat seviyesine yansıdığı kısır bir döngüye neden olur.
Ekonomik durgunluk ve belirsizlik zamanlarında, işletmeler yatırım yapmak istemez. Bu durum da uzun vadede ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyecektir ve işsizlik oranları daha da aratabilir.
Stagflasyonla mücadele etmek zordur. Enflasyonu düşürmek için uygulanan politikalar genel olarak ekonomğik durgunluğu daha da derinleştirir ve bu durgunluğu aşmak için alınan önlemler enflasyonu artırabilir. Bundan dolayı, politika yapıcılar iki olumsuz durumu aynı anda dengelemek zorunda kalacaklardır.
Hanehalkı işletmelerinin gelirleri azaldığında borçları da artabilir. Yüksek faiz oranları döneminde, borçların ödenmesi zorlaşır ve bu da finansal istikrarsızlığa sebep olabilir.
Artan yaşam maliyetleri ve yüksek işsizlik, sosyal huzursuzluklara ve toplumsal gerilimlere neden olabilir. Bu da sosyal politikaların ve destek mekanizmalarının sorgulanmasına sebep olabilir.