Merkez Bankası'nın faiz indirimi için tarih verildi. Altın, konut, dolar uçacak

Goldman Sachs Yönetici Direktörü ve Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (CEEMEA) Araştırma Eş Başkanı Clemens Grafe, Merkez Bankası'nın ne zaman faiz indirimine başlayacağına yönelik tarih verdi. Merkez Bankası'nın faiz indirmeye başlaması ile uzmanlar altın ve konut fiyatlarında artış, dolar ve euro kurunda yükseliş beklediklerini dile getirdi.

Google Haberlere Abone ol
Merkez Bankası'nın faiz indirimi için tarih verildi. Altın, konut, dolar uçacak

Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında haziran ayında olduğu gibi temmuz ayında da politika faizini yüzde 50 olarak sabit bıraktı. TCMB'nin ne zaman faiz indirmeye başlayacağı merak konusuydu.

ABD’li bankacılık grubu Goldman Sachs Yönetici Direktörü ve Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (CEEMEA) Araştırma Eş Başkanı Clemens Grafe Merkez Bankası'nın faiz indirimi hakkında konuştu. Grafe yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisinin kesinlikle arttığını, ancak bu yıl tahminen yaklaşık 30 milyar dolarlık portföy girişi olmasına rağmen, bunların büyük bölümünün kısa vadeli yatırımlardan oluştuğunu söyledi.

Ekonomim'den Elif Karaca'ya konuşan Grafe, “Yatırımcılar henüz enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde düşeceğine dair güven duymuyor ve bu nedenle daha uzun vadeli varlıklarda pozisyon alma konusunda isteksizler” dedi. TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay’ın Reuters ile söyleşisinde şu anda faiz indirim döngüsünün değerlendirilmediğini belirtmesine rağmen TCMB’den eylülde faiz indirimi beklediklerini belirten Grafe, küresel ekonomiye ilişkin beklentilerini de paylaştı.

-Daha önceki not artırımları ve FATF'nin gri listesinden çıkarılmasının ardından son olarak Moody's de Türkiye’nin kredi notunu 2 kademe birden yükseltti. Türkiye ile ilgili bu son olumlu gelişmelerin yabancı yatırım girişini hızlandıracağını düşünüyor musunuz?

Moody's’in not artırımı, diğer kredi derecelendirme kuruluşları da dahil olmak üzere son dönemde yapılan analizlerin ve piyasanın fiyatladığı durumun bir teyididir. Bizce de olumludur ancak sermaye girişlerinin artması için tek başına o kadar önemli değil. Yatırımcıların Türkiye'ye olan ilgisi kesinlikle arttı. Ancak bu yıl tahminen yaklaşık 30 milyar dolarlık portföy girişi olmasına rağmen, bunların büyük bölümü kısa vadeli yatırımlardan oluşuyor. Türkiye’de yapılan anketlerin ve Moody's not artırımında etkili olan koşulların da gösterdiği gibi döviz likiditesi konusundaki endişeler azaldı ve mevcut faizlerde TL çok cazip. Yatırımcılar henüz enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde düşeceğine dair güven duymuyor ve bu nedenle daha uzun vadeli varlıklarda pozisyon alma konusunda isteksizler. Daha sürdürülebilir bir yabancı sermaye girişini tetikleyecek olan şeyin enflasyondaki düşüş olduğunu düşünüyoruz.

-Son dönemde TCMB’nin önümüzdeki aylarda faiz indirimlerine başlayabileceği yönündeki tartışmalar arttı. Goldman Sachs olarak yakın zamanda faiz indirimi bekliyor musunuz?

Eylül ayında 100 baz puanlık ilk faiz indirimini öngörüyoruz ve bunu dördüncü çeyrekte 900 baz puanlık indirim izleyebilir. Ancak, indirim döngüsünün eylülde başlatılması, o zamana kadar hanehalkı enflasyon beklentilerinin önemli ölçüde düşmesine bağlı. Biz ekonomistler bunun olası olduğunu düşünüyoruz ancak doğal olarak başkalarının düşüncelerinin nasıl evrileceğini tahmin etmek zor. Eylül ayında yıllık bazda enflasyonun %44'e inmesini bekliyoruz ve dolayısıyla basit %50'lik ve yıllık bileşik %64'lük bir politika faiziyle reel faiz oranları çok yüksek olacak. Bu görüşe ilişkin riskin çoğunlukla Türk halkının enflasyon beklentileriyle ve TCMB indirimlere başladığında mevduat tabanında bir miktar yeniden dolarizasyon riskiyle ilgili olduğunu düşünüyoruz.

-TCMB Başkan Yardımcısı Cevdet Akçay, Reuters ile söyleşisinde şu anda faiz indirim döngüsünün değerlendirilmediğini söyledi. Bu açıklamaya rağmen eylüle ilişkin indirim beklentinizi koruyor musunuz?

Evet, Akçay’ın her zamanki gibi çok mantıklı olan yorumlarını okudum. Faiz indirimi tahminimiz gerçekten de eylül ayına kadar enflasyon beklentilerinin yeterince ayarlanmış olmasına bağlı. Ancak hayır, bu aşamada tahminimizi değiştirmeyi düşünmüyoruz.

-Türkiye'nin yüksek enflasyonla mücadelesinde önemli bir yol katettiğini düşünüyor musunuz? Enflasyonun seyrine dair beklentileriniz neler?

Ne yazık ki geçen yılın son çeyreğinde kaydedilen ilerleme, beklentiler bir kez daha yerinden oynatıldığı için 2024’ün birinci çeyreğinde kısmen boşa çıktı. Ocak ayında asgari ücrette yapılan büyük artış, yıl ortasında daha fazla artışın takip edeceği beklentisinin oluşmasıyla yanlış yorumlandı ve pek çok kişi yerel seçimlerden sonra TL'nin genel seçim sonrası dinamiklere benzer şekilde değer kaybedeceğine inanıyordu. Bu, politika yapıcıların stratejiye bağlı kalmasına ve aslında TCMB'nin yerel seçimlerden önce faiz oranlarını daha da artırarak sinyali güçlendirmesine rağmen gerçekleşti. Türk halkının şüpheciliği anlaşılabilir ancak bu talihsiz bir durum. Enflasyonu düşürmek için gereken maliyet, yani fedakarlık oranı, politika yapıcıların rehberliğine inanma konusunda daha isteksiz haneler ve şirketler arttıkça yükseliyor. Sorunuza yanıt olarak, hükümetin ve TCMB’nin gerekli zemini hazırladığını düşünüyoruz ancak enflasyonu istikrara kavuşturmada önümüzdeki iki çeyrek dönemin kritik olacağına inanıyoruz.

AVRUPA'DA, BÜYÜMEDE ZAYIF SEYİR DEVAM EDECEK

-Sizce küresel ekonomi daha önceki beklentilere kıyasla çok daha iyi performans gösteriyor mu? Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı konumundaki euro bölgesinin toparlanması kısa vadede hız kazanacak mı?

Küresel ekonomi birçok kişinin beklediğinden daha iyi performans gösterdi. Bu özellikle ABD için geçerli. Bu aynı zamanda, bizim görüşümüze göre son zamanlarda %4'e yakın büyüyen gelişmekte olan piyasalar için de geçerli. Bu büyüme gelişmiş piyasalardaki büyümeden %3 daha hızlı ve Çin ekonomisinin son zamanlardaki yavaşlaması göz önüne alındığında dikkate değer.

Avrupa’daki büyüme zayıf kalmaya devam ediyor, ancak ülkeler arasında büyük farklılıklar var; Güney Avrupa ve özellikle İspanya, Kuzey Avrupa ve özellikle Almanya'dan çok daha iyi performans gösteriyor. Bu yılın ikinci yarısı için bir miktar hızlanma görüyoruz ve düşen enflasyon ve daha düşük faizlerin satın alma gücüne katkıda bulunmasıyla, bu yılki %0,7'ye kıyasla gelecek yıl %1,3'lük bir GSYİH büyümesi öngörüyoruz. Yine de yapısal olarak, çekirdek Avrupa büyümesinin önümüzdeki yıllarda %1-1,5 seviyesinde zayıf kalacağını düşünüyoruz.

Çok sayıda uzman ise Merkez Bankası'nın faiz indirmeye başlaması ile dolar ve euro kurunda yükseliş, altın ve konut fiyatlarında artış yaşanacağına dikkat çekiyor.

Sıradaki Haber İçin Sürükleyin