Yeniçağ yazarı Remzi Özdemir'in "Sorun yüksek faiz mi?" başlıklı yazısı
Herkes faize kafayı takmış.
İnşaatçılar durma noktasına gelen satışlar için faiz indirimini bekliyor.
Sanayici keza yine öyle.
Otomobil sektörü uzun süredir faiz indirimini bekliyor.
Türkiye’de ciddi bir faiz indirimi beklentisi oluştu.
Faiz indirim tartışmalarına farklı bir boyut kazandıran ise İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran oldu.
Aran bir toplantı sonrası gazetecilere yaptığı açıklamada kasım ayında 2.5 puanlık bir faiz indirimi beklediğini açıkladı.
Özellikle konut almayı düşünenler için bir umut doğdu.
Tabii ki ortaya şöyle bir fikir doğdu:
Merkez Bankası faizleri kasım ayında indirecekse konut fiyatlar artar, şimdiden yüksek faizle kredi çekip kasımdan sonra yapılanırız!
Hani bir söz var ya çalmadan oynama.
Konut sektörü de böyle.
İş Bankası Genel Müdürü 2,5 puanlık bir indirimden bahsediyor. Yani faizler yüzde 25’e düşecek demiyor.
2.5 puanlık faiz indirimi senin ne işine yarar?
Faizler 2,5 puan düşünce konut kredisinin aylık 1’e mi düşeceğini sanıyorsun?
Önce şunu çok iyi anlamanız lazım. Türkiye’de yaşanan konut krizinin nedeni faizler değil.
Nas döneminde bedava ve bol para ile fiyatı manipülatif olarak şişen konut fiyatları.
Konutta sorun erişebilirlik.
Yani vatandaşın faiz yüzde 1 ile bile olsa banka kredisi ile ev alamayacak olması. Vatandaşın geliri bunu karşılamıyor.
Diyorlar ki, temmuz ayında 130 bin konut satıldı onu kim aldı?
Onu parası olan aldı. Hem de peşin para ile aldı.
Senin de 10 milyon çıkartıp verebilecek paran varsa git sende al!
Ama senin paran yok!
Sen bu gelirinle bu konutlara erişemiyorsun.
Yani senin sorunun faiz değil gelirin. Gelir adaletsizliğinin kurbanısın.
Bu nedenle sen faizleri sıfırlasalar bile konut alamayacaksın.
Peki ne zaman alacaksın?
Önce konuttaki manipülatif yükseliş bitmeli. Yani reel düşüş nominale ulaşmalı. Sonra enflasyon düşmeli. En azından yüzde 20’nin altına gerilemeli.
Bir sonraki hamle ise senin gelirinin artması.
Senin yaşadığın gelir adaletsizliğinin ortadan kalkması 10 yıl en az.
Anneni babanı hatırla.
Bir öğretmen veya polis emekli olunca emekli ikramiyesiyle bir ev alabiliyordu.
Ya şimdi?
Bir öğretmen 30 yıl sonra emekli olunca 500-600 bin lira alıyor.
Bu şartlarda değil ev alması onunla ancak güneyde 5 yıldızlı bir otelde ancak 7 gün tatil yapabilir.
Sorun gelir adaletsizliği.
Sorun barınma krizi!
Lütfen bunu çok iyi anlayın!
Sorun faizlerde değil.
Yüzde 50 faizin olduğu bir ülkede 130 bin kişi peşin para ile konut alabiliyorsa ve sen bunu seyrediyorsan gelir adaletsizliğinin kurbanı olmuşsun demek!