Meslek Yüksek Okulu'na bağlı iki bölümün Sosyal Hizmetler ve Danışmanlık ile Büro Hizmetleri ve Sekreterlik bölümlerinin Tunceli'deki kampüsten alınıp Hozat ilçesine verilmesi tepkilere neden oldu.
Bu bölümlerde özellikle kadın öğrencilerin okuduğunu belirten ve Medyatava'ya ulaşan öğrenciler eğitim haklarını ve güvenliklerinin ciddi şekilde tehlikeye atıldığını belirterek her iki bölümün de Tunceli merkeze alınmasını istiyor.
KIŞIN OKULA GİDİP GELMEK EZİYET
Tunceli Munzur Üniversitesi'nin iki bölümünü, ağırlıklı olarak kadın öğrencilerin olduğu bu iki bölüm, kış aylarında sert hava koşullarıyla bilinen Hozat ilçesine taşıma kararı, öğrencilerin tepkisini çekti.
Hozat’a taşınan bölümlerdeki öğrenciler, kampüs merkezi ile Hozat arasında 1,5 saatlik, virajlı ve tehlikeli dağ yollarında servisle gidip gelmek zorunda kalıyorlar.
Çetin kış koşullarında bu yolların öğrenciler için hem fiziksel hem de psikolojik bir tehlike oluşturduğuna dikkat çeken öğrenciler, alternatif olarak Hozat'ta konaklama seçeneği sunulduğunu ancak bunun da sorunlu olduğunu belirtiyor.
Medyatava'ya konuşan ancak isimlerinin verilmesini istemeyen kadın öğrenciler, Hozat'ta özel bir yurt olduğunu ve burada konaklamaları karşılığında aylık olarak 3500 lira ödediklerini, ancak yurtta yemek imkanı bulamadıklarını belirterek öğrencilerin sabah ve akşam yemeklerini kendilerinin hazırladığını aktardılar.
Ayrıca bu yurtta kalmak istemeyen öğrenciler ise her gün Tunceli merkezden Hozat'a 1.5 saatlik yolu çektiklerini ve bunun karışlığında da 3700 liranın üstünde bir ulaşım harcaması yaptıklarını kaydetti.
ASKERİ KANTİNDEN ALIŞVERİŞ YAPIYORUZ!
Öğrencilerden biri bununla ilgili yaptığı açıklamada "Hozat'ta kaldığımız yurda yurt diyemezsiniz zaten. Yurdun altında tekel şarküteri ve birahane var. Hergün o mekanların önünde geçip gidiyoruz. 50 kişilik yurtta şu anda 20'nin üzerinde kadın öğrenci var ve kimse buradaki yurt koşullarından memnun değil" açıklamasında bulundu.
Öğrencilerin kaldığı yurt
Öğrenciler, yurtta kantin olmadığı için hemen yanı başında bulunan askeriyenin kantinini kullandıklarını belirterek bu durumun da bazı olumsuz sonuçlarının olduğunu ve bu konuda tedirgin olduklarını söyleyerek "düşünün kız öğrenciler askeriye içindeki kantinden alışveriş yapıyor" diyerek isyan etti.
REKTÖRLÜK TALEPLERE SOĞUK
Öğrenciler defalarca bu durumu rektörlüğe ilettiklerini ve her iki bölümün de Tunceli'deki merkeze alınmasını istediklerini ancak yönetimden bu konuda kendilerine bir cevap verilmediğini kaydetti.
Üniversitenin bu tavrını anlamadıklarını belirten öğrenciler Hozat'taki yurtta can güvenliklerinin olmadığını belirterek, "Hozat’taki pansiyonlarda yetersiz koşullarda ve güvenlikten yoksun bir şekilde kalıyoruz. Pansiyonlarda baskı ve manipülasyon altındayız. Korku içinde kapılarımızı kilitleyerek uyumak zorunda kalıyoruz. Ayrıca, bu yerlerde yalnızca günde bir öğün yemek veriliyor, bu da öğrencilerin temel beslenme ihtiyaçlarının karşılanmadığını gösteriyor." görüşünü paylaştı.
Öğrenciler ayrıca Tunceli merkezde KYK yurdunda güven içinde kaldıklarını ancak burada aynı durumun söz konusu olmadığını belirterek üstelik bu pansiyonlara para verdiklerini söyledi.
Tunceli Merkezdeki ana kampüs
Zaman zaman bu konuda tacize uğradıklarını da iddia eden öğrenciler bir an önce sorunlarına bir çözüm bulunmasını ve buradaki iki bölümün de acilen merkeze alınmasını istediklerini kaydetti.
Öğrenciler merkez kampüste yer olmasına rağmen neden Hozat'a taşındıklarına anlam veremediklerini söyledi.
Öğrencilerden biri ise vahim bir iddiada bulunarak bu talepler karşısında bazı kesimlerce kendilerinin tehdit edildiğini aktardı.
Öte yandan öğrencilerden biri tarafından gönderilen bir videoda ise yoğun kar yağışı yüzünden Tunceli ile Hozat arasındaki yolda mahsur kaldıklarını söyledi.
ÖĞRENCİLER NE İSTİYOR?
Eğitim hakkımız engelleniyor, öğrencilerin eğitimlerini sürdürmesi bu koşullarda zor.
Hozat’a ulaşımda kullanılan yolların tehlikeli yapısı ve pansiyonlardaki güvenlik zaafiyeti, öğrencilerin fiziksel ve psikolojik güvenliğini tehdit ediyor.
Günde yalnızca bir öğün yemek verilmesi, gençlerin sağlıklı yaşam hakkını açıkça ihlal ediyor.
Yüksek masraflar karşısında bazı öğrencilerin eğitim hayatı sona eriyor ve okuldan ayrılmak zorunda kalıyorlar.
Taşınan bölümlerin ağırlıklı olarak kadın öğrencilerden oluşması, bu grubu daha savunmasız bir hale getirmekte ve toplumsal cinsiyet eşitliğini tehdit ediyor.