Zaman yazarı, Salih Memecan'a destek çıktı!

Karikatürüyle tepki çeken çizere, gazetenin yazarından destek geldi.

Zaman yazarı Turan Alkan, Gezi olaylarıyla ilgili karikatürüyle tepki çeken Salih Memecan'ı bugünkü köşesine taşıdı ve olaylara farklı bir bakış açısıyla yaklaştı.



Memecan'ı kutlayan ve destekleyen Alkan'ın yazısı şu şekilde:



"Bir dövüş sanatı olarak mizah



Salih Memecan’ın karikatürüne sol cenahtan gelen tepkiler üzerinde durulması gereken bir mahiyet gösteriyor.



Mûtad bugüne kadar şöyleydi: Nedense hep solcu bir karikatürist, muhafazakâr bir politikacıyı “eleştiren” veya manevi değerleri yargılayan bir şeyler çizer; bunun üzerine bizim cenah küplere biner, “Nedir bu densizlik!” yollu öfkeli ve düz köşe yazıları döşenir ve bu arada eleştirilen siyasetçi, “Kişilik haklarıma zarar verildi” gerekçesiyle dava açardı. Bunun üzerine sol cenahın kalemşörleri, “Ovv, my Gad; şu bizim sağcılar fikir haklarına saygıyı ve eleştiriye tahammülü ne zaman öğrenecekler!” diye “cık cık cık” vezninde eğitici yazılar kaleme alarak “Demokrasi böyle bir şeydir azizim” diye öğüt verir, “Takunya ile çağdaş dünyaya girilmez!”le biten karamsar yorumlar döktürürlerdi. Onlara göre sağ cenahın mizah duygusu eksikti (Eh biraz haklılardı galiba!), ironiyi dümdüz anlamak gibi bir safderunlukla mâlul idiler (Bu hükme de bir tutam haklılık payı veriyorum) ve en can acıtıcı hüküm olmak üzere fikirden, sanattan, grafik sanatlardan, estetikten, felsefeden ve nasıl bir dünyada yaşamakta olduğumuz gerçeğinden nasipsiz bir topluluktu. Bu hükme de uzun boylu itiraz edecek değilim; kısmî haklılıklar vardır, lakin bugünlerde felsefeden anlamadığımız yolundaki azarlamalar üzerinde yeniden durmaları gerekebilir, zira bizim cenahın bilcümle erbâb-ı hall ve’l-akd’i, “susuz yaşayabilirim ama felsefesiz asla” istikametinde âteşîn görüşler bildiriyorlar.



Vaziyet aşağı-yukarı böyleydi işte; onlar çizer, dalgasını geçer, ti’ye alır, yeri gelir ağır hakaretleri eleştiri yufkasına dürüm edip servise koyar lakin sağ cenahtan homurtu ile özetlenebilecek bir sesten öte tepki çıkmazdı. Nasıl çıksındı ki; bir karikatüristimiz bile yoktu doğru dürüst! “Bir karikatürist”ten muradım şu: Onlarla aynı düzlemde ve kalitede çizgi ve espri tokuşturabilecek evsafta birilerinin yokluğunu kasdediyorum. Etki sahası sınırlı ve mizah seviyesi vasat sularındaki birkaç istisnayı saymıyorum.



Salih Memecan bu mûtadı bozdu; döngüyü kırdı. Artık sol cenahın da bir karikatürden, bir espriden ötürü incinebildiğini, öfkesini yenemeyip kutsal “sanat eleştirisi” çemberinin dışına taşabildiklerini gördük.



Arkadaşlar, Salih Memecan, Gezi olaylarının mahiyeti hakkındaki fikrini belirtti sadece; birilerinin gençler üzerine işbölüştürdüğü varsayımını dile getirdi. Benim gibi nice kalem erbabının 3 bin beşyüz vuruşta bir araya getiremediği bir fikri, avuçiçi kadar bir yere sığdırdığı birkaç fırça darbesiyle resmetti. Fikir hoşunuza gitmedi, işinize gelmedi diye Memecan’ı aforoza kalkışmanız biraz ayıp olmuyor mu? Oysa ki Gezici gençlerin esprilerine nasıl da bayılıyorduk; hatırladınız mı? Bu da böyle bir şey işte."



Yazının tamamını okumak için tıklayınız.


Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Wanda Nara Siyah Tangasıyla Meydan Okudu! Şakir Paşa Ailesi'ndeki yatak sahneleri alev aldı! Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem