Yorgun, halsiz ve uykusuz hissedenler dikkat! Bu hastalığı kimse bilmiyordu. Uzman isimden çarpıcı uyarılar geldi
Mevsimlerin değişmesiyle birlikte yorgunluk, halsizlik, uykusuzluk veya iştahsızlık gibi sorunlar artmaya başladı. Ancak bu sorunların ardında bir depresyon türü yatıyor olabilir. Klinik Psikolog Ege Ece Birsel, konu hakkında önemli bilgiler paylaştı ve uyarılarda bulundu
Kış mevsimi yaklaştıkça, güneşi daha az görecek olmanın stresi hepimizi kaplamaya başladı. Mevsim koşullarının ruh halimizi etkileme durumu hepimizin malumu ki, bir çoğumuz mevsimsel depresyon veya buna yakın süreçleri yaşıyoruz.
Peki mevsimsel depresyon tam olarak nedir? Neden olur ve önlenebilmesi mümkün müdür? Uzman Klinik Psikolog Ege Ece Birsel, konu hakkında merak edilenleri yanıtlıyor.
Vücudumuz, çok sayıda hormonun etkisi ile yaşamsal döngüsünü sürdürür. Bu hormonların salgılanması ise yaşam koşullarına bağlı olarak farklı şekillerde ortaya çıkabilir.
Güneş ışığı ise bu koşulların en başında yer alır. Kış ve yaz mevsimlerine geçişte, melatonin üretimine bağlı olarak ortaya çıkan serotonin dengesizliği, mevsimsel depresyona neden olabilir. Tabii mevsimsel depresyon daha çok kış aylarında görülüğünden, kış depresyonu ismi ile daha yaygın anılır.
Mevsimsel Depresyon Neden Olur?
Yazın sona erip sonbaharın başlamasıyla, güneş ışığı hem daha az görünür hem de geliş açısı itibariyle zayıf hale gelir. Bu durumda, vücudun hormon değesine etki eden süreçler de etkilenir. D Vitamini eksiği durumda ise bu süreç hızlanabilir.
Yazın görülen mevsimsel depresyon ise tam tersi şekilde ortaya çıkar. Her iki durum da yaşamı olumsuz etkileyebilen ve kimi durumlarda uzman görüşü gerektiren hallerdir.
Mevsimsel depresyon, hemen herkesin yaşayabileceği bir durumdur. Ancak doğal olaylar nedeniyle, insan vücudunun verdiği bu olağan reaksiyon ciddiye alınmalıdır.
Tekrarlayan ve ağır koşullarda seyreden mevsimsel depresyon kronik hale gelebilir. Bu durumda tedavisi zorlaşacak ve insan yaşantısını ciddi anlamda etkileyebilecektir.
Özellikle geçmiş depresyon öyküsü olanların, semptomları görmeleri halinde uzman görüşüne başvurmaları son derece önemlidir.
Bununla birlikte, daha önce sorun yaşamayan kişilerin de semptomlara bağlı olarak uzmanlara başvurmalarında fayda vardır.
Mevsimsel Depresyon Kimlerde Görülür?
Mevsimsel depresyonun belirli yaş grubu olmamakla birlikte, şehir insanlarında daha yaygın olduğu söylenebilir.
Depresyon öyküsü olan kişilerde ise bu olasılık daha fazladır. İstatistiksel olarak kadınların mevsimsel depresyon yaşama olasılığının ise erkeklerden çok daha fazla olduğu bilinir.
Mevsimsel Depresyon Belirtileri Nelerdir?
Mevsimsel depresyonun belirtileri başlıca; isteksizlik, yorgunluk (halsizlik), mutsuzluk, iştah kaybı, uykusuzluk (veya aşırı uyku), kaygı düzeyinde artış, odaklanamama şeklinde sıralanır.
Bu semptomların ağırlaşması halinde kişinin yaşamı ciddi şekilde etkilenebileceğinden, dikkatle takip edilmeli ve uzmana başvuru yapılmalıdır.
Mevsimsel Depresyon Nasıl Geçer?
Mevsimsel depresyonun etkilerinin azaltılmasında bireysel çaba son derece önemlidir. Farkında olmak ve buna yönelik girişimlerde bulunmak, sorunun çözümüne ciddi ölçüde katkıda bulunabilir.
Bunun dışında, kimi vakaların seyri itibariyle uzmanlar tarafından sevk ve idaresi gereklidir. Antidepresan ve terapi desteği, depresyonun tedavisinde kullanılan yöntemlerdir.
Mevsimsel depresyona karşı bireysel olarak yapabileceklerimiz ise şu şekilde sıralanabilir:
Doğru beslenin
Gerek hormon dengesine etki etmesi gerekse genel sağlığı etkilemesi bakımından; karbonhidrat, şeker ve yağlı besinleri daha az tüketin.
Alkol ve sigara gibi alışkanlıkların, depresyonu tetikleyebileceğini unutmayıp, zararlı alışkanlıklardan uzak durup sağlıklı beslenmeyi düşünün.
Olabildiğince fazla gün ışığına ve açık havaya çıkın
Düzenli olarak açık havaya çıkın. Mümkünse, güneş alan doğal ortamları tercih edin. Gün ışığının en yoğun olduğu öğle saatleri bunun için en uygun periyotlardır.
Sosyalleşin
Fiziksel olarak sosyalleşmek, depresyonun etkilerini azaltmakta çok etkilidir. Hem ortam değişikliği hem de sosyal iletişim, sorunların üstesinden gelmeniz için size yardımcı olabilir.
Hareket edin
Düzenli yürüyüşün, serotonin seviyelerinde artışa neden olduğu kanıtlanmıştır. Haftada en az 3 gün orta tempoda, mümkünse doğal bir ortamda yürüyün. Spor egzersizleri ve kapalı salonlar yerine, açık alanda yürüyüş daha etkili olabilir.
Yeni şeyler deneyin
Yeni yerler keşfetmek ve yeni hobiler edinmek, bunlarla tanışırken zihninizin onlara odaklanmasını sağlar.
Bu sayede endişe ve diğer negatif düşüncelerden uzaklaşmanız mümkün olabilir. Hatta edineceğiniz hobilerle kendinize keyif veren süreçleri de inşa edebilirsiniz. Örneğin; neden gitar çalıp şarkı söylemeyesiniz ki?
Uyku düzenini bozacak etkinliklerden kaçının
Yatarken televizyon izlemek, çok sıcak veya soğuk ortamlarda yatmak, rahatsız ortamları kullanmak (kanepe vb.) uyku düzeninize etki eder ve bunlardan kaçınmak gerekir. Ayrıca uykuya yakın saatlerde yemek yememek de önemlidir.
Meditasyonu deneyin
Nefes terapisi başta gelmek üzere, bilimsel olarak kanıtlanmış meditasyon yöntemlerini tercih edebilirsiniz.
İnatçı olun
Umutsuzluk, isteksizlik ve yılgınlık; sizi sorumluluklardan kaçmaya yöneltecektir. Bu noktada inatçı olmalı ve onlarla yüzleşmelisiniz.
Ayrıca depresyona karşı atabileceğiniz adımlar noktasında da inatçı olmanız gerekir. Zira bu bir kısır döngüye dönüşebilir.
Yapmanız gerekenleri yapmak istemediğiniz yapmamanız halinde, fayda elde etmeniz mümkün olmayacaktır.
Destek alın
Kimi durumlarla kendiniz baş edemeyebilirsiniz. Semptomların ağırlaşması ve yaşamınızı etkiler hale gelmesi durumunda, mutlaka uzmanlarla görüşün.
Bu noktada sadece psikolog ve psikiyatrların uzman olduğunu, başka kişi ve kaynaklardan edinilen bilgilerin sağlıklı olmayabileceğini unutmayın.