Yılmaz Özdil: "İktidar yalakasıyken işten atılınca ağlayan gazetecileri de kitap yapacağım"

Ünlü köşe yazarı Hürriyet'ten İpek Özbey'e hem yeni kitabını anlattı hem de gündeme dair açıklamalar yaptı.

Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil, AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılından başlayarak günümüze kadar gelen süreci anlattığı yeni kitabı "Beraber Yürüdük Biz Bu Yıllarda" için 1,5 sene boyunca 460 bin sayfa taradaığını ifade etti.



Yılmaz Özdil, "Can Dündar’ın yazıp yönettiği ‘Mustafa’yı da eleştiriyorsunuz. Peki ya sonra başına gelenler" sorusuna ise, Tuncay'ın müebbet, Mustafa'nın onca sene aldığı, Merdan'in içeri tıkıldığı bir dönem de bir gazetecenin işten atıldım diye ağlaması kendi poposunu görmüş yara sanmış" gibi birşey" cevabını verdi.



İşte o röportajdan bazı bölümler



Ne yaptınız siz, arşive kapanıp tek tek günlük gazeteleri mi incelediniz? Bütün bir 11 yıl var burada.



Beş gazetenin arşivinden 460 bin sayfa taradım. Sırf arşiv çalışması 1.5 senemi aldı. 350 sayfalık kitap gibi görünüyor ama aslında 11 seneyi özetleyen makaledir. Bölük pörçük gelişmeleri, puzzle’ın parçalarını bütün olarak gösterir.



Biz neden unutuyoruz. Bize özgü bir hafıza mı bu



Bence, kimse unutmuyor. Hatırlamak istemiyor. Sorun bu.



Ama bu ülkede “Dün dündür, bugün bugündür” sözü kabul görmüş bir sözdür değil mi?



Her gecenin sabahı var, bu işin yarın’ı da var! Bu da öyle.



Bundan önceki iktidarlar için de bir ‘unutmama kitabı’ yazsaydınız, aynı sonucu alır mıydınız?



Bill Gates’in serveti, bilgisayar işine girip batanların, kaybettiği toplam paraya eşittir. Madonna’nın popülaritesi, Madonna olacağım diye evden kaçıp pavyona düşen kızların toplam hayal kırıklığıdır. AKP de, önceki hükümetlerin sonucudur.



...



Can Dündar’ın yazıp yönettiği ‘Mustafa’yı da eleştiriyorsunuz. Peki ya sonra başına gelenler?



Kişiye özel değil, genel itibariyle söylüyorum… Tuncay’a müebbet, Mustafa’ya onca sene verildiği, Merdan’ın içeri tıkıldığı, namuslu insanların, profesörlerin, pırıl pırıl subayların hapse atıldığı, çoluk çocuk hayatların kaydırıldığı, ailelerin perişan edildiği bir dönemde, bazı gazetecilerin işten atıldım diye ağlaması, kedi poposunu görmüş yara sanmış gibi bi şeydir. 11 senedir memleketin nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu anlatıyoruz, işten atılınca mı dank ediyor?



Bir kitap da buradan gelecek sanki…



Evet, yarın öbür gün vakit ayırabilirsem, AKP’nin yalakasıyken, işten atılınca Atatürkçü ayaklarına yatan gazetecileri kitap yapacağım. 



Röportajın devamını okumak için TIKLAYINIZ


Jose Mourinho'nun sol beke ilk adayı Angelino Narin Güran cinayetinde yeni ayrıntı Fenerbahçe Beko, Partizan'a şans tanımadı Nefes borusuna üzüm kaçan bebek kurtarılamadı UEFA'dan, Jose Mourinho'ya bir maç ceza Çerezini yedikten sonra husumetlisini vurdu