Yılların sunucusu Cem Arslan 15 Ocak'tan bu yana Show Radyo'da: Gazoz Ağacı gibi iddialı bir programı yapmaktan mutluyum

Radyo camiasının sevilen isimlerinden Cem Arslan, hafta içi her sabah 07:00 ile 09:00 saatleri arasında Türkiye'nin önde gelen radyolarından Show Radyo'da dinleyicileriyle buluşuyor. Ünlü radyo sunucusu Arslan, tv100.com'a özel yaptığı açıklamalarda programıyla ilgili detayları paylaştı. Arslan "Show Radyo gibi iddialı bir marka altında Gazoz Ağacı gibi iddialı bir programı yapmaktan mutluyum." dedi.

Kaynak: tv100.com

Türkiye’nin en popüler ve en başarılı radyocularından Cem Arslan, 15 Ocak'tan beri dinleyicisiyle sabah saatlerinde Türkiye’nin Show Radyosu’nda buluşuyor.

Başarılı radyocu, meslek hayatını, Türkiye'de radyoculuğu ve Show Radyo'daki programını tv100.com’a anlattı. 

İşte Cem Arslan'ın tv100.com Editörü Sinan Daşpınar'a yaptığı samimi açıklamalar;

"GAZOZ AĞACI 30 YILLIK BİR PROGRAM"

Gazoz Ağacı 30 yıllık bir program. 1994’te başladı. Bu yıl 30.yılımız. 30. yılında yine kulaklarda yine yarışın içerisindeyiz. 30 yıl sonra 54 yaşında bile halen reyting savaşının içerisinde olmak halen aktif olarak programcılık yapmak gerçekten çok güzel bir duygu çünkü daha bu sabah bir mesaj geldi. Cem abi seni dinlemeye başladığımda lisedeydim şimdi mühendis oldum, evlendim, çocuklarım var halen seni dinliyorum diye mesaj geliyor. Bakıldığı zaman karı koca bile birbirini dinlemiyor bu ülkede ya da anne baba bile veya aile bireyleri bile 30 sene boyunca birbirini dinlemiyor. 30 yıl boyunca halen insanlara hitap edebilmek, 30 yıl boyunca insanlara halen ihtiyacı olan fikirleri, mizahi, yorumları verebilmek gerçekten çok üst düzey bir duygu.

"İDDİALI BİR PROGRAMI YAPMAKTAN MUTLUYUM"

Normal şartlarda benim konumumda olan insanlara bakıldığında 30 yıl sonra artık yavaş yavaş böyle uyuzunu kaşıyan programlar yapan, drive time içerisinde önemli saatlerde önemli programlar yapan değil de sadece uyuzunu kaşımak için daha âtıl saatlerde ufak tefek programlar yapan, hani atlar her gün 2 saat koşmaz ise yoruluyor ya, bizde böyle 2 saat konuşsun falan duygusunda olan insanlarız. Fakat ben yarışın içerisindeyim. Çünkü Show Radyo büyük bir radyo, show alanında kendini ispat etmiş, show alanında bugüne kadar çok kıymetli isimleri bünyesinde bulundurmuş bir radyo. Ben de Show Radyo gibi iddialı bir marka altında Gazoz Ağacı gibi iddialı bir programı yapmaktan mutluyum.

"SPOTIFY VAR RADYO ÖLDÜ"

Bana en çok sorulan sorulardan birisi, podcast çıktı radyo öldü mü? Ben 30 yıldır radyo programı yapıyorum, 30 yıldır radyo öldü diyorlar. Flash disk çıktı radyo öldü, CD çıktı radyo öldü, Winamp çıktı radyo öldü artık Spotify var radyo öldü, Apple müzik var radyo öldü. Her çıkan bir mecradan sonra radyoyu bir öldürüyorlar. Hani ünlü sanatçılarımız için bazen yaşadıkları halde öldü diye haber çıkar ya radyoda o kaderde maalesef.

"30 YILDIR CANLI YAYIN YAPIYORUM"

Ben 32 yıldır medyanın içerisindeyim. 30 yıldır da canlı yayın yapıyorum. Şimdi medya nedir? İşitsel medya, görsel medya, yazılı medya şimdi 3 tane ana başlık var değil mi? Birisi diyor ki ben televizyon seyretmiyorum YouTube seyrediyorum. YouTube nereden seyrediyorsun diye soruyorum. Televizyondan seyrediyorum diyor. Şimdi podcast denilen şey aslında bir radyo. Tamam şimdi radyo öldü yerine ne geldi? Podcast geldi demek bence saçmalığın daniskası neticede ben sabah 7 ile 9 arası canlı yayın yapıyorum birkaç saat içerisinde onu arkadaşlar yayına hazırlayıp podcast olarak internete yüklüyorlar. Şimdi ben kimim? Ben radyo programcısı mıyım? Ben bir podcast yayıncısı mıyım? Ben bir neyim? Şimdi neticede işitsel medya adı altında ürün verdiğim için ben bir işitsel medya uzmanıyım. Şimdi ne iş yapıyorum? İşitsel medya operatörüyüm, programcısıyım, mensubuyum bunlar uzun cevaplar. Direkt radyocuyum diyorsun. Podcastin içini dolduran şey radyo. Podcastiniz çok iyi gidiyor ve milyonlarca kişi dinliyorsa zaten beraberinde radyo programı da geliyor. Radyo programınız çok iyi ise ayrı olarak bir podcastte yapar hale geliyorsunuz.

"DOLU OLAN İNSANLAR O KADAR YILMIŞ Kİ"

90’lar radyoculuğunda yayına telefonla insanları almak vardı. O zaman gerçekten çok dolu insanlar vardı. Biz telefonla yayına almadan önce yayına alınacak kişi benim yayına hazırlanmam gibi yayına hazırlanıyordu. Şimdi adam yayına çıkıyor ne anlattığı da belli değil. Artık böyle telefonla yayıncılık yapmıyoruz gibi bir şey. Dolu olan insanlar o kadar yılmış ki. Yeni nesilde telefon ile değil de daha ziyade kendi birikimi ile bir şeyler yapan programcılar daha çok beğeniliyor.

90’lar radyoculuğu ile 2000’ler radyoculuğu veya günümüz radyoculuğu biraz daha fark etti. Eskiden bizim sürelerimiz uzun uzundu. Anlatıyorduk anlatıyorduk. Şu an Tiktok, Instagram videosu gibi… Sosyal medyanın etkisi ile artık hap gibi. Ne konuşacaksak artık tık tık. Giriş gelişme sonuç. Bir konuyu böyle uzun uzun anlattığımızda bu ne diyor diyerek kapatıyorlar. Onun için konulara hemen tak tak operasyonu yapman lazım. Kısa zamanda çok iş. Dar kumaştan bol gömlek dikmek gerekiyor yayında.

"RADYO SENİ RAHATLATIYOR"

Radyonun en büyük duygusu, en büyük faydası sana ikinci ekran sağlaması, peki bundan kastım ne? Sen araba kullanırken radyo dinleyebiliyorsun, ders çalışırken radyo dinleyebiliyorsun, fasulye kırarken radyo dinleyebiliyorsun, iş yerinde radyo dinleyebiliyorsun. İkinci veya üçüncü bir iş yaparken radyo dinleyebiliyorsun. Radyo seni rahatlatıyor ve meditasyon ortamı sağlıyor.

Sen şimdi yola çıkıyorsun sabah 7’de radyoyu açıyorsun. Yolculuk 1,5-2 saat sürüyor ise o saatler içerisinde boş boş duracağına benim programı dinlediğinde Türkiye’den dünyadan, ekonomiden spordan, magazinden yani hayatta ne oluyorsa her konudan haberin oluyor. Üstüne bunun yorumunu ve mizahını dinliyorsun, üstüne müzik dinliyorsun, üstüne yeni gelişmelerden haberin oluyor. Kaçırdığın tüm eksikleri bu program ile tamamlıyorsun. Saat 07.00’de dinlemeye başlıyorsun programı 09:00’da artık güne hazırsın. Türkiye’den dünyadan gündemden her şeyden haberin oluyor. Her konuda bir şey söyleyebilir durumu geliyorsun. İstersen bunu radyoda takip ettim dersin, istersen kendim takip ettim dersin, istersen ben kendim o kadar ilgiliyim kendim buldum dersin tamamen sana kalmış.

HABERLERİ NASIL SUNDUKLARINI AÇIKLADI

İnsanların hemen kapat kapat haber duymaya tahammülüm yok. Bu konulara tahammülüm yok kapat kapat. Morelim bozuluyor, tansiyonum düşüyor dediği konuları biraz daha eğlenceli hale getiriyoruz. Üstünü şekerle ve çikolata ile kaplıyoruz.  Biraz daha kabul edilebilir ve kabul edilebilir hale getiriyoruz. Öteki türlü herkes haberlerden ve gündemden uzaklaşırken bizim sayemizde aslında birebir aynı konuları. Biraz daha tatlı ve katlanabilir şekilde hayatına dahil ediyor.

Ben programlara hazırlanırken saat 07:00 şunu söylerim veya 08:00 şöyle yaparız gibi hazırlanmıyorum. Yılbaşı programı gibi saniye saniye dakika dakika bir akış yok. Benim kafa çöplük gibi. Çalışma sistemimde harddisk büyük. Devamlı konuları oraya dolduruyorum dolduruyorum. Kitaplardan, belgesellerden, insanlarla yaptığım sohbetten. Örneğin o anda müsaitse simitçi ile oturur sohbet ederim, belediye zabıtası ile yarım saat sohbet ederim, polis memuru ile otobüsteki teyze ile yarım saat muhabbet ederim. Onlardan gerçek duyguları almaya çalışırım. O sohbetleri koyarım beynimin bir kenarına gerektiği zaman hemen bahsederim. O gece gördüğüm bir rüya bir programın ana konusu olabilir.

“BİZ BARINAK GİBİYİZ”

Biz barınak gibiyiz. Konuları yavru, hasta ve sıkıntılı olarak alıyoruz. Onları rehabilite edip, onları bir ailenin yanına verecek noktaya yani beyinlere verecek noktaya getiriyoruz. İlk hasta, uyuz, pireli veya engelli olan konuları gayet sağlıklı bir şekilde kulaklara ulaşacak hale getiriyoruz. Bu anlamda tam bir medya barınağı gibiyiz.

30 yıllık bir radyocu olarak Show Radyo’da başladık. Show Radyo benim için emeklilik yeri, meslek hayatımınım ikinci baharında efil efil gideceğim yer değil. Show Radyo markası ve Gazoz Ağacı markasını bir araya getirdik ve dolu dizgin programlarımıza devam ediyoruz. Sabah 7 ve 9 saatleri arasında insanlar uyanır uyanmaz onlar uykudayken neler olmuş noktasında bizde elimizden, dilimizden geleni yapıyoruz. Benim en çok dikkat ettiğim şey bu programda dinlemeden önceki haline oranla, dinledikten sonra iyi ki dinlemişim, kendime bir bilgi kattım, kendime bir espri kattım, kendime bir konu kattım dedirtebilmek.

Enes Güran'ın Ses kayıtları Ortaya Çıktı Son halini gören herkes aynı yorumu yaptı Okan Buruk'un özel isteği Michail Antonio Narin Güran cinayeti davasında yeni gelişme! Sıcaklıklar 15 derece birden düşecek Restorandaki yangından acı haber geldi