Yazar konuştu, Emine Erdoğan'ın gözleri doldu

Edebiyat alanında ödül alan yazar Alev Alatlı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hitaben söyledikleriyle çok konuşuldu.

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda düzenlenen törenle sahiplerini buldu.



Törene, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra eşi Emine Erdoğan, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, Gençlik ve Spor Bakanı Çağatay Kılıç, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, TRT Genel Müdürü Şenol Göka, AA Genel Müdür Vekili Ebubekir Şahin, Bülent Ersoy, Yavuz Bingöl ve Serkan Çağrı'nın da aralarında bulunduğu bazı sanatçılar, tarih ve edebiyat alanında çalışan akademisyenler, ödül alanların yakınları ile çok sayıda davetli katıldı. 



 Klasik Türk Müziği ve Tasavvuf Müziğine yaptığı katkılar dolayısıyla müzik alanında ödüle layık görülen Niyazi Sayın, törende yaptığı konuşmaya, yaşı ilerlediği için artık ney üfleyemediğini belirterek başladı. "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bana lütfettiği bu ödül bir manevi ödüldür. Bir bestedir o, çalacağım en güzel bir bestedir. Onu da bedenen değil kalben üflemeye çalışacağım" diyen Sayın, Erdoğan'a ödül için teşekkür etti. 



Sinema alanında ödüle layık görülen Hülya Koçyiğit de konuşmasında, 50 yıllık sanat yaşamında sayısız ödüller kazandığını ancak devletin en yüce makamından bu ödüle layık görülmenin ve Türkiye'de ilk defa halkın oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinden ödül almanın kendisi için büyük bir onur olduğunu dile getirdi. Koçyiğit, "Ben de ömür boyunca bu gururu taşıyacağım. Layık olursam ne mutlu bana" ifadesini kullandı. 



Edebiyat alanındaki ödülün sahibi Alev Alatlı da "Bu kadar ders veren, konuşma yapan birisiyim hiç bu kadar telaşlandığımı bilmiyorum" diyerek başladığı konuşmasında, kendisinin bir muhacir yani hicret eden olduğunu, aydınlanma kutbundan merhamet kutbuna hicret etmeye çalıştığını söyledi.



Alatlı, "Aydınlanma kutbu dediğim, yegane terazisi yasaların harfinden ibaret olan bir düzen, merhamet kutbundan kastım yasaların ötesinde kadim değerlerin esas olduğu toplumsal düzen. Kendi adıma ikisinin arasında bir yerlerde, hakikati arayan bir entellektüel muhacir olarak anılmam gerektiğini düşünürüm" diye konuştu. 



En kalbi müttefiklerin en beklenmedik kuytularda saklanmış olabileceğine işaret eden Alatlı, "Rus yazar Aleksandr Soljenitsin yaşasaydı, yüzbinlerce Suriyeliye kapılarını açan hükümetinizi, zat-ı alinizi ayakta alkışlardı.  Nesnel hukuktan nasibini almamış toplulukların ne denli korkunç olabileceğine dikkati çeken Alatlı, "Geçen yüzyılda Hitler Almanyası, Stalin Rusyası, bu yüzyılda Esed'in Suriyesi, DEAŞ dehşeti, saymakla bitmez. Dinden, gelenekten, kadim örf ve adetlerden soyundurulmuş, yegane ölçüsü nesnel yasaların harfinden ibaret olan toplumlar da eşref-i mahlukata layık toplumlar olamıyorlar" değerlendirmesinde bulundu.  



Dünyanın bugün ekonomik girişimler ve onların yandaşlarından oluşan bir oligarşi olduğunu söyleyen Alatlı, "Oligarklar da başta iktisadi karteller ve onların yanı sıra BM'den NATO'suna, IMF'sinden AİHM'ye kadar, haklı olma hali için temyiz edilemez yetkiye sahip kuruluşlar. Oligarkların düzeninde temyize gidecek yeriniz yoktur. Neden nefret edip edemeyeceğimizin bile yasalarla saklandığı bir düzene gidiyoruz. Ermeni soykırımı olmadığına kanaat getiren bir bilim adamı yasalarla susturulabilmektedir" ifadelerini kullandı. 



"Orwell ve Defoe sizi ayakta alkışlardı"



"Hakkın helal edilmesi, hellalleşmek aslolmalıdır. Hellalleşmek mahkemede dava kazanmaktan daha üstün olmalıdır" diyen Alatlı, her yasal hakkın helal olmayabileceğini vurguladı. Alatlı, sözlerine şöyle devam etti:



"Bir kalem darbesiyle atar ergenleri sokağa döken yazar, alevler afakı sardığında suç mahalinde değilse, olayları evinden seyrettiğini ispat edebiliyorsa yasal olarak suçsuzdur ama helal değildir yaptığı. 21'inci yüzyılın en yaman toplum projesi, helal olanı yasal olanla örtüştürmek olsa gerekir. Kadim değerlerle rabıtası kesilen özgürlüklerin şerden yana bükülmelerini önlemenin yollarını bulmak zorundayız. Yasaların tanıdığı haklardan, insanlık veya Allah adına feragat etmenin garipsenmediği bir yeni düzen getirmek zorundayız."



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Dünya 5'ten büyüktür" sözlerini anımsatan ve oligarşik düzenlerde umuma hitap eden ancak umumun henüz üstünde düşünemediği sözlerin öfke uyandırmasının, husumet çekmesinin ve bastırılmasının usulden olduğunu belirten Alatlı, "Siz 'Dünya 5'ten büyüktür' dediğinizde, biliyor musunuz, 'Evrensel dolandırıcılığın hüküm sürdüğü zamanda gerçeği söylemek devrimciliktir' diyen George Orwell ayağa kalkar, bu sefer de o alkışlardı. Ona, Robinson Crusoe'nun yazarı Daniel Defoe da katılırdı" diye konuştu.  



Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın en kalbi ve en güçlü dostlarının, yaşamın dayatılagelenden daha farklı, daha insancıl yolları olabildiğini gören sanatçılar ve edebiyatçılar arasında olduğunu söyleyen Alatlı, kendisine layık görülen ödül için teşekkür etti. Alatlı'nın sosyal medyaya damga vuran bu konuşması Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın gözlerini doldurdu. 



Ödüller sahiplerini buldu 



Tarih alanında ödül alan Prof. Dr. Engin Deniz Akarlı'nın hazırladığı konuşma, rahatsızlığı sebebiyle sunucu Cengizhan Cevahiroğlu tarafından okundu. Kendisine değer görülen şerefli paye için teşekkür eden Akarlı, yazısında ödül alanlarla aynı safta yer almaktan duyduğu gururu ifade etti. 



Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi adına konuşan Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez de İslam Ansiklopedisi'nin bir benzerinin İslam dünyasında yapılamadığını belirterek, eserin arkasındaki ilmi birikim ve emeğin çok büyük olduğunu vurguladı. Dönmez, eserin hazırlanmasında emeği bulunanları şükranla anarak, teşekkür etti. 



Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk sinemasına yaptığı büyük katkılar dolayısıyla sinema alanında Hülya Koçyiğit'e, Klasik Türk Müziği ve Tasavvuf Müziğine yaptığı büyük katkılar dolayısıyla müzik alanında Niyazi Sayın'a, Türk edebiyatına ve gelişmesine yaptığı önemli katkılar dolayısıyla edebiyat alanında Alev Alatlı'ya, Abdülhamit dönemi ve Cumhuriyetin ilk yıllarına dair değerli çalışmaları için tarih alanında Prof. Dr. Engin Akarlı'ya, "Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi"ni de hazırlayan Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi adına Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez'e ödül ve beratlarını takdim etti. 



 Neyzen Ahmet Şahin'in solistliğini yaptığı "Dinle Neyden" musiki topluluğu tarafından müzik dinletisi sunulan törende, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülünü önceki yıllarda alanlarla ilgili kısa filmlerin yanı sıra bu yıl ödül kazananlar için de ayrı ayrı hazırlanan biyografik kısa filmler gösterildi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, törenin ardından davetliler için resepsiyon verdi. (AA)



"'Orwell ve Defoe sizi ayakta alkışlardı' dedi, Emine Erdoğan'ın gözleri doldu" Galerisine Göz At


Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi İstanbul'da polise saldırı: Şüpheliler gözaltında