Yayıncılar, TV yayıncılığını ve son trendleri konuştu
Yayıncılar, Fresh Mesh 2013 kapsamında düzenlenen TV Yayıncılığı ve Son Trendler panelinde konuştu.
Panele Doğan Tv Holding CEO’su İrfan Şahin, ATV Genel Müdürü Adem Gürses, Çukurova Medya Grubu CEO’su Serdar Çaloğlu ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca katıldı.
“HERKES İYİ YA DA KÖTÜ ŞEYLER SÖYLÜYOR AMA YİNE DE SEYREDİYORLAR"
Panelin moderatörlüğünü yapan Doğan Tv Holding CEO’su İrfan Şahin, Karaca'ya “40 dakika süremiz var ve bu süre içinde Türkiye’deki televizyon realitesini bir ucundan tartışmaya çalışacağız. Türkiye’deki önemli üç medya grubunu yöneticileri burada. Televizyonu konuşmamız gerekiyor. Çünkü herkes televizyonu konuşuyor. BU ülkede yaklaşık olarak 5 saat insanlar televizyon seyrediyorlar. Herkesin de bu konuda bir fikri var. Herkes iyi şeyler kötü şeyler söylüyor ama 5 saat seyrediyorlar sonuçta. Biz televizyonlara baktığımız zaman aslında üç tane unsur var. Ana kanallar kamusal bir görev yerine getiriyorlar. 24 saat toplumla kontak halindeyiz o yüzden de bulunduğumuz toplumun gelenek ve göreneklerine saygı duymamız gerekiyor. Diğer taraftan burası da bir ticari işletme şu ışıkların çalışması için elektrik faturası ödememiz gerekiyor. Baktığımız zaman ticari yapıyla kamusal yayıncılık toplumun değer yargılarına saygı gösterme bunu nasıl yönetiyorsunuz ? “ diye sordu
“İÇERİK KRALSA SEYİRCİ DE KRALİÇE"
Samanyolu Haber Grup Başkanı Hidayet Karaca ise “ Bizim insani evrensel değerleri öne çıkaracağımız ve insanı merkeze alacak yayıncılığı oturtmamız lazım. Sabah televizyondan içeri girdiğimiz andan itibaren bizim sürecimiz başlıyor. Kepenkleri açmaya başlıyoruz bir taraftan giderler yazmaya başlıyor. Bir taraftan da bunun gelir olması lazım. Gelir gider dengesi içinde zorlandığımız noktalar var. Yayıncılık ilkeleri içinde insanı merkeze alan fayda eksenli yayıncılığı ana şablon olarak aldığımızda bu dengeyi kurmaya çalışıyoruz “ dedi. Karaca sosyal medyayla ilgili bir soruya ise, “Bugün çok önemli bir noktaya geldi sosyal medya. Bu iyi kullanılırsa iyi süzgeçten geçirilirse, bu anlamlı bir hale gelir. Ama bugün sosyal medya çok önemli bir kaza yaptı. Çok sorumsuzca bir yayın yaptı. Burada dizilerin fanları fanları oluşmuş . O fanlara baktığınız zaman çok önemli katkıda bulunuyorlar. Bu anlamda da sosyal medyayla çalışma yapma anlamında bir işbirliğine girdik. Biz niye yayıncılık yapıyoruz Seyirci için yayın yapıyoruz. Geçtiğimiz yıl bir fuarda içerik kraldır diyor. Ben de ona bir ekleme yapıyorum. Seyirci de kraliçe. Biz seyirci için bunları yapıyoruz. Ama her söylediğini de süzgeçten geçireceksiniz “ diye yanıt verdi.
“SOSYAL MEDYA BİZİM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ"
Çukurova Medya Grubu CEO’su Serdar Çaloğlu ise, “ Diğer kanallardan çok farkımız yok aslında. Sizin de dediğiniz gibi sosyal sorumluluk ile ticari gayeler birbiriyle çelişiyormuş gibi görünse de bence aslında çelişmiyor. Ticaret de gider ise, ticarethaneler devamlılığını sürdürebilir. Gelişmiş toplumlarda otokontrol mekanizmaları var. Birtakım geleneklere göre hareket etmeyen yayıncılar izleyenleri ve reklam verenler tarafından tasfiye ediliyor “ dedi. Çaloğlu “ Televizyonda yayınlanması için sınırlı sayıda projeler girmiş oluyor. Dizi olsun çeşitli realite programlarının ekrana çıkmaları süreci içinde ciddi anlamda filtrasyondan geçtiğini hepimiz biliyoruz. Aslında bunu izleyicilerin de bilmesi lazım. Bir otokontrol mekanizması muhakkak var. Çok fazla gelişmemekle birlikte fokus grup çalışmaları devam ediyor. Bunlar olumlu şeyler “ diye konuştu. Sosyal medyayla ilgili de konuşan Çaloğlu, “ Ben sosyal medyadan şunu anlıyorum. İçeriği oluşturan televizyon medyacıların geri bildirimin üç tane mekanizması var. Bir tanesi klasik reytingler. İkincisi ulaşabiliyorsa telefon açıyor. Call center kurmak gerekiyor. Üçüncüsü de aslında nimet gibi birşey gibi bir şey. internetin gelişmesiyle birlikte önemli bir geri bildirim mekanizması kendi kendine oluşmuş durumda. Ama vahşi bir geri bildirim mekanizması var. Çünkü internette yazmak bunlar birazcık reaktif duygularla beslenmiş olarak öne çıkıyor “ dedi. Sosyal medyayı takip etmek için genç bir ekip oluşturduklarını da anlatan Çaloğlu, “ Sosyal medya bizim için çok önemli genç bir ekibi bu konuda görevlendirmiş durumdayız. Bizler yaşlıyız anlayabilmemiz için gençlerin neler yaptığını ne şekilde sağlıklı geri bildirim yapacağını düzenlemek açısından birtakım şeyler yapıyoruz “ diye konuştu.
“TELEVİZYONDA GERİLEME ŞİMDİLİK GÖRÜNMÜYOR"
Yayıncılık anlayışında geri bildirimlerle ilgili konuşan Gürses, geri bildirimleri çok önemsediklerini ifade ederek,“ Biz çok önemsiyoruz “ dedi. Geri bildirimleri esas alarak içerikleri oluşturduklarını söyleyen Gürses, “ Hiçbir şeyi değiştirmiyor. Senaryolar oluşurken bile yazarlardan itibaren dikkate alıp öyle gelişmeye başlıyor “ diye konuştu. Gürses, “ Bütün eleştirileri harfi harfine doğru kabul etmek diye bir şey yok. Otokontrol dediğimiz şey her alanda var. Sadece bir programı yayınlarken değil size ulaşan bilgiler de bir süzgeçten geçmek zorunda. Sosyal medyadaki bir programın beğenilme oranıyla ertesi gün gelen reytingler birbiriyle taban tabana zıt. Oradaki kitle başka bir kitle. O kütle biraz daha genç, biraz daha atak, biraz saldırgan, eleştirinin dozunu da zaman zaman aşan bir topluluk. bir topluluk “ dedi. Televizyon yayıncılığının birinciliğinin devam edip etmeyeceği sorusuna ise Gürses, “ Türkiye için özel olarak söylüyorum. Televizyonun şu andaki payını koruyacağına dair araştırmalar var. Ama televizyonu şöyle tanımlarsak belki yanlış olabilir. Televizyon bir çerçeve değil artık. O içeriğin çeşitli tekniklerle ulaştırılması diye varsayarsak, ama sonuçta bu televizyon yüzde 58’ lik payını halihazırda koruyor. Günde 5.5 saat izleyen ülkede bu süre değişmediği sürece de koruyacak gibi görünüyor. Televizyonda gerileme şimdilik görünmüyor" şeklinde konuştu.
Pınar ÇITAK KOYGUN / İSTANBUL DHA