Yayın yasağının gerekçesi açıklandı! "Gazeteciler birbirlerinden duyduklarını haber yapabiliyor"
NTV canlı yayınında soruları yanıtlayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Reyhanlı saldırısının ardından getirilen yayın yasağı hakkında konuştu.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, bu sabah NTV canlı yayınında Reyhanlı'da 46 kişinin hayatını kaybettiği patlamalarla ilgili soruları yanıtladı.
Çelik'in yanıtlarından satır başları şöyle:
"Ülkemizdeki bir grup hainden oluşan bir terör örgütünün alçakça bir saldırısıdır. Şu anda 9 kişi içeride, suçlarını itiraf ettiler. Maalesef Türkiye, bir anneler gününü böyle kötü bir günle geçirdi. Anneler, anneler gününde sevinemediler. Cumhuriyet tarihinin en büyük saldırılarından biri. Terör suçsuz günahsız insanları hedef alıyor.
"NÖBETÇİ TERÖR ÖRGÜTÜ"
Hatay’ın farklı bir özelliği var. Çok dinli, dilli, etnisiteleri olan bir vilayetimiz. Esad’ın zulmünden kaçıp gelenlerin yaşadığı bir yer. Farklı bir mozaik, bir yapı var, bunu provoke etmeye çalıştılar. Halkımızın sağduyusuyla üzerinden geleceğiz. Sayın Başbakan ile bugün Ankara’da tekrar değerlendireceğiz. Malum Türkiye bir nasırdan kurtulmaya çalışırken bakıyorsunuz birileri başka taşeronları devreye sokmaya çalışıyor. Ben bunlara nöbetçi terör örgütü diyorum. PKK frene basınca bunlar gaza basıyorlar. Çözüm sürecine girdik, şehit cenazeleri gelmiyor, bu sukunet, huzur havası birilerine battı, bu hainleri halkımızın tanıması gerekiyor.
"SURİYELİ BAKANIN HOPARLÖRLÜĞÜNÜ YAPIYORLAR"
Suriye Enformasyon Bakanı’nın "Bunun sorumlusu Türkiye'dir" beyanatını manşetine taşıyan gazetelerimiz var. Bakana hoparlörlük, yapan onun düdüğü haline gelen gazeteler var. Türkiye bu işten nasıl sorumlu olabilir ki? Suriye’deki saldırıları Türkiye mi yaptı? Türkiye kardeş kanının akmamasını istiyor.
Suriyeli muhaliflerle ilişkilendirilen iddialar kesinlikle yalan. Yapılan ilk araştırmalardan bunun doğru olmadığını bakanlarımız açıkladılar. Böyle bir bağlantı olsa gizlemeyiz. Kim yaptıysa biz onu söyleriz. Beşşar Esad yönetimi "Biz bunu yaptık, yaptırdık" diyemez. Zaten böyle bir şey söylerse bu aleni olarak savaş sebebidir.
"ZAFİYET VAR MI ARAŞTIRILIR"
Bir yangın meydana gelirken önce o yangın söndürülür. Sonra birinin hatası var mı o ortaya çıkartılır. Güvenlik zafiyeti var mı? İstihbarat zafiyeti var mı? O araştırılır. İçişleri Bakanlığı’mız bunu inceler varsa ortaya koyar. Terör alçakça yöntemler kullandığı için nerede, ne zaman ortaya çıkar kestiremezsiniz. Devlet ve hükümet çok boyutlu inceliyor.
"11 EYLÜL'DE ABD'DE DE UYGULADI"
Bakan orada kesinleşmiş verilere dayanarak halkı bilgilendiren insandır. Meseleyi bizzat yerinde inceleyen insandır. Çok zaman gazeteciler kulis haberlerini, birbirlerinden duyduklarını, sokaktan geçen birinin anlattığını da haber atlatma endişesiyle haber yapabiliyorlar. Bu gibi olaylarda meselenin sukünetle götürülmesi için yayın yasağı gerekliydi. 11 Eylül saldırılarında ABD'de de bu tür önlemler alındı. Ülkemizde böyle hadiseler olduğu zaman kan gölü manzaralarını gösterenler, insan organlarını teşhir etmeye varıncaya kadar şahit olduk. Dolayısıyla insanların acılarını derinleştirmemek için yayın yasağı gerekliydi. Meselenin tamamen ortaya çıkmasıyla birlikte yayın yasakları da ortadan kalkacaktır. (Radikal)