Usta yönetmen Lütfi Akad unutulmadı!
Lütfi Akad için 1. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali kapsamında gerçekleştirilen tören ile anıldı.
Türk sinemasının en önemli isimlerinden Lütfi Akad için 1. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali kapsamında gerçekleştirilen anma programına Hülya Koçyiğit, İzzet Günay ve Serdar Pehlivanoğlu katıldı.
Köy, kent ve göç üçlemeleriyle akıllara kazınan ve bir asrı deviren Türk sinemasının en önemli filmlerine imza atan Lütfi Akad, 22 Kasım Cuma günü 1. Uluslararası Boğaziçi Film Festivali kapsamında anıldı. ‘Tiyatrocular dönemini kapatıp sinemacılar dönemini başlatan duayen sinemacı’ olarak bilinen ve 19 Kasım 2011 tarihinde yaşama veda eden Akad’ı anma programı, sinema emektarları Hülya Koçyiğit, İzzet Günay ve Serdar Pehlivanoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin Sütlüce Yerleşkesi’ndeki programın moderatörlüğünü İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Âlâ Sivas yaptı.
‘Işıkla Karanlık Arasında’ kitabının yazarı ve hayatı ‘film yapma’ ve ‘ustalık’ dönemleri olmak üzere iki döneme ayrılan Akad, kuramsal ve pratik anlamda dersler de vermişti. O dönemlerde Lütfi Akad ile çalışmak istediğini her fırsatta dile getiren ve yönetmenin Gökçe Çiçek ve Gelin, Düğün, Diyet üçlemesinde yer alan oyuncu Hülya Koçyiğit, “Ustam Lütfi Akad, sinema kariyerim için çok önemli bir dönüm noktasını oluşturuyor. Lütfi Akad ismi sadece yönetmen değil, aynı zamanda hayat öğretmeniydi. Etkileyici ve güçlü diyalogları olan, duru, sade ve anlaşılır bir sinema dili kullandı. Ustalık dönemindeki eserleri, Türk tarihi ve sosyal yaşamını izleyen, gerçeği arayan ve hepimizin birleştiği filmler oldu. Onunla çalışmak hem mesleğimi daha iyi kavramam hem de sinemanın halk için ne anlama geldiğini anlamam için çok önemli oldu” şeklinde konuştu. Sinemanın görsel ihtişam kadar anlam da ifade ettiğini belirten Koçyiğit, “Özel ilişkilerimizde baba-kız gibiydik. Lütfi Ağabey’den çok şey öğrendim ve ona çok şey borçluyum” ifadelerine yer verdi.
Hülya Koçyiğit, İhlas Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada ise, yeni dönemde Türk sinemasından çok umutlu olduğunu, özellikle de Cem Yılmaz, Kıvanç Tatlıtuğ, Mert Fırat ve Kenan İmirzalıoğlu gibi isimleri beğendiğini söyledi.
Lütfi Akad’ın ‘Vesikalı Yarim’ filminde başrolleri Türkan Şoray ile paylaşan İzzet Günay ise “Onunla çalışmamak büyük bir eksiklik” şeklinde duygularını ifade etti. Akad sinemasının detaylarını ve öne çıkan yönlerini anlatan Günay, “Türkiye’de sinemanın gelmiş geçmiş en büyük ustası olan Lütfi Akad, en önemli isim olmasına karşın en mütevazi insandır. İnsan tarafı yöneticiliğinden ağır basar. İlkelerinden asla taviz vermeyen ve oyuncularını koruyup kollayan Lütfi Ağabey, sinemanın normal bir iş gibi mesai saatleri olmamasından rahatsız olur ve gece çalışmalarını pek sevmezdi. Çünkü aynı zamanda çok da iyi bir aile babasıydı. Akşam olunca evine gitmek isterdi. Sessiz çalışan, hayatta az kelime ile konuşan ve kendini ne kadar az kelime ile ifade ediyorsa filmlerinde de o şekilde diyaloglar bulunan biriydi. İyi bir sinemanın ilkel olması gerektiğini savunan Lütfi Ağabey’in filmlerinde duygusallık ve atmosfer çok önemliydi. Ayrıca, kameradan rol çalmaz ve oyunculara hareket kabiliyeti verirdi. Gerçek anlamda ilk sokak çekimlerini yaptı ve özenli seçilmiş mekanlarda çalıştı. Az diyalogla atmosfer filmi çeken yeni kuşakların Lütfi Akad’dan etkilendiğini anlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Lütfi Akad’ın öğrencisi olan ve onunla çalışma imkanı bulan Serdar Pehlivanoğlu, yaşamının son döneminde Akad ile yapılan söyleşinin bir bölümünü sinevizyonda katılımcılarla paylaştı. Ardından duygusal anlar yaşan Pehlivanoğlu, “Yeniliğe çok açıktı. Kitabını tamamlamak için bilgisayar kullanmayı öğrendi. Son yıllarda göremiyor, duyamıyor ve rahatsızlıklarından dolayı iyi algılayamıyordu. ‘Ben ne yapıyorum, yazamıyorsam yaşamanın ne anlamı var?’ diyordu” şeklinde konuştu.
Katılımcıların sorularının ardından sona eren programda Hülya Koçyiğit, İzzet Günay ve Serdar Pehlivanoğlu’na çiçek ve plaket takdim edildi. (İHA)