Usta yazar vasiyetini açıkladı
Edebiyatın usta ismi Selim İleri, katıldığı televizyon programında vasiyetini açıkladı.
Cine5 ekranlarında yayınlanan 'İpek Tuzcuoğlu ile Yüzleşme'ye edebiyat dünyasının usta ismi Selim İleri konuk oldu.
İleri programda, hayatının kilometre taşlarını ve bilinmeyenlerini paylaştı.
"Attila İlhan’ın ismini yanlış yazdım"
İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme'de Attila İlhan'ın hayatındaki önemini anlatan Selim İleri "Attila İlhan tanıdığım en zarif, duyarlı insandı, dış dünyaya pek belli etmezdi, uzak, kavgacı, soğuk görünürdü, ama o dış kabuğuydu aslında iki ayrı Attila İlhan vardı. Yüksek gerilimli duyarlılığı olan bir insandı.17-18 yaşında Lise öğrencisiyim çok da bir şey okumamıştım Attila İlhan'dan. 'Sokaktaki Adam' romanını okudum, çok sevmiştim, mektup yazdım. Mektubum da herkesin yaptığı gibi ismini iki 't' ile değil iki 'l' ile yazmışım ama bana cevap yazdı. Çok nadiren olur bu 'Beni bu kadar çok seviyorsun ama benim adım iki t ile yazılır' dedi. Yılbaşı kartları yollardı, o aileye bir sevgim var. Önce Çolpan'a yıllarca yazdım, sonra Attila İlhan'a. Yazarlık yaşamımdaki en büyük desteklerden birini Attila İlhan'dan gördüm. Bir yayın evinde editördü, yolumu açtı. Bazı kuşakdaşlarına eleştirel yazılar yazmıştır ama bizim kuşakta gençlere çok yol açmıştır. Pınar Kür ve benim gibi isimlerin onun editörlüğü sayesinde yolu açılmıştır" diyerek anlattı.
"Senaryo yazmayı Lütfi Akad'dan öğrendim"
'İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme'de senaryo yazarlığına başlama öyküsünü de anlatan Selim "En sevdiğim filmin yönetmeni Halit Refiğ'dir Hanım filmi. Hepsiyle dostluğumuz oldu. Halit Bey'le Kemal Tahir'in evinde tanıştık. Türk sinemasının genç senaryo yazarlarına ihtiyacı var demişti. Ben hiç yazılı bir senaryo bile görmemiştim. Sinemaya olan zaafımdan 'ben yazarım' dedim. Adama kök söktürdüm. Ben yazamadım, geri götürüp vermeye çalıştım, tekniğe ait hiçbir bilgim yoktu. Halit bey filmden vazgeçti bıraktı, yıllar sonra Fikret Hakan tamamladı. Halit bey bıraktıktan sonra Atıf Yılmaz'a 'müthiş yetenekli bir genç adam geliyor' demiş, Atıf bey benim bir şey bilmediğimi anladı, senaryoyu kendi yazdı. Sonra Lütfi Akad ile çalıştım, olağanüstü bir insandı, oturdu satır satır öğretti senaryo yazmayı, ne öğrendimse Lütfi Bey'den öğrendim" diyerek anlattı.
"İnsanların mutsuz olduğu bir dünyada mutlu olmak ayıp"
İpek Tuzcuoğlu'nun "Çok nadir mutlu oldum diyorsunuz, neden?" sorusu üzerine Selim İleri "Hayatımda evet çok mutlu olmadım. Başkalarının acılarını tam mutlu olacakken hatırlamak bitirdi. Büyük bir çoğunluğun mutlu olmadığı bir dünyada mutlu olmanın ayıp bir şey olduğunu inanıyorum" diyerek cevap verdi.
"Türkan Şoray iyi ki hayatımda var"
İpek Tuzcuoğlu'nun Türk Sinemasının Sultanı Türkan Şoray'la dostluğunu sorması üzerine Selim İleri "Son yıllarda çok ikili gibi olduk, sağ olsun Türkan Hanım da benimle ilgili her şeyde işini gücünü bırakıp gelmiştir. Önceleri ona karşı bir zaaf duymamla başladı, uzun yıllar sadece merhabalaştık. Sonra 'Seni Kalbime Gömdüm' film çalışması için araya geldik, Atıf abi sayesinde tanıştık. O zamanda dostluk olmamıştı, merhaba nasılsınızdı. Senaryoyu onu düşünerek yazmıştım. Birkaç sene sonra ahbap olduk. Yaradılışımız benziyor. Müthiş hüzünlü bir kadın, alçak gönüllü, kendi yerini özümsemiş, seyircisine zarif davranan bir kadın, iyi ki var hayatımda" diyerek cevapladı.
"Ahmet Ümit Türk Edebiyatının haysiyetini korumak için dünyaya gelmiş"
'İpek Tuzcuoğlu İle Yüzleşme'de Edebiyat dünyasındaki dostluklarından da bahseden Selim İleri için Ahmet Ümit'in yeri ayrı "Ahmet benim sevdiğim dostum, değerli bir yazar. Ahmet Ümit Türk edebiyatının, yazarların haysiyetini korumak için dünyaya gelmiş gibi geliyor bana. Yazarların kendi işlerini yaparak yaşamını sürdürebilmesini, gerçek bir yazarın başka şeylerle uğraşmaması için şahsi mücadele veren bir isim. Ahmet ve eşi yakın dostlarım bir sokak arkada oturuyorlar. Sık sık görüşürüz" diyerek paylaştı.
"Vasiyetimi hazırladım"
İpek Tuzcuoğlu'nun "Bir vasiyetiniz var mı?" sorusu üzerine cevap veren Selim İleri. "Vasiyetim var. Kitaplar konusunda bir kuruma bırakmak istiyorum, edebiyata saygılı edebiyatın devamını sağlayacak olan bir yere, ama neresi karar veremedim. Onun dışında asıl vasiyetim. Hiçbir tören istemiyorum, küçük bir semt camiinden sessiz sedasız kaldırılıp, küçük bir mezarlığa gömülmek istiyorum, asıl vasiyetim bu. 40'larımdan sonra düşündüğüm bir şey, gittiğimiz cenazelerde gelenlerin bir süre sonra cenazeyi unutup kendi aralarında konuştuklarını görüyorum. Bu beni sinirlendiriyor" diyerek anlattı.