Türkiye'yi güldüren Kemal Sunal, Tosun Paşa filminde ölümünü şöyle anlatmıştı: Ben çok iyi adamdım, beni kesinlikle unutmayınız

Türkiye'yi güldüren usta oyuncu Kemal Sunal'ın ölümünün üzerinden 23 yıl geçti. Sunal, Hababam Sınıfı, Zübük, Tosun Paşa, Kapıcılar Kralı gibi unutulmayacak filmlerde rol almıştı. Sunal, Tosun Paşa filminde kendi ölümünü şöyle anlatmıştı: Çok iyi adamdım, beni kesinlikle unutmayınız.

Kaynak: Medyatava Haber Merkezi

Kemal Sunal adı duyulduğunda onu tanıyan, onu bilen, onunla büyüyen herkesin yüzünden bir gülümse olmaması imkânsız gibi. Kemal Sunal için bu topraklarda yetişen en iyi komedi oyuncularından biri olduğunu söylemek mübalağa olmayacaktır. Hababam Sınıfı’nın İnek Şabanıyken bizlere saflığı ve iyi niyeti gösterirken, Zübük filminin Zübük’ü olarak nasıl da kandırıldığımızı anlattı. Bunların hepsini ise hiç incitmeden, kırmadan yaptı. Kemal Sunal güldü, Türkiye güldü. Rol aldığı sayısız filmlerde kahkahalara boğarken, ölümüyle ise tüm Türkiye’yi ağlattı.

Tam adı Ali Kemal Sunal olan oyuncu 11 Kasım 1944 yılında İstanbul’da dünyaya geldi. Kimi rivayetlere göre asıl doğum günü 10 Kasım idi ama Atatürk’ün öldüğü gün doğum günümü kutlayamam diyerek doğum gününü 11 Kasım’a aldırmıştı.

İlkokulu Mimar Sinan İlköğretim Okulu’nda okuduktan sonra Vefa Lisesi’ne gitti. Lise hayatını 11 yılda tamamlayan Kemal Sunal o günleri şöyle anlattı: “Bu benim tembelliğimden salaklığımdan dolayı yaşanan bir durum değildi. 15- 20 kişilik bir grubumuz vardı, haylazdık.” Yani onca yıl arkadaşlarından ayrılmamak için okumuştu liseyi. Ama lise hayatını sürdürürken hep çalıştı. Kimi zaman fabrikalarda kimi zaman çalıştı kimi zaman elektrik işleri yaptı. Ama içinde öyle bir sanat aşkı vardı ki dışarıdan bakınca görülmemesi imkansızdı. Onun bu aşkını ilk olarak lisedeki felsefe öğretmeni Belki Balkır fark etti ve Kemal Sunal’ı Kenter Tiyatrosu’na götürerek Müşfik Kenter ile tanıştırdı.

Amatör olarak ilk kez sahneye “Zoraki Tabip” adlı oyunda sahneye çıkan Sunal, liselerarası tiyatro yarışmasında da “En İyi Karakter Oyuncusu” ödülünü kazandı. Müşfik Kenter’le tanışmasının ardından Kenter Tiyatrosu’nda sahneye çıkmaya başlayan Sunal, repliği olmayan oyunda bile izleyenleri güldürmeyi başardı.

Pendik Tiyatrosu’nun açılmasıyla birlikte ise tası tarağı toplayıp Pendik’e gitti. Sahneye burada devam ederken uzun yıllar dost kalacağı oyuncu Bülent Kayabaş’la da burada tanıştı. Emek emek, tırnaklarıyla kazıyarak sahne hayatında yükseliyordu. Pendik Tiyatrosu’nun kapanmasının ardından Ayfer Feray ve Ulvi Uraz’la beraber döneme damga vuran kurucuları arasında Zeki Alasya- Metin Akpınar’ın olduğu Devekuşu Kabare’de rol aldı. Kabarede oyunları Haldun Taner yazarken, oyuncular toplumun muhakkak bir yarasına parmak bastıkları bu tiyatroda rol almaktan çok keyif alıyorlardı. Sunal için bu kabarenin başka bir anlamı daha olacaktı. Turneye çıktıkları Ankara’da hayatı boyunca sevmekten hiç vazgeçmeyeceği karısı Gül Sunal ile tanıştı. Sahnedeyken kendini izlemeye gelen Gül Sunal’ı görür görmez âşık olan Kemal Sunal bu aşkını mektuplarla devam ettirmiş ve çift 1975 senesinde nikah masasına oturdu.

Gül Sunal, eşinin ardından yazdığı “KEMAL, Hadi Gel Bir Kahve İçelim” adlı kitapta evlendikten sonra maddi olarak refah bir hayat yaşamadıklarını ama buna karşın çok mutlu olduklarını anlatıyor. O dönem oyuncuların çok büyük paralar alınmadığı bilinen bir gerçek. Sunal ailesi, misafirler geldiğinde evin rutubet kokusunu patates kızartarak bastırmaya çalışırken aşklarını da büyütmeye devam etti. Bu aşktan Ali ve Ezo Sunal adlarını taşıyan iki çocukları oldu. Kemal Sunal, oğlu Ali Sunal’la yıllar sonra bir filmde rol alacaktı.

Devekuşu Kabare’de çalışmaya devam eden Kemal Sunal’ın hayatı ise Arzu Film’in sahibi ünlü yönetmen Ertem Eğilmez’in onu tiyatroda izlemesiyle değişti. Yeşilçam’da “jön”ler ön plandayken Kemal Sunal farklı tipi ve sadece mimikleriyle bile hayat verdiği roller sayesinde ön plana çıktı. Eğilmez’in yönetmenliğini yaptığı Tatlı Dillim filmiyle Kemal Sunal sinemaya adım attı. Filmde kendisine özel bir rol yazılmamış olsa da Ertem Eğilmez ona baktı ve “Sen sadece gül” dedi.

İşte Kemal Sunal güldü, Türkiye güldü sözü de böylece ortaya çıktı. Tatlı Dillim filmiyle başlayan süreç, Hababam Sınıfı, Zübük, Tosun Paşa, Kapıcılar Kralı gibi unutulmayacak 82 filmle devam etti. Bugün hala televizyonlarda gösterilen filmler her ne kadar bizi güldürse de muhakkak toplumun bir yarasına da parmak basan filmlerdi. Sunal o filmlerde kimi zaman maraba kimi zaman işçi kimi zaman politikacı oldu. Ama bize hep gerçekleri gösterdi. Rollerinde inandırıcı olmak için hangi rolü aldıysa o kıyafetle gezermiş. Öyle ki eşi ile çıktığı bir yemeğe çöpçü kıyafetiyle gelmiş. Yani onun hiçbir zaman Kemal Sunal olmak gibi bir derdi olmamış sadece işini iyi yapan Kemal Sunal olmak istemiş.

Öyle çok malı mülkü de olmadı. Kazandığı her kuruşu çocuklarının eğitimi için harcadı hatta bununla yetinmeyip kendi de üniversiteyi bitirdi. Ardından yüksek lisans yaparak "Televizyon ve Sinemada Kemal Sunal Güldürüsü" adındaki teze de imzasını attı. Mezuniyet töreninde ise şu sözleri söyledi: “Türkiye’nin okuyan insana ihtiyacı var, okumayana değil. Bunu bildiğim için üniversiteyi 27 yılda bitirdim.”

Son filmi “Propaganda” yı 1999 yılında çekti. Her zaman güldürmesine alışık olduğumuz Sunal, dürüst devlet memuru olmakla iyi insan olmak arasındaki sıkışmışlığı o kadar güzel anlattı ki o ağladıkça seyirci de ağladı.

Propaganda filminden bir yıl sonra Balalayka filminin çekimleri için uçağa bindiğinde ise uçak korkusu nedeniyle kalp krizi geçirdi ve 55 yaşında hayatını kaybetti. Aslında ona karayoluyla gitmek teklif edilmişti ama o çok sevdiği sinema için uçak korkusunu da göze almıştı.

Daha yürünecek çok yol, çekilecek çok film, anlatılacak çok hikâye varken ondan geriye izlemekten hep keyif alınan filmler ve seyircisine duyduğu muhteşem saygısı kaldı. Kendi ölümünü ise Tosun Paşa filminde şöyle anlatmıştı: “Yok canım ne zaman öldüm. Ben çok iyi adamdım. Beni hatırlayınız, beni kesinlikle unutmayacağınızı biliyorum.”

Bugün 23 yıl geçti Kemal Sunal’ın ölümünün ardından ama tam da dediği gibi oldu; kesinlikle unutulmadı.

Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi İstanbul'da polise saldırı: Şüpheliler gözaltında