Türkiyeli sanatçı RoboCop'a yeniden hayat verdi
'Yarı insan-yarı robot' 'RoboCop'un 'Last Stand-Son Direniş' adlı 3. serisini illüstrasyon sanatçısı ve akademisyen Mehmet Korkut Öztekin çizgi romana aktardı.
Milyonların hayranı olduğu 'yarı insan-yarı robot' RoboCop'un 'Last Stand-Son Direniş' adlı 3. serisini, en iyi çizerler arasından sıyrılan Türk illüstrasyon sanatçısı ve akademisyen Mehmet Korkut Öztekin (38) çizgi romana aktardı, adını dünyanın sinema, senaryo ve yayınevi devleriyle birlikte yazdırdı.
Yönetmenliğini ilk olarak 1988 yılında Paul Verhoeven'in yaptığı, ikinci filmini ise Irvın Kershner'in yönettiği, senaryo yazarlığını ünlü çizgi romancı Frank Miller'in üstlendiği 'RoboCop'un macerasına yıllar sonra bir Türkiyeli sanatçı da eklendi.
Miller'in kaleme aldığı senaryoyu ilk olarak çizgi romana aktaran Juan Jose Ryp'ten yıllar sonra Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü Grafik Tasarımı Anasanat Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Mehmet Korkut Öztekin de RoboCop çizeri oldu.
Frank Miller'in RoboCop 3 filmi için Metro Golden Mayer Stüdyoları’nın (MGM) isteği doğrultusunda kaleme aldığı, Steven Grant'ın çizgi roman senaryosu formatına dönüştürdüğü ve Öztekin tarafından kaleme alınan eserin ilk cildi mart ayında, ikincisi 16 Aralık'ta BOOM! Studios tarafından yayımlandı.
ABD'deki raflarda yerini alan, İspanyolca ve Fransızca basımı da yapılan RoboCop 3 Last Stand- Son Direniş'in internet üzerinden elektronik formatta satışı da başladı.
"Hayallerinizde göreceğiniz cinsten bir fırsat"
Dünyanın birçok yerinden teklifler alan, Manga Bir Kültürel Direniş Aracı adlı kitabın yazarı Öztekin, Los Angeles kökenli bir yayınevi olan BOOM! editörünün kendisiyle internet üzerinden iletişime geçtiğini anlattı.
Kısa bir süre sonra meşhur İngiliz yönetmen yazar ressam Clive Barker'ın Brandon Sieferd ile kaleme aldığı Hellraiser projesinde Tom Garcia ile çalıştığını dile getiren Mehmet Korkut Öztekin, sonrasında RoboCop 3 için aldığı teklifi şöyle anlattı:
"Beni aktör gibi denemeye aldılar, senaryoyu 2 sayfa halinde çizip yolladım. Seçici heyet MGM lisans ofisinde çalışan sorumlulardı ve adları gizli tutuluyordu. Birçok çizer davet edilmiş, benim çalışmalarım beğenilmiş. Ben de 'tamam' dedim, anlaştık. İlk etapta proje gizli tutuldu. Bir süre sonra BOOM! Stüdyoları internet üzerinden afişleri yayınladı. İlk defa adımı Frank Miller'ın adıyla yan yana gördüm. Bu proje, Türk çizer olarak hayallerinizde göreceğiniz cinsten bir fırsat."
RoboCop ve diğer kahramanlar...
Öztekin, Alien ve Predator filmleriyle altın üçlü oluşturan RoboCop karakterinin öyküsünü şöyle anlattı:
"RoboCop bir taraftan bilim kurgu, bir taraftan yüksek şiddet içeren aksiyon temalarını barındıran tür başlatan 3 filmden biri. Yakın gelecek tasviri çiziyor, tamamen şirketleşmiş bir dünyada kamu kurumlarının bir şirket tarafından alındığı Detroit şehrinde halk işsizlikle mücadele ediyor. Yüksek düzeyde korku, şiddet ve sosyal dejenerasyon var. Polis memuru Alex Murphy de hunharca saldırıya uğruyor. Öldükten sonra arta kalanlar bir makineye dönüştürülüyor. Amerika'da doğuyor ama Japon mangalarından etkilenmiş ve Avrupa'da da çok sevilen bir karakter."
Dünyanın iletişim teknolojileri sayesinde artık küçüldüğünü, kaliteli işler ortaya koyan kişilerin de internet üzerinden paylaşımda bulunarak dünyanın bir diğer köşesine ulaşabildiğini ifade eden Öztekin, "Benim işim hikayeleri toplamak ve o hikayeleri anlatmak. Herkesin bir öyküsü var, birinin içinden çıkamadığı problemin çözümü başka bir öyküde olabilir" dedi.
Adının Frank Miller ile yazılmasının gurur verici olduğunu ifade eden Öztekin, "Ben o kadar popüler bir adam değilim, kendi küçük dünyasında güzel şeyler yapmaya çalışan bir akademisyenim. Alternatif bir anlatım biçimiyle ilgilenen bir adam olduğum için insanların beni tanımaması çok doğal" dedi.
Farklı ülkelerden ve yazarlardan teklif aldığını, Yeni Zelandalı bir yazarın çalışmasını grafik roman haline getirmek için çalıştığını söyleyen Mehmet Korkut Öztekin, "bize ait" bir öyküyü resimleme projesi konusunda şunları söyledi:
"Ona yavaş yavaş geliyoruz. Anlatmak istediğim çok önemli bir hikaye var. Bir sosyal network oluşturmamız gerekiyor. Editör, yayınevi gibi izlemeniz gereken bir zincir var. Benim derdim bize ait hikayeleri bütün dünya ile paylaşmak. Bunun gerçekleşebilmesi mümkün ve açıkçası ben bu süreç içerisinde tanıştığım insanlarla bunun imkansız olmadığını anladım."
Birçok kahramanı çizgi romana aktaran Öztekin, favori kahramanı ise şöyle açıkladı:
"Herkes kahraman olabilir, insanlar kedi hayatlarını yazmaya başlayabilirler, yazmaya başlasınlar, hepimiz birer kahramanız." (AA)