Türkiyeli kadın ressamın tablosu, Dali, Miro ve Chagall'la aynı sergide!
Semiha Berksoy’un “Ay Işığında Aşk” tablosu; Dali, Miro, Chagall gibi büyük isimlerle birlikte Paris’teki “Ay” sergisinde yer alıyor.
Cumhuriyet'ten Ceren Çıplak Drillat'ın bugünkü yazısına göre; Türkiye’nin ilk kadın opera sanatçısı ve aynı zamanda 21. yüzyıl kavramsal ressamı Semiha Berksoy’un resimleri, dünyanın saygın bienallerinde ve çeşitli sergilerde yer alırken, ülkemizdeyse, Kültür Bakanlığı tarafından vakfına tahsis edilen müze binası, ne acıdır ki hâlâ bürokratik nedenlerden dolayı açılamadı...
İşte, Çıplak'ın sergiden izlenimlerini aktardığı o yazısı:
"Yazıya bu cümleyle başlamak istedim çünkü konunun “flaş cümlesi” bu! Türkiye bugünlerde seçimden dolayı yoğun bir siyasi gündem yaşarken sanatçımız Semiha Berksoy, kilometrelerce uzaktan, ülkemize sanatsal anlamda gurur yaşattı. Semiha Berksoy’un “Ay Işığında Aşk” tablosu, Salvador Dali, Miro, Marc Chagall, Félix Vallotton ve Rodin gibi büyük isimlerin ve Louvre Müzesi koleksiyonundan sunulan ay konulu klasik eserlerin yer aldığı Paris Grand Palais’deki “Ay: Gerçekten Hayale Yolculuklar” sergisinde izleyiciyle buluşuyor. Louvre Müzesi Dekoratif Sanatlar Departmanı başküratörü Philippe Malgouyres ile Val de Marne Çağdaş Sanat Müzesi direktörü Alexa Fabre’ın küratörlüğünü yaptığı sergi, ziyaretçilerini Ay’ın gerçek ve hayali boyutlarında yolculuğa çıkarıyor.
Ay’daki insan
Sergi, insanın Ay’a ayak basma macerasının 50. yıldönümü nedeniyle kurgulandı. Ay’daki insanın ilk adımlarının 50 yılı vesilesiyle hazırlanan sergi, insanın dünyanın bu gizemi hâlâ çözülememiş uydusuyla olan ilişkisini ortaya koyuyor. Sergide, bilimsel analizler, Ay’a ayak basanların kullandığı bazı objeler ve Ay’ın ilham olduğu duyguları barındıran sanat eserleri başta olmak üzere 190 parça var. Galerist’in sunumuyla, Berksoy’un tablosu ise beş ana bölümden oluşan serginin “Ay’ın Üç Yüzü” bölümünde yer alıyor. Sergi, 22 Temmuz’a kadar görülebilecek. Semiha Berksoy’un aynı tablosu en son Londra Frieze Masters 2018 sergisine katılmıştı. Eş zamanlı olarak şu anda Berksoy’un eserleri Sharjah Biennale’de gösteriliyor. Dolayısıyla eserleri dünya çapında isim kazanıyor...
Berksoy’un “Ay Işığında Aşk” tablosunda; yeşil fon üzerinde, yukarıda ay, aşağıda birbirine sarılan iki figür var... Pek çok erotik resim de çizen Berksoy’un bu tablosundaki aşk ise masum olarak yorumlanıyor... Ayın altında insan sıcaklığı sığınması var. Masum, insanın insana sığındığı, insanın, insanın aşkına sığındığı bir an... Kendini birbirine bırakan iki figür...
Ruhların anlaşması
Aşk, Berksoy’un hayatında, sanatını ateşleyen, coşturan bir enerji. O, sanata, insana, karşısındakinin ruhuna âşık oluyor... Kızı, tiyatro oyuncusu Zeliha Berksoy, tam da bu noktada annesinden şu sözü paylaşıyor: “Ruhların anlaşması diye bir şey var, böyle olunca, aşk paha biçilmez bir şeye dönüşüyor...”
Ay figürü, Semiha’nın belleğinde de önemli bir yere sahip. Çengelköy Mezarlığı’nda, ay ışığında, selviliklerde dolaşan bir kadın çiziyor. İşte o kadın 26 yaşında kaybettiği annesi. Yine Çengelköy’de, 6 yaşında babasının kucağında eve doğru ilerlerken, büyük incir ağacının yaprakları arasında izlediği Ay’ı unutamıyor. Ay onu etkileyen bir şey; gece, romantizm.
‘Kurt postlu bir kuzu’
Semiha Berksoy’a göre aşk, masum... Ona göre, insan aşkı, nadir elde edilen bir şey, tensel aşkın ötesinde... Bir dönem sevgili olduğu Nâzım Hikmet, ona “Sen kurt postlu bir kuzusun” diyor.. Zeliha Berksoy da “Annemin ruhu da çok masumdu. Derindi. Ama görüşleri korkunç keskindi. Yanlış gördüğü ve inanmadığı bir şeyi asla kabul etmezdi. Semiha, gözüktüğü gibi çapkın değil tam tersi tutucu. Nâzım’a ve babama âşık oluyor ve babama” diyor.
Felsefi duruş
Zeliha Berksoy, annesinin bir şeyden çok etkilenmesi üzerine resim çizdiğini söylüyor. Semiha’nın resimlerinin içinde felsefi bir duruş olduğunu vurguluyor. Semiha Berksoy’un bazı resimleri sert, protest resimler. Kendi hayatıyla ilgili de sert portreleri var. Mesela, kadere elini kaldıran, haksızlığa karşı durduğu “Duran”; zincirlerini kırdığı “Zincirkıran”; bütün çaresizliklere rağmen güneşe, umuda doğru tırmandığı “Tırmanan” adlı tabloları... Kötümserlik yok, mücadeleci..."