Türkiyeli El Kaide mücahitleri ilk defa dergiye konuştu!
Suriye'de Esad karşıtı cephelerde savaşan 'Cihatçı Selefiler' ilk kez konuştu.
Suriye'de Esad karşıtı cephelerde savaşan 'Cihatçı Selefiler' niçin ve nasıl savaşa gittiklerini dünya basınında ilk defa Yeni Harman Dergisi'ne anlattılar.
Dünya basınında Türkiye üzerinden Suriye'ye geçip Beşar Esad'a karşı savaşan El Kaide mücahitleri ile ilgili haberler artarken geçtiğimiz günlerde Alman Süddeutche Zeitung gazetesinde yer alan iddia panik uyandırdı. Habere göre Alman Dışişleri Bakanlığı'nın 2010 yılında Müslüman olarak Suriye'de El Nusra cephesinde savaşmaya giden ünlü rapçi Deso Dogg'un İstanbul'da intihar saldırısı hazırlığında olduğu istihbaratını verdiği iddia ediliyordu.
Suriye'de şeriat yanlısı gruplarda savaşmaya giden, çatışmalarda öldürülen ve cezaevlerinde tutuklu bulunan Türkiyeli cihatçıların sayısı artıyor. Yeni Harman dergisi de bu ayki sayısında Suriye'de El Nusra, Aharuş Şam gibi örgütlerde savaşmaya giden ve destek veren mücahitlerle görüştü. Dışarıya oldukça kapalı olan ve röportaj vermeyen cihatçı Selefiler, PKK, Hizbullah ve AK Parti hükümeti ile ilgili ne düşündüklerini, niçin savaşa gittiklerini dünya basınında ilk defa bir yayına anlatmış oldular.
Yeni Harman dergisi editörü Mesud Ata, El Kaide cephelerine katılımın yüksek olduğu Bingöl ve Diyarbakır'daki Selefilerle görüştü. Aralarında eski Hizbullah üyelerinin de yer aldığı Selefiler, dernekleşen ve parti hazırlığında olan Hizbullah'a karşı oldukça mesafeliler.
'11 Eylül'ü biz yapmadık ama…'
Dergiye konuşan bir Selefi “Modern ve kravatlı olmadığımız için adımız terörist” derken 11 Eylül saldırıları ile ilgili şunları söyledi: “11 Eylül'de ölen insan sayısı 2500-3000 civarı iken Afganistan'da 500 bin insan katledildi. 3 bin insanın canı bir milyon insanın canından daha mı önemli? Dünya Ticaret Merkezi, Müslümanlara sıkılan her kurşunun, atılan her bombanın ekonomik kaynağıdır. Tabi bu eylemi biz yapmadık ama bundan muzdaribiz.”
O röportajlardan bazı bölümler:
Oğlu Suriye'de savaşan Feyzi G.:
'Oğlumun eceli geldiyse şehittir işallah'
-Oğlunuz Suriye'de cephede, bu sizi korkutmuyor mu?
Oğlumun okumasını istiyordum. Hemşirlik okuyordu. Eğitimini tamamlamasını istiyordum ama kendi kararıdır… Eceli geldiyse ölür ve Allah şehit olarak kabul eder inşallah.
-Engel olmadınız mı?
Yok. Yaşı da büyük, kendi bilir… Gideceğini duymuştum önceden, okulunu bitirmeden bir şey yapma demiştim. Dönmedi sonra…
-Oğlunuz Suriye'de Türkiyeli Kürtler'e karşı savaşıyordur belki şimdi. Ne düşünüyorsunuz?
Ezilmiş insan bir zalimi desteklemez. PKK'lılar Müslüman Kürtlere “biz mazlumuz, eziliyoruz, bize yardım edin” diyerek yardım istiyorlardı. Türkiye Cumhuriyeti hiçbir zaman sivilleri uçaklarla bombalamadı ama Esed sivilleri vurduğu halde PKK onu destekliyor…
Suriye'den dönen Mücahid Ebu Musa:
'Savaşta ganimet de cariye de caizdir'
-Cariyelik hakkında düşünüyorsunuz? Savaşta cariye alabilirsiniz, diyor Selefi alimler…
Ganimet de cariye de caizdir. Hatta cariyeler için nikah ve sayı sınırı da yok. Ama bu ırza geçmek gibi değil. Allah'ın helal kıldığı ölçüde, haddi aşmayarak… Allah buna müsaade vermiş. Fakat orada nizami bir yaşam var. İnsanlar ailelerini, çocuklarını, anne babalarını, rahat hayatlarını terk edip ölüme geliyorlar. Elbette Allah'ın helal kıldığı bir şeydir bu ama bizim için şehadet ve ahiretteki mükafatlar daha değerlidir.
-Bir Esad askerinin kalbini kesip ısıran muhalife ne diyorsunuz?
Şebbihaların (Esad askerleri) kadınlara ve çocuklara yaptıklarının yanında bu hiç kalır. Onun gibi birçok olay oluyor her gün. Esirlerin kafalarını taşla eziyorlar, demir sopalarla öldürene kadar dövüyorlar, diri diri yakıyorlar… Zaten Ebu Sakkar da açıklama yaptı ve öldürdüğü kişinin telefonunda tecavüz ve işkence görüntülerine rastlamış. Bunları görünce de dayanamamış…
-Bir ayıbı bir başka ayıp örter mi?
Örtmez tabii. Yaptığına doğru demiyorum ama meseleye tek taraflı bakmamak lazım. Uzaktan konuşmak kolay ama işin içine girince o kadar basit değil.