Türk ve Alman gazeteciler İstanbul'da buluştu!

11. Alman-Türk Yerel Gazetecilik Semineri İstanbul’da başladı.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin (TGC) Konrad Adenauer Stiftung (KAS) Türkiye Temsilciliği ile birlikte düzenlediği Alman –Türk yerel gazetecilik seminerleri devam ediyor. “Gazetecilikte Özeleştiri ve Yerel Gazetelerin karşılaştığı Zorluklar” başlıklı 11. Alman –Türk yerel gazetecilik semineri Cağaloğlu’nda bulunan  Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Burhan Felek Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.



TÜRK –ALMAN GAZETECİLER BULUŞTU



Seminere; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı, Konrad Adenauer Stiftung (KAS) Türkiye Temsilcisi Dr. Colin Dürkop,  Konrad  Adenauer Stiftung Gazetecileri Destekleme Birimi Başkanı Dr. Marcus Nicolini’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı.



BAŞKAN OLCAYTO: ACILI GÜNLER GEÇİRDİK AMA İLERİYE UMUTLA BAKMAK BİZİM GÖREVİMİZ



Seminerin sunuculuğunu TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş üstlendi. Seminer; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı (TGC) Turgay Olcayto, Konrad Adenauer Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi (KAS) Dr. Colin Dürkop,  Konrad  Adenauer Stiftung Gazetecileri Destekleme Birimi Başkanı Dr. Marcus Nicolini’nin açılış konuşmalarıyla başladı.



Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, şunları söyledi:



“Türkiye’de gazetecilik çok zorlu bir dönemlerinden geçiyor. Yerel basın da bu zorlukları daha fazla hissediyor. Özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde çalışan arkadaşlarımız büyük baskılarla karşılaşıyor. Biz de burada elimizden geldiğince onlara yardımcı olmaya çabalıyoruz. Onlarla ilişkilerimizi kesmemeye, onlara destek verme uğraşı içindeyiz. Acılı günler geçirdik ama ileriye umutla bakmak bizim görevimiz. Her zaman yinelediğim gibi bir takım aksaklıklar, gazeteciyi zorlayan siyasi anlaşmazlıklar bir gün gelip geçer, gazetecilik hep kalır. Gazetecilik içinde bu dayanışmayı sağlayabilmeliyiz.



TGC-KAS ÇALIŞMALARI MEYVESİNİ VERMEYE BAŞLADI



KAS ile birlikte yürüttüğümüz yerel basına yönelik seminerlerimizin, ödül törenleri yavaş yavaş meyvesini vermeye başladı. İlk başladığımız günlerde çok değişik bir yerel basın vardı. Şimdi sosyal medyada kendini kanıtlayan bir yerel basın var. İlk seminere başladığımız zaman seminerlerde bize ‘Makine verecekler mi? Gazeteleri nerede basacağız?’ gibi sorular soruyorlardı. Ama şimdi Anadolu’da resmi ilanlara bile gereksinim duymadan gazete çıkarabilen meslektaşlarımız var.  İstanbul’da daha çok etik ilkelere uyan meslektaşlarımız var. Biz de bundan çok mutlu oluyoruz. TGC –KAS işbirliğinin daha da olumlu sonuçlara yol açacağına inanıyorum. Bunun için elimizden geleni yapacağız.”



COLİN DÜRKOP: GAZETECİLİKTE ÖZ ELEŞTİRİ KAVRAMI ÇOK HASSAS BİR KONU



Konrad Adenauer  Stiftung Derneği (KAS) Türkiye Temsilcisi Dr. Colin Dürkop, şunları dile getirdi:



“Türkiye’de önümüzdeki hafta seçimler olacak. Türkiye’de gazeteciliğin içinde bulunduğu duruma bakıldığında;  son derece ‘zor bir dönemden’ geçildiğini görüyoruz. Gazetecilikte ‘öz eleştiri’ kavramı çok hassas bir konu. Yerel gazetecilerin karşılaştığı çok çeşitli zorluklar var. Türkiye bu zorluklar açısından da çok zor bir dönemden geçiyor ve geçmekte.”



Gazetecileri Destekleme Birimi Başkanı Dr. Marcus Nicolini ise yerel gazetecilik çalışmalarından dolayı KAS’a teşekkür etti. Yerel gazeteciliğin önemine vurgu yaparak 1,5 gün sürecek olan Türk –Alman seminerinin içeriğine vurgu yaptı.



TÜRKİYE’DE YEREL BASININ BUGÜNÜ VE GELECEĞİ TARTIŞILACAK



Açılış konuşmalarının ardından konusunda uzman gazeteci, akademisyen ve hukukçular tarafından mesleki konuların ele alındığı panellere geçildi. İlk panelde “Yayınevlerinin ve Gazetecilerin Ekonomik Altyapılarına Bakış” konusu tartışıldı. Bu oturumda; Avarto Türkiye CEO’su Soner Cesur “Türkiye’de Medya Pazarları”;  Mindener Tageblatt Genel Yayın Yönetmeni Christoph Pepper “Küçük Gazetelerin Geleceği”; Westdeutsche Zeitung eski redaktörü Peter Lausmann “Günlük Gazete Tirajlarının Gelişimi”; Gazeteci Koçu ve DjV Alman Gazeteciler Cemiyeti Eski Başkanı Wolfgang Kıesel  “Serbest Gazetecilik” ve TGC Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı birer konuşma yaptı. Oturumun başkanlığını Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Başkanı ve yazarı Orhan Erinç üstlendi.



YEREL MEDYA ÜVEY EVLAT MUAMELESİ GÖRÜYOR



Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Başkanı ve yazarı Orhan Erinç, panelin açılışında şunları söyledi:



“Türkiye’de Almanya’nın tam tersi yaygın medya dediğimiz gazeteler ağırlıkta. Türkiye’de yerel medya henüz öz evlat düzeyine çıkmadı. Üvey evlat muamelesi görmeyi sürdürüyor. Yerel medyaya gereken değerin verilmesine katkıda bulunmak için TGC –KAS yerel medya seminerleri düzenliyor. Yerel medyanın basılı gazeteleri yerleşim yerlerinde dağıtılıyor; ama dijital medyası varsa dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış hemşerileri tarafından izleniyor. Bu noktada uluslararası medya tanımı da devreye giriyor.”



SONER CESUR: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ADINA ZORLU BİR SÜREÇTEN GEÇİYORUZ



Avarto Türkiye CEO’su Soner Cesur “Türkiye’de Medya Pazarları” başlıklı konuşmasında şunları dile getirdi:



“Türkiye’de medya internet ve gazetecilik dediğimizde 15 milyarlık pazar karşımıza çıkıyor. Gazetecilik de bu rakamın yüzde 9’unu temsil ediyor. Sektör son 10 yılda yüzde 10 büyüse de gazetecilik sadece yüzde 5 büyüdü. TUİK verilerine baktığımız zaman; 2014 yılında gazete ve dergilerin sayısı 2013 yılına göre düşmüş durumda. 2014 yılında yayınlanan gazetelerin yüzde 89’u yerel gazetelerden oluşuyor. Türkiye’de basın özgürlüğü adına zorlu bir süreçten geçiyoruz. Medya organları dijital platformdan çıkarılıyor, gazeteciler işsiz bırakılıyor, medya kuruluşları vergi cezalarıyla cezalandırılıyor. Basın, çeşitli boyutlarda sindirilmeye çalışılıyor.”



CHRİSTOPH PEPPER: YEREL GAZETECİLİKTE YENİ KEŞFE ÇIKMALIYIZ



Mindener Tageblatt Genel Yayın Yönetmeni Christoph Pepper “Küçük Gazetelerin Geleceği”  başlıklı konuşmasında şu noktalara dikkat çekti:



 “Almanya’da Türkiye’de olduğu gibi gazetecilerin çalışmalarına müdahale edilmiyor. Teknolojik gelişmeler de basını etkiledi. Bunun yanı sıra yaş, göç, kültürel ve toplumsal gelişmeler yaşıyoruz. Demografik değişim, gazetecilerin bakış açısını değiştiriyor. Kültürel değişim yeni bir yönlenmeyi gerektiriyor. Teknolojiyle birlikte eskiden gazete okumayan gençler şimdi internetten gazete okuyor. Yerel gazetecilikte eskiden ele aldığımız konuların yanı sıra yepyeni bir keşfe çıkmamız gerekiyor. Yeni teknolojiler de yeni yollar açıyor. Bu şansları değerlendirmemiz için fırsatlar var. Önemli olan yeni gelir kaynaklarının oluşturulması. Bu sayede ekonomik zeminimizi güvence altına alabiliriz. Gerekirse kaynaklarımızı bir araya getirmeliyiz. İlginç bir medya stratejisine ihtiyacımız var.”



PETER LAUSMANN: TİRAJ DEĞİL GÖRÜNTÜDEKİ ALGI KAYBINI ÖNLEMELİYİZ



Westdeutsche Zeitung eski redaktörü Peter Lausmann “Günlük Gazete Tirajlarının Gelişimi” başlıklı sunumunda şunları dile getirdi:



“Almanya’da basın özgürlüğü konusunda Türkiye’ye göre lüks içindeyiz. Okuyucular, kullanıcıların bizimle diyalog içine girebilmesi çok güzel bir ortam yarattı. Tirajlara baktığımız zaman, günlük gazetelerin tiraj kaybetmekte olduğunu görüyoruz. Bu noktada gazete içeriğinin okurun beklentilerine yanıt verecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Tiraj değil görüntüdeki algı kaybını önlemeliyiz.



WOLFGANG KIESEL: GAZETENİN İÇERİĞİ OKUYUCUNUN İLGİSİNİ ÇEKMELİ



Gazeteci Koçu ve DjV Alman Gazeteciler Cemiyeti Eski Başkanı Wolfgang Kıesel, şöyle konuştu:



“Yerel gazete bana yerelde olanları anlatan bir gazete midir?”, Yerel bilgiler sunan gazete güvenilir bilgiler veren gazete midir?” sorularının yanıtları çok önemli. Maddi kaygılarla gelen etkilerin güven zedelenmesine yol açtığını söyleyebilirim. Almanya’da tirajla ilgili çok net bilgi yok. Serbest gazeteciler, farklı konulara eğilerek o konuları satmasını sağlıyorlar. Daha farklı kanallardan daha farklı da zengin besleniyorlar. Bir gemi kaptanı gibi düşünün genel yayın yönetmenini. Bir serbest gazeteci olarak her zaman çok farklı konularla çalışabiliyor. Okurun gazeteyle kurduğu ilişki gazetenin içerik olarak ne kadar beslenebildiğiyle ilgilidir.”



NİYAZİ DALYANCI: TÜRKİYE’DE GAZETE BAYİSİNE GİDİP GAZETE ALANLARIN SAYISINI BİLEMİYORUZ



Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreter Yardımcısı Niyazi Dalyancı şöyle dedi:



“Zaman gazetesi,  Türkiye’nin siyasetiyle ilgili olan Fethullah Gülen’i destekleyen en eski gazetelerden biri. Zaman Gazetesi 2011 yılında tirajı 813 bin 595. Türkiye standartlarına göre çok yüksek. Ekim 2015’te ise günlük ortalaması 13 bin 558. Bu siyasetin tiraj rakamlarına ne kadar etkili olduğunu gösteren bir örnek. Türkiye’de gazete bayisine gidip gazete alanların sayısını bilemiyoruz. 1985 yılını başlangıç olarak alırsak yine kesin olmamakla birlikte gündelik gazetelerin Türkiye’deki toplam tirajı 3 milyon 300 bin olarak geçiyor. 1985’de 50 milyon nüfusumuz var. 1990’da toplam tiraj 3 milyon 280 bin. Düşüş başlıyor. 1997’de 4- 4,5 milyon. 1997’nin Türk basını açısından ilginç bir yanı var. O yıllarda daha çok ana akım medya okurlarına çeşitli ansiklopediler, tencere, tava gibi ürünler verdi. O zaman satışlar 4,5 milyona çıktı. Ama yine dediğimiz gibi Türkiye’de gazete bayisine gidip gazete alanların sayısını bilemiyoruz”



MEDYADAKİ TAHMİNLER VE ÖNYARGILAR



2. Panel de  “Bölgesel – yerel – yerel üstü? Önemli olan dijital!” ana başlığı altında gerçekleştirildi. Panelin oturum başkanlığını serbest gazeteci Joachim Rogosch yaptı. Bianet Editörü, Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Muhabiri ve Temsilcisi Erol Önderoğlu, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Hakan Kara’nın konuşmacı olduğu bu oturumda ayrıca Schwäbische Zeitung Multimedia/Online Sorumlusu Jasmin Off “Bölgesel Basının Kurtarıcısı Online ve Yerel Gazetecilik Olabilir mi?”; DIE ZEIT’ten  Stefan Schırmer “Doğu’da Yeni Bölgesel Haberler”; Lokales Westfälisches Nachrichten Başkan Yardımcısı Günter Bennıng  “Online Gazetecilik Yerel Gazetecilik İçin Bir Şans” başlıklı sunum yaptı.



JASMİN OFF: SOSYAL MEDYADA GÜVEN OLUŞTURMAK GEREKİR



Zeitung Multimedia/Online Sorumlusu Jasmin Off “Bölgesel Basının Kurtarıcısı Online ve Yerel Gazetecilik Olabilir mi?” başlıklı konuşmasında ekibi ve çalışmaları hakkında bilgi verdi.



“Gazete olarak 70. yılımızı kutluyoruz. Günlük haberleri siteye koyan arkadaşlarımız var. Twitter, facebook’a bakan arkadaşlarımız var. İçerikleri zenginleştiren ve içerik üreten arkadaşlarımız var. Ayda 2,8 milyon ziyaretçimiz var.  Online platforma uygun içerik oluşturma çabamız var. Yerel düzeydeki konuları, interaktif olarak kullanabilecekleri konulara çeviriyoruz. Özellikle video sunumlarına okuyucular ilgi gösteriyor. Örneğin “facebook’taki bilgilerimi nasıl koruyabilirim?” konusunu yazılı yapmaktansa video sunumu şeklinde okuyucuya gösterebilirsiniz. Son derece gerçek zamanlı gazetecilik yapıyorsunuz. İnsanların bulundukları yerlerle ilgili haberler yapmak gerekiyor. Güven oluşturmak, şeffaf olmak gerekiyor.”



HAKAN KARA: TÜRKİYE’DE DİJİTAL KAZANIYOR, YAZILI BASIN KAYBEDİYOR



Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Hakan Kara, “Ben yıllar önce şöyle demiştim: ‘Kağıda basılı gazetenin artık sonu geliyor. Bir süre sonra bütün dünyada tiraj kaybetmeye başlayacaklar. Sonra yavaş yavaş gelirleri düşecek. Yerlerini dijital gazetelere bırakacaklar. O zaman bunu dediğimde bana tepki gösterdiler. 15 yıl geçtikten sonra o zamanlar bana şiddetle tepki gösterenler “Kağıda basılı gazetelerin sonu ne zaman gelmeye başlayacak?” diye soruyorlar. Ben daktilo ile başladım gazeteciliğe. Gazete teyplerimiz vardı. Şimdi bunların hiçbirini kullanmıyoruz. Şu anda Türkiye’de cep telefonuyla canlı yayın yapılabiliyor. İnternetten, youtube’den canlı olarak izlenebiliyorlar. Medya ortamı hızla değişiyor. Çok tuhaf bir ortamda yaşıyoruz. Ayakta kalabilmek için iyi bir gazetecilik önemli faktör ama yetmiyor. Daha fazlasını bilip yapmamız gerekiyor. Dünyada internet kullanımı artıyor. Türkiye’de Avrupa’nın ortalamasının altında internet kullanımı var. Türkiye oranı yüzde 54-55. Sosyal medyada facebook ve twitter gibi sosyal medyaların kullanımında ise ilk beşlerdeyiz.



Gazetelerdeki tiraj internet için önemli bir faktör. Tirajlar bütün dünyada düşüyor. Türkiye’de dijital kazanıyor, yazılı basın kaybediyor. Gazetenin geleceği konusunda çok çalkantılar olacak. Ama yazılı basına sahip çıkmalıyız.”  dedi.



EROL ÖNDEROĞLU: DİJİTAL GÜVENLİK ŞU ANDA TÜRKİYE’NİN ANA MESELELERİNDEN BİRİ HALİNE GELDİ



Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Muhabiri ve Temsilcisi Erol Önderoğlu şunları söyledi:



“15 yıllık gözlem raporlarından bu güne gelirsek, yerel medyanın gittikçe çok daha sıkı bir şekilde ulusal siyaset ikliminden etkilendiğini, yerel iş çevresinden siyasetten radikal bir şekilde etkilendiğini, kırılgan bir işleyiş içine girdiğini görüyoruz. Türkiye’de yayın yasakları ve internet sansürü merkezi otoritenin aldığı kararlarla uygulanıyor. Halkı ilgilendiren büyük bir olayla medyaya hemen yayın yasakları getiriliyor. Bu yasaklar, yerel medyayı da çok dinamik bir şekilde etkiliyor. Hazırladığım Bia gözlem raporlarına göre, son 3 ayda 101 internet sitesi, 40 twitter hesabı, 178 haber sansüre uğradı. Gezi eylemlerinden beri Türkiye sansürden nasıl kurtulabileceğine yönelik düşünüyor.  Sansürden kurtulmanın araçlarını, çarelerini arıyor. Dijital güvenlik şu anda Türkiye’nin ana meselelerinden biri haline geldi.



STEFAN SCHIRMER: GAZETE VE OKUR ARASINDAKİ İLİŞKİ İYİLEŞTİRİLMELİ



DIE ZEIT’ten  Stefan Schırmer “Doğu’da Yeni Bölgesel Haberler”; konuşmasında şu konulara değindi:



“Bölgesel habercilikte mutlaka okurla temas kurmanız, olaylara ve kişilere daha yakın olmanız lazım. Twitter ve facebook gibi sosyal mecrada, bölgesel basını pek ilgilendirmeyen konuları da ele almalıyız. Gazete ve okur arasındaki ilişkiyi iyileştirmek de gerçekten çok önemli. Okuyucuya yakın olunmaya çalışılmalı.”



ONLİNE GAZETECİLİK YEREL GAZETECİLİĞİ DESTEKLEMELİ



Lokales Westfälisches Nachrichten Başkan Yardımcısı Günter Bennıng  “Online Gazetecilik Yerel Gazetecilik İçin Bir Şans” başlıklı sunum yaptı. Sunumda şunları söyledi:



“Bugün yerel dediğimiz zaman 40 yıldan önceki yerelden farklı bir yerelimiz var. Online gazetecilik ile yerel gazetecilikle ulaşamadığımız kadar çok fazla okura ulaşabiliyoruz. Online gazeteciliğin çok farklı okuru var ve geniş kitlelere ulaşabiliyoruz. Online olarak hazırlanan içerikle yazılı basının içeriği birbirinden farklı olmalı. Birbirini destekleyecek, tamamlayacak şekilde olmalı. Ücretli sisteme geçmedik. Hangi yöntemle ücretlendirmeyi yapacağımıza da henüz karar veremedik. Online gazetecilik, alışkanlıklarımızı yeniden tamamlamak gerekiyor. 




Son halini gören herkes aynı yorumu yaptı Narin Güran cinayetinde 3 kişi daha evdeymiş Restorandaki yangından acı haber geldi Dikkat! Meteorolojiden kritik uyarı geldi Komutan askerlere cinsel saldırıda bulunmuştu... Uras, Bahçeli görüşmesine aracılık eden ismi verdi