Türk akademisyenlerinden geleceğin projesi. Mikroalg üretimi için laboratuvar kurdular: 100 gramını 1000 liraya satıyorlar
MAKÜ'lü akademisyenler geleceğin projesine başladı. mikroalg üretiminde dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlayan akademisyenler kurdukları laboratuvarda migroalg üretimine başladı. 20 tonluk kapasiteye sahip laboratuvarda üretilen mikroalgların 100 gramını 1000 liraya satıyorlar.
Burdur’da MAKÜ’lü akademisyenler geleceğin projelerinden biri olan mikroalg üretiminde dışa bağımlılığı azaltmak için kurulan laboratuvarda mikroalg üreterek satışına başladı. Proje yöneticisi Doç. Dr. Füsun Akgül, “Kuraklık ve açlık ile önem kazanan mikroalg üretiminde dışarıya bağımlılığı azaltarak kendi ürettiğimiz yerli ve milli mikroalgler sayesinde ülkemizi dünyada söz sahibi yapacağız” dedi.
CUMHURBAŞKANLIĞI VE YÖK DESTEĞİ
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile YÖK tarafından desteklenen Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması Programı ile gerçekleştirilen “Yenilikçi Gıda ve Yem Katkı Maddesi Olarak Yeşil Bir Kaynak;Mikroalgler (YeYeM)” Projesi çerçevesinde Mikroalg Biyokütle Üretim Laboratuvarı, MAKÜ Fen Edebiyat Fakültesinde kuruldu. Yürütücülüğünü Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doçent Doktor Füsun Akgül'ün yaptığı projede kanatlı hayvan grupları için yan katkı maddesi üretiliyor. Spirulina Platensis mikroalginin yoğun kitlesel üretimi 20 tonluk kapasiteye sahip laboratuvarda seri olarak üretilmeye başlandı.
Yapılan deneylerde mikroalg yem ve yem katkı maddeleri ile beslenen hayvanlarda immün sistemin güçlendiği, büyüme ve gelişmenin arttığı, yumurta, süt ve et kalitesinin iyileştiği gözleniyor. Bu proje ile üretilen mikroalg tabanlı yem katkı maddesi, hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı Burdur’da alternatif bir yem katkı maddesi olarak MAKÜ etiketi ile satışa sunulmaya başlandı.
MAKÜ’lü bilim insanlarının uzun süren saha çalışmaları sonrası kurulan MAKU-MACC Mikroalg Kültür Koleksiyonu, Dünya Kültür Koleksiyonuna Türkiye’den üye iki merkezden biri olma özelliğine sahip oldu. Strain sayısı ile de 9’uncu sırada yer aldı.
Burdur Valisi Türker Öksüz ve İl Emniyet Müdürü Ümit Bitirik’in katılımıyla gerçekleştirilen tanıtım toplantısında üretilen mikro algler ile ilgili bilgilendirme yapıldı. Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Öğretim Üyesi Doçent Doktor Füsun Akgül algler hakkında yaptığı sunumda 200 litrelik bir alg kültürünün yaklaşık olarak 10 tane 20-25 yaşında olan ağaçların ürettiği oksijen kadar oksijen ürettiğini belirterek alglerin yıllardır farklı amaçlarda kullanıldığına dikkat çekti.
1 GRAMI 250 EURO
Dünyada en çok üretilen mikroalgin Spirulina olduğunu dile getiren Akgül, bu algin dünya genelinde yılda 15 bin ton üretildiğini bununda 10 bin tonunun Çin’de üretildiğini belirtti. Spirulina alginin içinde bulunan çok önemli bir pigment olan Phycosiyanin’in saflık derecesine göre fiyatı değişiyor. Gıda ürünlerinin içerisinde bulunan formunun 500 gramı 6 bin Lira iken Sigma marka C Fikosilyanin’in 1 gramı ise 250 Euro olduğunu söyledi.
Yaklaşık 25 yıldır algler üzerine hem proje ortağı hem de eşi Doçent Doktor Rıza Akgül ile çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Doç. Dr. Füsun Akgül bu projenin kurgulanma sebebinin mikroalg biyoürünler üretmek, mikroalglerden yem katkı maddesi üretmek, sürdürülebilir tarıma katkı sunmak, ülkenin mikroalgal biyoteknoloji alanındaki gücünü arttırmak olduğunu belirtti.
Sunum sonrası üretim laboratuvarını gezen Vali Öksüz ve beraberindekileri üretim aşamalarını anlatan Doç. Dr. Akgül bir havuzdan 2 ayda 200-250 gram yenilebilir alg alabildiklerini anlattı.
100 GRAMI 1000 LİRA
Alg fiyatlarına değinerek üretilen alglerin ülke ekonomisine büyük katkı sağlayacağını söyleyen Füsun Akgül, “Şu anda tablet haline getirilmiş bir formun 100 gramı bin ile bin 500 TL arasında satışa sunuluyor. Bu anlamda maalesef ülkemiz dışa bağımlı. Gelen ürünlerin birçoğu dışarıdan gelen ithal ürünler. Haliyle bu çalışmalarla ülkemizi hem mikroalg konusunda söz sahibi ülke haline getireceğiz hem de ülkemizin dışa bağımlılığını azaltacağız ve böylelikle döviz kaybımızı da engellemiş olacağız. Kendi sularımızda izole edilmiş, kendi imkanlarımızla üretilmiş yerli ve milli bir ürün elde etmiş olacağız ve bunu da piyasaya sunacağız” dedi.