TÜİK Başkanı sessizliğini bozdu! Tartışma yaratan verilerle ilgili açıklama
Türkiye İstatistik Kurumu, her ay açıkladığı veriler ile Türkiye'deki enflasyon rakamlarını duyuruyor. Ancak TÜİK'in açıkladığı rakamlar ile vatandaşın hissettiği enflasyon birbirini tutmuyor. TÜİK'in açıkladığı rakamlar asgari ücret görüşmelerinde de önem taşıdığı için verilerin neye göre hesaplandığı ve vatandaşın hissettiği gerçek enflasyonla neden uyuşmadığı tartışma konusu olmaya devam ediyor. Dünya yazarı Alaattin Aktaş, TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer ile yaptığı görüşmeyi köşesine taşıdı.
TÜİK son olarak enflasyonun kasım ayında yüzde 3,51 artış yaşadığını, yıllık bazda ise yüzde 21,31 olduğunu açıklamıştı. Dünya yazarı Alaattin Aktaş ise "TÜİK’in kasım ayı TÜFE hesaplaması gerçeklerden tümüyle uzaktır." değerlendirmesini yapmıştı.
Otomobil fiyatındaki değişimi inceleyerek bu sonuca vardığını söyleyen Aktaş, sıfır otomobilde yaklaşık yüzde 35'lik bir artış olduğunu kaydetmiş ve "Gerçek zam oranı yüzde 35 dolayında olmasına rağmen TÜİK’in yüzde 6 ve yüzde 12’lik oranlara göre hesaplama yapması TÜFE artışının neredeyse 2 puan daha düşük görünmesine yol açtı." ifadelerini kullanmıştı.
Aktaş, bugünkü yazısında TÜİK Başkanı Sait Erdal Dinçer'in kendisini aradığını açıkladı.
Aktaş, Dinçer ile yaptığı görüşmeden detayları aktardığı yazısında, şunları kaydetti:
"Otomobil fiyatlarındaki artışın TÜFE’ye gerçek düzeyiyle yansımadığını elbette TÜİK de görüyor. Ve bu eksikliği gidermek amacıyla yeni bir çalışma başlatılmış... TÜİK’in herhangi bir ürünün fiyatını endekse dahil edebilmesinin temel şartlarından biri, o ürünün ilgili ay alım satıma konu olması. İşte otomobildeki sıkıntı da burada. Fiyat listeleri var, zamlı listeler var ama alım satım olmadığı söyleniyor. Ama otomobil satışı az da olsa devam ediyor. Zaten Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin verileri de satışların sürdüğünü gösteriyor.
İşte TÜİK, TÜFE'nin görece çok düşük bir artış oranı vermesine ve güvenilirliğinin iyice zayıfl amasına yol açan bu sorunu aşmak için bu ay yeni bir fiyat derleme uygulamasına geçti. Artık otomobil fiyatları, satış yapılıp fatura kesildiği an Gelir İdaresi Başkanlığı'na (GİB) ulaşan bilgilerden takip edilecek. Böylece otomobil satışlarının atlanması söz konusu olmayacak ve endekse doğru fiyat artışının yansıtılması mümkün hale gelecek.
Uygulama bu ay başladı. Dolayısıyla 13 Aralık’ta da yazdığımız gibi aralık ayında alınacak fiyatlar bir anlamda kasımdaki eksik fiyatların düzeltmesini de kapsayacak. Buna göre dizel ve benzinli otomobilde yüzde 50 zam oluşması aralık ayında TÜFE’nin yalnızca bu iki kalemden dolayı yüzde 3.5 artması anlamına gelecek.
Ekleyin diğer kalemleri, inanılmaz boyuta varan zamları, suya atılan taş misali her alanı etkileyen akaryakıt zamlarını, bir türlü durdurulamayan ve bu politikayla durdurulması da mümkün görünmeyen kur artışını... 13 Aralık’ta da yazdığımız gibi bu ay TÜFE’deki artış oranı çift haneye, en az yüzde 10’a gidiyor. Bu durumda yıllık TÜFE artışı da yüzde 32’yi bulacak."
MARKETLERDEN FİYAT DERLEME YÖNTEMİ
Alaattin Aktaş, TÜİK Başkanı Dinçer'in marketlerden fiyat derlemeyle ilgili pek bilinmeyen bir yöntemi de anlattığını söyledi.
Aktaş, yazısını şöyle sürdürdü:
"Başkan Sait Erdal Dinçer, TÜİK’in kamuoyunda pek bilinmeyen bir fiyat derleme yöntemini de paylaştı. Buna göre Türkiye çapında faaliyet gösteren ulusal marketlerde barkod okutulmak suretiyle kasadan geçen bir ürünün fiyatı ilgili market tarafından derleniyor ve ayda dört kez TÜİK’e iletiliyor.
Marketler her ayın ilk 7, ilk 14, ilk 24 gününü ve son olarak da tümünü içeren verileri TÜİK'e gönderiyor. Verilerin gün gün tüm ayı kapsayacak şekilde bir seferde değil dört kez alınması, bir anlamda veri güvenliği için gerekli görülüyor.
TÜİK Başkanı Dinçer, ulusal marketlerin eşit ağırlıkta dikkate alınmadığını, her bir marketin ciro büyüklüğüne göre ağırlıklandırıldığını söyledi. Dinçer, böylece hanehalklarının en çok alış veriş yaptığı yerlere ağırlık verilmiş olduğunu belirtti. Dinçer şöyle devam etti:
“Bu uygulamayla ayın belirli günlerinde alandan derlenen fiyatlar yerine, firmalardan sağlanan şube bazında kasadan geçen günlük satış ve miktar verilerini kullanarak ayın genelini kapsayan fiyatları endekse dahil ediyoruz. Barkod verilerinin sisteme dahil edilmesiyle 2021 yılı itibarıyla TÜFE kapsamında derlenen toplam fiyat sayısının yaklaşık yüzde 21’i zincir marketlerden doğrudan temin edilir hale geldi.”
2022 yılında da aynı yönteme devam edileceğini ve barkod verilerinin kapsamının genişletileceğini ifade eden TÜİK Başkanı Dinçer sözlerini şöyle tamamladı:
“Perakende sektöründe faaliyet gösteren yerel zincir marketlerin yanı sıra elektronik, giyim, kişisel bakım gibi farklı sektörlerden alınan verilerin de endeks hesaplamasına dahil edilmesine yönelik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu verilerin sisteme entegre edilmesiyle birlikte TÜFE hesaplamalarında kullanılan barkod verisi oranını yüzde 40-50 bandına ulaştırmayı hedefliyoruz.”