TMSF'den 'Sarıgül' açıklaması
TMSF, rutin olarak borçlu oldukları tespit edilenlerin malvarlıklarına ihtiyaten haciz tatbik edildiğini bildirdi.
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), Bankekspres kaynaklı ödenmemiş kredi borcu nedeniyle başlatılan kanuni takibe ilişkin spekülatif haber ve yorumlar yapıldığını belirterek, Kurum'un bugüne kadar ki uygulamalarına uygun şekilde, son kanuni takipte de rutin olarak borçlu oldukları tespit edilenlerin malvarlıklarına ihtiyaten haciz tatbik edildiğini bildirdi. Esas takibe ilişkin yasal sürecin de işlediğini vurgulayan TMSF, konunun cezai boyutuyla ilgili incelemelerin ise ayrıca devam ettiği bilgisini verdi.
TMSF'den yapılan yazılı açıklamada kurum tarafından 5411 sayılı kanun kapsamında; Fon'a devredilen bankalardan Bankekspres A.Ş. kaynaklı ödenmemiş kredi borcu nedeniyle başlatılan kanuni takip sonucunda, kamuoyunda iradeleri ve istekleri dışında çeşitli spekülatif haber ve yorumlar yapıldığını bildirdi. Bu tarz haber ve yorumların daha ziyade işlemin zamanlaması ile bir kısım borçluların kişisel özellikleri üzerinden yapıldığının görüldüğünü vurgulayan TMSF, "Söz konusu alacak tahsil işlemine konu, borcu doğuran bilgi ve belgelere ulaşılması konusunda, icrai takibe muhatap 9 kişi içinde yer alan banka hakim ortağının, Kasım 2013 tarihinde Kurumumuza sunmuş olduğu belgelerden yola çıkılarak, gelişen süreçte gerek Kurum ve gerekse ilgili banka nezdinde 2 aya yakın bir süre yapılan incelemeler sonucunda Ocak 2014 tarihi itibariyle, 1998 yılında 3 milyon 500 bin dolar tekabül eden miktarda banka kaynağının kullanıldığı ve dolanlı yollardan yine banka kaynağı kullanılarak kredi borcunun kapatılmış gibi gösterildiği, bu şekilde kredi borcunun Banka kaynaklarından finanse edilerek kapatılması nedeniyle aslında gerçekte borcun ödenmediği ve banka kaynağının tahsil edilemediği anlaşılmıştır" ifadelerini kullandı.
"TAHSİLİ GECİKTİRECEK BİR SEBEP OLMADIĞI İÇİN TAHSİL İŞLEMİ BAŞLATILDI"
TMSF, tahsil işlemine başlanılmasını bekletici veya geciktirici herhangi bir hukuki sebebin de bulunmaması nedeniyle, 5411 sayılı Kanun kapsamında, bu kaynağı edinenler ile bu kaynağın edinilmesine neden olanlar arasında yer alan Nahit Hayal, Çetin Kırışgil, Mustafa Sarıgül, Oktay Özkan, Fatih Aytekin, Altan Ayanoğlu, Cafer Sait Okray, Korkmaz Yiğit ve Savaş Özcan hakkında Fon Kurulu kararı çerçevesinde alacak tahsil işleminin başlatıldığını bildirdi.
"ZAMANAŞIMI SÜRESİ 20 YIL"
Kurumun bugüne kadar ki uygulamalarına uygun şekilde, rutin olarak borçlu oldukları tespit edilenlerin malvarlıklarına ihtiyaten haciz tatbik edilmiş ve esas takibe ilişkin yasal sürecin de işlediğini vurgulayan TMSF, konunun cezai boyutuyla ilgili incelemelerin ise ayrıca devam ettiği bilgisini verdi. TMSF, şunları kaydetti:
"Tamamen mevzuatın verdiği görev ve yetki kapsamında hareket edilmişken, sanki bugüne kadar banka kaynaklı borçlardan hiç kimse takip edilmiyormuş da ilk defa adı geçen borçlular böyle bir hukuki işleme muhatap oluyormuş gibi bir anlayışla, Kurumumuz haksız bir şekilde bir takım siyasi ve güncel tartışmaların içine çekilmeye çalışılmaktadır. Kurumumuz bugün itibariyle, aradan 16 yıl geçmiş olsa bile elde ettiği belgelere ve bilgilere dayalı olarak kamuoyunda tartışma konusu yapılan iş bu alacak tahsil işleminin haricinde birçok başka borçlu hakkında da yasal takip işlemini başlatmakta ve sürdürmektedir. Zaten kanun koyucunun Fon alacaklarına ilişkin öngördüğü 20 yıllık zamanaşımı süresi de bu amaca yöneliktir."
"FON KURULU ALACAĞI KARARLARDA BAĞIMSIZ"
TMSF'nin batık bankalardan kaynaklı olarak halkın sırtına yüklenmiş olan maliyetin azaltılması konusunda çalışma yapmakla görevli ve yetkili olduğunu vurgulayarak, Kurum'un yasal olarak özerk yapısı dikkate alındığında, bu görevin ifasında Fon Kurulu'nun alacağı kararlarda bağımsız olduğunun altını çizdi. TMSF, açıklamasında, "İdarenin her türlü işlemi yargı denetimine açık olduğuna, bugüne kadar bu işlemlere muhatap kişilerin, kanuni haklarını bağımsız yargı mercileri önünde aradıkları veya takibe konu borcu ödeme yolunu seçtikleri gözetildiğinde, söz konusu işleme muhatap kişilerin de aynı şekilde hareket etme hakkına sahip oldukları açıktır" ifadelerini kullandı. (ANKA)