Tıp öğrencisi Samet, Harkiv'de yaşadıkları korku dolu anları anlattı. Ölümden 15 dakika kala kurtulduklarını dile getiren Samet'in sözleri yürek burktu
Rusya'nın savaş açtığı Ukrayna'da çatışmaların en şiddetli yaşandığı Harkiv kentinde tıp eğitim gören üniversite öğrencisi Samet Kürşat Koçoğlu, Dişleri Bakanlığı'nın girişimiyle savaşın 7'nci günü Türkiye'ye getirildi. Koçoğlu bölgede yaşadıklarını anlattı.
Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik düzenlediği saldırıda Harkiv kentinde bulunan tıp öğrencisi Samet Kürşat Koçoğlu, 36 saatlik bir tren yolculuğu sonrasında ülkeden çıkarak memleketi Tokat'a geldi. Bölgede kaldığı öğrenci yurdunda yaşadıklarını anlatan Koçoğlu, "Karanlık olsun diye, odalarımızın ışıklarını bile söktük. Bir hafta jelibon, kuruyemiş ile beslendim. Bölgeye tren geleceğini duyunca bir Ukraynalı arkadaşın yardımıyla çıktık. Biz ayrıldıktan 15 dakika sonra yurdun bulunduğu bölgede saldırılar olmuş. 15 dakika geç çıkmış olsak belki de kurtulamayacaktık" dedi.
Rusya'nın savaş açtığı Ukrayna'da çatışmaların en şiddetli yaşandığı Harkiv kentinde tıp eğitim gören üniversite öğrencisi Samet Kürşat Koçoğlu (21), Dişleri Bakanlığı'nın girişimiyle savaşın 7'nci günü Türkiye'ye getirildi. Koçoğlu bölgede yaşadıklarını DHA'ya anlattı.
Savaşın çıkacağını tahmin etmediğini söyleyen Koçoğlu, "Biz öyle bir şey olacağını düşünmüyorduk. Çünkü Harkiv'de çok fazla öğrenci var. Öğrenci şehrini vurmazlar diye düşünüyordum. Ben yurtta kalıyordum. Ama ne olur olmaz diye 2 gün öncesinden alışveriş yaptık. Yurtta kendi yemek alanlarımız vardı. Biz orada yemek yapıyorduk. Savaşın başladığı gün gece 03.00'a kadar bekledim. Biraz uyumaya çalıştım. 2 saat sonra arkadaşlarım uyandırdı, hava alanlarını vurduklarını söylediler. Telaş içine girdik. Ukraynalı arkadaşlarımız oradan gitmemiz gerektiğini söyledi. Güvenli alanlara gitmemiz gerektiğini vurguladılar. Biz 2 gün kendi odamızda kaldık. Odadaki camlarımızı perde ile kapattık. Herhangi bir ışık olmasın diye. Hatta ben o korku ile lambayı bile sökmüştüm biri yanlışlıkla açar diye. Duvarlara destek olsun diye kendi dolaplarımızı koyduk. Bir gün geçtikten sonra yoğun patlamalar oldu. Sıra bize de gelecek diye korktuk" dedi.
'BİZİM BULUNDUĞUMUZ YOLU VURMAYA BAŞLAMIŞLAR'
Savaşın ikinci günü kaldıkları öğrenci yurdunun sığınağına indiklerini söyleyen Koçoğlu, "2 gün sonra bir grup arkadaşım gitti. Benimle birlikte 5 arkadaş kaldık. Ama herkes bir telaş içerisindeydi. Yemek istiyoruz, ama yiyemiyoruz. Üst kata çıkmamız gerekiyor. Orada yemek yaparken birkaç kere patlama oldu. Onun korkusu ile yemek yiyemedim. Bir hafta boyunca jelibon, kuruyemiş yedim. Biz o sırada konsolosluğa yazdık, 'bizi alın' diye. Daha sonra bir tren geleceğini söylediler. Biz de hızlı bir şekilde çıktık. Kalkışına yarım saat vardı. Daha sonra bir Ukraynalı arkadaşımız bize taksi buldu. Hayatımızı kurtardı. Çünkü biz tren garına gittikten sonra oradaki yaşayan arkadaşım bize video attı. Bizim bulunduğumuz o yolun caddelerini vurmaya başlamışlar. Biz 15 dakika geç çıkmış olsaydık, belki de kurtulamayacaktık. Ben savaşın 7'nci günü geldim. 36 saatlik bir tren yolculuğumuz oldu. Devletimiz bizi orada yalnız bırakmadı. Sağ olsunlar, çok teşekkür ediyorum" diye konuştu. (DHA)