Timur Cihantimur’un ailesinden utanç raporu! Öldürdüler, yurt dışına kaçtılar. Sağlık çalışanlarını, itfaiyeyi ve polisleri suçladır
İstanbul Eyüpsultan’daki trafik kazasında Oğuz Murat Aci'nin ölümüne yol açan ve kazadan hemen sonra annesi Eylem Tok ile ABD'ye kaçan ehliyetsiz 17 yaşındaki sürücü Timur Cihantimur'un ailesinden utanç raporu geldi. Hazırlanan raporda Timur Cihantimur neredeyse suçsuz gösterilirken Aci ve sağlık çalışanlarını, itfaiye ve polisler suçlandı. İşte detaylar...
Eyüpsultan'da 1 Mart'ta seyir halindeki 3 ATV aracından biri arızalanmış, yol kenarına çekilen arızalı araç tamir edilmeye çalışılırken aynı yönde ilerleyen iki araçtan biri buradaki 3 ATV'ye çarpmış, yaralanan 5 kişiden Oğuz Murat Aci hayatını kaybetmişti.
Kazaya neden olan 17 yaşındaki sürücü Timur Cihantimur'un olay yerine gelen annesi Eylem Tok'un aracıyla buradan uzaklaşıp annesiyle önce Mısır'a, ardından da ABD'ye gittikleri tespit edilmişti.
Şüphelilerin iadesi için geçici tutuklama talep evrakı, Adalet Bakanlığınca ABD yetkili makamlarına iletilmiş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Cihantimur ile annesi Tok'un Boston'da çıkarıldıkları mahkemece tutuklandıklarını bildirmişti.
OĞULLARI DIŞINDAKİ HERKESİ SUÇLADILAR
Cihantimur Ailesi cinayetten sıyrılmak için rapor üstüne rapor hazırladı. İlk olarak kazaya kurban giden Murat Aci için kusurlu denildi.
Rapora göre hayatını kaybeden oğuz Murat Aci, o saatte kara yolunun kenarında bulunması nedeniyle yüzde 75 kusurlu gösterilmeye çalışıldı. Kazayı yapan ve ambulans ekiplerini aramak yerine ailesine haber veren ABD’ye kaçan Timur ise yüzde 25 kusurlu olarak gösterildi. Söz konusu rapor tepki çekse de Cihantimur Ailesi yeni bir rapor daha hazırlatarak bu kez başkalarının ihmali olduğu söylendi.
Cihan Cihantimur’un kazadan sıyrılması için hazırlatılan raporda; “Dosyadaki kayıtların incelenmesiyle, kazanın 23:20’de olduğu, kaza anında araçta mevcut olan acil çağrı sisteminin devreye girerek 112’nin otomatik olarak aranarak kaza yerinin koordinatlarının protokol gereği önce Ankara’da bulunan 112 merkeze, daha sonra İstanbul’a bilgi verildiği, saat 23:29 itibarıyla İstanbul 112’nin kaza hakkında bilgi sahibi olarak ambulans, polis ve itfaiyenin bilgilendirildiği anlaşılmaktadır. Bu aşamada e-çağrı sisteminin bildirimi ile İstanbul 112’nin ambulans, polis ve itfaiyeyi bilgilendirmesi arasında 9 dakikalık bir süre bulunmaktadır. Kabul görmüş standartlara göre bu uzun bir süredir." İfadeleri kullanıldı.
SUÇU AMBULANSLARA ATTILAR
Utan verici raporda ambulans suçlanarak, “Ambulansların kazadan sırasıyla 13, 13, 14, 19, 20 ve 36 dakika sonra atandığı görülmektedir. Kabul görmüş standartlara göre bu çok uzun bir süredir. Ancak dosyaya girmiş olan “Emniyet Vaka formu” son derece yüzeysel bilgiler içermesinin yanı sıra, hangi ambulansların atandığı bilgisinin ardından hangi ambulansın hangi hastayı aldığı, hangi hastaneye götürdüğü gibi bilgiler bu listeden anlaşılamamaktadır. Hasta kazadan 81 dakika sonra hastaneye ulaşmıştır. Kaza yeri, hastane konumu ve olay saati itibarıyla trafik durumu göz önüne alındığında bu sürenin kabul edilemeyecek ölçüde uzun olduğu değerlendirilmektedir” denildi.
Rapora göre Cihantimur’un olay yerinden kaçışı değiş ambulansların olay yerine gelişi ve hastaneye varış saatleri ihmal olduğu belirtildi.
ABD’DEKİ KAZALAR ÖRNEK GÖSTERİLDİ
Raporda ABD’deki kazalar örnek gösterilerek, “Amerika Birleşik Devletleri’nde 2268 yerleşim yerinde meydana gelen trafik kazalarının incelendiği çalışmada, ambulansın olay yerine ulaşma süresi uzadıkça trafik kazaları sonrası ölüm oranlarının arttığı bildirilmiştir. Ambulans müdahale süreleri, özellikle ‘ilk saat beşlisi’ gibi zaman açısından kritik durumları olan hastalar arasında morbidite ve mortaliteyi
etkileyebilir” ifadeleri kullanıldı.
Cihantimur’un ABD’de yargılanması ve ABD’deki kazaların örnek gösterilmesi ise dikkatlerden kaçmadı.
Cihan Cihantimur’un aklanması için hazırlanan raporda Oğuz Murat Aci'nin ölüm biçimini de yer verilerek aynı zaman da polis ve itfaiye ekipleri de suçlanarak; “Müteveffanın sol bacağındaki kanama sonucu hayatını kaybettiği sabittir. Bir bacakta mevcut dış kanamanın tedavisi oldukça basittir. Herhangi bir kişi tarafından kolaylıkla uygulanabilecek niteliktedir. Özellikle ilkyardım eğitimi almış kişilerin (itfaiye erleri, polis, bunu bilmesi ve uygulaması beklenir. Bu açıklanan nedenlerle, bacakta diz altı hizasında oluşan toplardamar kanaması sonucu gelişen ölümün, eğer doğru müdahaleler yapılmış olsaydı önlenebilir bir ölüm olduğu söylenebilir” denildi.
Dehşet ifadelerin yer aldığı rapor mahkeme dosyasına girdi. Cinayet değil ihmal olarak göstermek için mücadele eden Cihantimur Ailesi’nin ABD’de yargılanması devam ediyor.
BABASI DA İFADE VERMİŞTİ...
Timur Cihantimur'un babası ünlü estetisyen Bülent Cihantimur... Baba Cihantimur geçtiğimiz mart ayında "suçluyu kayırma" suçundan "şüpheli" sıfatıyla ifade vermişti.
Cihantimur, savcılık sorgusunda, soruşturma kapsamında tutuklanan Ayşe Ceren Saltoğlu'nun kendisinin çalışanı olduğunu belirterek, "Maaşını şirketten almaktadır. Eylem'le (Tok) aralarında herhangi bir patronluk ilişkisi yoktur. Sadece sanat faaliyetleri nedeniyle diyalog kurmuşlardır. Ayrıca kendi tahsis ettikleri ilişkileri benim dışımdadır. Dışarıda görüşüyorlarmış. Ben bundan haberdar değilim." ifadelerini kullandı.
Olay günü şüpheli Eylem Tok'un kendisini saat 00.30 sıralarında aradığını, "Hemen gel, T.C. kaza yapmış." dediğini belirten Cihantimur, daha sonrasında Tok ile oğlu T.C'nin yaşadığı eve gittiğini anlattı.
Şüpheli Cihantimur, eve gittiğinde oğlunu şok halinde gördüğünü, donmuş bir halde olduğunu, Eylem Tok'un ise panik halde birileriyle konuştuğunu anlattı.
Eylem Tok'a "Çocuğu bana ver, bir hastaneye götüreyim. Belki kafasını çarpmıştır. Ona göre bakalım." dediğini aktaran Cihantimur, Tok'un bunu kabul ettiğini, böylece oğluyla araca bindiklerini ifade etti.
Cihantimur, yolda oğluna olayı anlattırmaya çalıştığını kaydederek, "Kendisi bana, 'Bir, iki kişinin kafasında kan vardı ancak bir kişi yerde yatıyordu. Kazadan sonra da bir sürü insan olay yerine geldi. Ben, yarım saat olay yerinde kaldım.' dedi. Zaten Eylem'in T.C'yi olay yerinden gelip aldığını sonradan öğrendim." iddiasında bulundu.
Çalışanı Ayşe Ceren Saltoğlu'nun, oğlu havalimanına gideceğini bilmesi halinde kendisini bu konuda uyaracağını öne süren Cihantimur, Saltoğlu'nun bir şey söylemediğini savundu.
Şüpheli Cihantimur, kendisinin havalimanına gitmeye niyeti olmadığını da ileri sürdü.
"TÜRKİYE'YE DÖNMEK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ"
Ayşe Ceren Saltoğlu'na ulaştığında Eylem Tok ile oğlunun yurt dışına gittiğini öğrendiğini iddia eden Cihantimur, "En son Eylem'e Mısır'dayken ulaştım. Geri dönmesi noktasında ikna ettim. İkna olmuştu ancak sonrasında kendi çevresinden ve medyada gördüğü bilgilerden dolayı bu olayı kendi açımdan yavaşlattığımı düşünerek irtibatı kesti. Sonra kendisine ulaşamadım. Oğlum T.C. ile de temas kuramıyorum. Çünkü annesinin yanında ama oğlumla en son irtibat kurduğumda Türkiye'ye dönmek istediğini bana ısrarla söylemiştir." beyanında bulundu.
Cihantimur, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, her türlü kamera görüntüsünün incelenmesine rızası bulunduğunu, yardıma hazır olduğunu, oğlunun da dönmesini istediğini belirterek, bu durumun kendisini de çok üzdüğünü bildirdi.
Vefat eden Oğuz Murat Aci'nin ailesine taziyeye gittiğini ifade eden Cihantimur, şöyle devam etti:
"Orada bize ilk neden irtibat kurmadığımıza dair sitem edildi. Neden gelemediğimizi anlattım. Acılarını paylaştım, her türlü yardıma hazır olduğumu ilettim. Babasıyla birbirimize telefonlarımızı verdik. Taziye esnasında, Süleyman diye biriyle irtibat kurabileceğimizi söylediler, numarasını aldık. Sonrasında ne kadar acılarını paylaşmak ve destek olmak için irtibat kurmaya çalışsak da kendilerinin tavırları değişmişti, bizimle görüşmek istemediler."
Cihantimur, oğlunun dönmesini istediğini öne sürerek, "Oğlumun gelmesi için ne gerekiyorsa yaparım ancak oğlumla da Eylem'le de irtibat kuramıyorum. T.C'yi yurt dışına kaçırmak, kaçmasına yardım etmek, kaza esnasında ve sonrasında delilleri gizlemek, saklamak ve yok etmek gibi hiçbir eylemim olmadı. Hiç kimseyi yönlendirmedim, organize etmedim. Oğlumu tanıyorum, kendisi dönmek istiyor. Annesiyle döneceklerine ve adalete teslim olacaklarına inanıyorum." ifadelerini kullandı.