TGC deneyimli gazeteci için toplandı
TGC'nin düzenlediği Meslekte İz Bırakanlar toplantılarının 14'ncüsü gerçekleşti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği Meslekte İz Bırakanlar toplantıları devam ediyor. 23 Mart 2009 yılında vefat eden Cumhuriyet Gazetesi yazarı ve Ajans 70'in sahibi Yılmaz Öztürk, Meslekte İz Bırakanlar toplantılarının 14.’sünde anıldı.
Çemberlitaş’ta bulunan Basın Müzesi'nde gerçekleştirilen toplantıya; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, Genel Sekreter Sibel Güneş, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir, Onur Kurulu Başkanı Ergin Konuksever, Balotaj Kurulu Başkanı Muammer Tuncer, Balotaj Kurulu Üyesi Şevket Uygun, TGC İdare Müdürü Cem Çapanoğlu, gazeteci Namık Koçak’ın da aralarında bulunduğu çok sayıda davetli katıldı. Toplantının sunuculuğunu TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş üstlendi. Moderatörlüğünü TGC Başkanı Turgay Olcayto’nun yaptığı etkinlikte, TGC Onur Kurulu Başkanı Ergin Konuksever, şair –yazar Nihat Güney, Ajans 70 çalışanı Ergün Tander konuşmacı olarak yer aldı.
GENEL SEKRETER: USTALARIMIZI ANMAYA DEVAM EDECEĞİZ
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin düzenlediği Meslekte İz Bırakanlar Toplantısı’nın 14.’sünü gerçekleştiriyoruz. Bugüne kadar Burhan Arpad’ı Cevat Fehmi Başkut’u, Doğan Nadi’yi Faruk Nafiz Çamlıbel’i, Hrant Dink’i, İlhan Selçuk ile Turhan Selçuk’u, Niyazi Ahmet Banoğlu’nu, Oktay Akbal’ı, Semih Balcıoğlu’nu, Şakir Süter’i, Uğur Mumcu’yu, Vasfiye Özkoçak’ı, Necmi Tanyolaç’ı andık. Meslektaşlarımızı anmaya devam edeceğiz” dedi.
TGC Başkanı Olcayto, şunları söyledi:
"Yılmaz Öztürk, benim hem İstanbul Erkek Lisesi’nden hem de Gedikpaşa’dan arkadaşım. Yani hem mahalle arkadaşlığımız hem de lise arkadaşlığımız var. Yılmaz ile yakın dostluğumuz ben Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne geldikten sonra başladı. Sık görüştük. İkimizin de ortak merakları vardı. Çok iyi bir dosttu. ‘Kardeş gibidir’ denilir ya Yılmaz benim için öyleydi. Pek çok derdimizi paylaştık. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), önceki başkanlardan Nezih Demirkent'in sevdiği, ayrıcalıklı tuttuğu bir insandı. Yılmaz’ın bir de Nezih Demirkent’in taktığı bir lakabı vardı. Komünistti. ‘Hangi Yılmaz’ diye konuşulduğu zaman Komünist Yılmaz dediğinizde herkes tanırdı. Yılmaz’ın gazeteciliğine değinecek olursak; çok iyi bir üslubu vardı. Türkçeyi çok iyi kullanırdı. İlk kitabım çıktığında Yılmaz’a yollamıştım. Benim yazılarımı da izler, beğendiğinde telefon ederdi. Konuştuğumuzda ‘Demek ki diğerlerini beğenmedin’ derdim. O da ‘Yok canım, onlar da fena değil ama“ diye başlardı. Benim kitabım için de Cumhuriyet’te fevkalade bir yazı yazmıştı"
Şair, yazar Nihat Güney, şunları dile getirdi:
“Yılmaz Öztürk ile gençlik yıllarında başlayan arkadaşlığımız, ömrümüzün 50 yılını aşan bir dostluğa dönüştü. Bu 50 yıl içinde, haftanın mutlaka bir gününde hep beraber olurduk. Yılmaz; demokrattı, uygardı, sevecendi. Aile, dost gibi konularda son derece ketumdu. Hiçbir sırrını söylemezdi. Düşmanı dahi olsa kimsenin aleyhine konuştuğunu görmedim. Birçok konularda kendi fikirlerini kabul ettirmek gibi bir davranış içine girse de mutlak sizi dinlerdi. Sosyal adalete ve eğitime çok önem verirdi.”
Güney, konuşmasını Yılmaz Öztürk’e duyduğu özlemi satırlara döktüğü şiiri katılımcılara okuyarak bitirdi."
TANDER: HAPİSHANEYE MEKTUPLAR YAZDI
Ajans 70 çalışanı Ergün Tander, Yılmaz Öztürk ile ilgili elindeki fotoğrafları, video görüntülerini katılımcılarla paylaştı. Yılmaz Öztürk ile iş hayatındaki dostluklarını, Ajans 70’deki çalışmalarını anlattı:
"İlk ticari işletme defterini 1972 yılında ben işledim. İş arkadaşlığımız ötesinde dostluğumuz sürekli devam etti. Yazarlar, gazeteciler, akademisyenler ve çeşitli unvan sahibi pek çok kişiyle de sıkı dostluğumuz oldu. En önemli özelliklerinden biri iş kurdurmak ve onu takip etmekti. Yılmaz adeta bir sır küpüydü. 12 Eylül zamanında iki kez ajans arandı. Biz geldiğimizde ortalık oldukça dağınıktı. Hiç bunlar hakkında bir şey söylemezdi. Biz sadece İsmail Beşikçi nerede yatıyorsa, oraya gidiyorduk. Hapishane hapishane dolaşıyorduk. İsmail’e sürekli olarak mektup yazardı. Yeşilaycıydı, ağzına bir damla içki koymazdı. Türkçesi çok iyiydi"
ERGİN KONUKSEVER: KADİRŞİNAS BİR ARKADAŞLIĞI VARDI
TGC Onur Kurulu Başkanı Ergin Konuksever ise Yılmaz Öztürk ile ilgili şunları dile getirdi:
"Yılmaz, Bab-ı Ali’ye ilk gelince Cumhuriyet Gazetesi’nde Vasfiye Özkoçak’ın yanında başladı. Vasfiye ablayı çok severdi. Bugün ne yazık ki ikisi bir araya geldi. Bugün de Vasfiye ablanın ölüm yıl dönümü. İkisini birden rahmetle anıyoruz. Yılmaz ile bizim arkadaşlığımız, çok eskilere, mahalle arkadaşı olduğumuz yıllara dayanır. Babam, öğretmeniydi. Bize çok sık gelirdi. Babamı çok severdi, babam da onu çok severdi. Kadir kıymet bilen bir arkadaşlığı vardı. Kıbrıs’ta esir düştüğüm zaman bizim evin kapısını çalan ilk arkadaşlardan birisidir. Kendisini sevgiyle, özlemle, rahmetle anıyorum"
YILMAZ ÖZTÜRK KİMDİR?
Trabzon’un Of ilçesinde 1936’da doğan Öztürk, İstanbul Erkek Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’ni bitirmişti. Gazetecilik mesleğine 1959’da Cumhuriyet Gazetesi’nde başladı. Öztürk, "Yeni İstanbul", "Yeni Gazete", "Şehir “, “Dünya” gibi gazetelerde çalıştı. Öztürk, “Ajans70” adlı kuruluşun sahibi