'Televizyonlarda adam öldürmek çok sıradan hale geldi'

Kandemir Konduk, Radyo Trafik Marmara stüdyolarında, Mert Erdoğan’ın sunduğu 'Yazarın Dilinden' programının konuğu oldu. Programda öne çıkan başlıklar şöyle;

'Televizyonlarda adam öldürmek çok sıradan hale geldi'

“Tiyatro ve televizyon yazarlığına aynı dönemde başladım. Televizyonla son 10 yıldır pek bir ilişkim kalmadı. Daha doğrusu televizyondaki anlayış, sistem, yayın politikası benim zamanımdaki gibi gitmediği için geri çekilmek zorunda kaldım. Mesela bir televizyon senaryosu her hafta 140 sayfa civarında yazılıyor. Dolayısıyla sabahlara kadar çekimler oluyor. Oyuncular, yazarlar ve seyirci perişan. Topluma yararı olacak, açık oturum, tartışma programı gibi programlar yerine büyük bir kitleyi tamamen dizilere yönlendirmek de doğru gelmiyor. Aynı zamanda dizilerin içerikleri de son dönemde benim için pek uygun değil. Konudan yola çıkarak seyircilere cinayetleri, kavgaları aktarmak bana son derece yanlış geliyor. Büyük bir çoğunluğu genç olan ve eğitim düzeyi de düşük olan bir toplumda bütün dizilerde sürekli işlenen cinayetlerin gösterilmesi doğru değil. Türkiye televizyonlarında adam öldürmek çok sıradan bir hale geldi. Açıkçası ben bu işte yokum dedim.”

'Bu sene yazdığım oyun bir televizyon taşlaması'

“Aziz Nesin, herkesin bildiği şeyleri yazardı ama önemli bir mizah çıkartırdı. Bilinmeyen bir şeyin mizahı olmaz. Halkın çok iyi bildiği konuları başka bir perspektiften bakarak sergilemek son derece önemli. Sonuçta ne yaşıyorsak onları yazıyoruz. Benim herkesi güldürmek diye bir derdim hiçbir zamanolmadı. Kimileri kızmalı, içerlemeli, ben beğenmedim demeli. Çetin Altan bir gün demişti ki; ‘kendi yazdığına gülmezsen otur yeniden yaz.’ O anda senin de gülmen çok önemli. Hala tiyatro oyunları yazıyorum ve çok seviyorum. Bu seneki oyunum tamamen televizyonla ilgili, bir televizyon taşlaması. Müjdat Gezen tiyatrosunda sahnelenecek. Sanırım Ekim’in ortasında çıkacak. Önümüzdeki hafta provalara giriyoruz. Yeni kitabım da çıktı,adı ‘Ağustosta Kocam Donuyor’. İçinde absürt hikayeler de var. Normalde ağustos ayında birinin donması son derece absürt, olmayacak bir şey. Şu an ülkemizde de pek akla uygun düşmeyen olamayacak şeyler oluyor.”