Taze fasulyenin sırrı ortaya çıktı. Meğer fiyatı bu yüzden 100 TL olmuş! Ali Ekber Yıldırım açıkladı

Mutfakların vazgeçilmez sebzesi olan taze fasulyenin kilosu 100 lirayı geçti. Hatta geçen hafta yapılan bir haberde fasulyenin kilosu 136 liraya dayandı. Herkes bu durum karşısında şoke olurken ekonomim.com'dan Ali Ekber Yıldırım, taze fasulyenin fiyatının rekor derecede artmasının sebebini açıkladı. İşte o sebep....

Çarşıda pazarda artık fiyatların yükselmesine yetişemiyoruz. Hemen hemen her gün market ürünlerine, sebze ve meyveye zam üstüne zam geliyor.

Son örnek taze fasulyede. Fasulyenin kilosu 100 liraya dayandı vatandaş isyan etti. Taze fasulyenin fiyatının neden yükseldiğini ise ekonomim.com'dan Ali Ekber Yıldırım açıkladı.

"Son günlerde yeşil-taze fasulyenin marketteki fiyatı 100 lirayı geçti. Barbunya ve bamyanın da fiyatı pek farklı değil. Taze fasulye pazarda 70-85 liradan satılıyor. Üreticideki fiyat kalitesine göre 30-40 lira arasında değişiyor. Sebze-meyve hal çıkış fiyatları ise 50-60 lira seviyelerinde. Bunlar ortalama fiyatlar, daha yüksek ve çok daha düşük fiyatlar da olabilir. Geçtiğimiz Haziran ayında sera, örtü altı üretim devam ederken hal fiyatı 20-25 liraydı." diyen Yıldırım, "Bulunduğum İzmir Dikili’de yaygın bir market zincirinde kıvırcık marulun adedi 34 lira 90 kuruştan, salata atom marulun adedi 39 lira 90 kuruştan, normal marulun fiyatı adet olarak 34 lira 90 kuruştan satılıyor. Bir demet (8-9 kök) taze soğan 26 lira 90 kuruş, semizotunun demeti 9 lira 90 kuruştan, maydanoz ve dereotunun demeti 8 lira 95 kuruştan satılıyor. Yazlıkların yoğun olduğu Salihleraltı’ndaki markette bazen bu ürünleri bulmak bile zor." ifadesini kullandı.

"Ülkeyi yönetenler, tarımda Avrupa’da ilk sırada Dünyada ilk 10 ülke arasında olduğumuzu övünerek anlatırken, bir demet taze soğanı neden 26 lira 90 kuruştan alıyoruz? Bir marul neden 35 liraya satılıyor? Bir kilo taze fasulye neden 80-100 liraya satılıyor?" diye soran Ali Ekber yıldırım, "En çok konuşulan taze fasulyeye bakalım. Türkiye, taze fasulye üretiminde Çin ve Endonezya’dan sonra 3.sırada. Bazı yıllar Hindistan ile yarışıyor. Hindistan 3. olduğunda Türkiye 4. sırada yer alıyor. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 2019 yılı itibariyle Çin’in üretimi 17,8 milyon ton. Endonezya 888 bin ton, Hindistan 642 bin ton, Türkiye 596 bin ton Fransa 337 bin ton, Tayland 299 bin ton üretim yaptı. Rakamlardan da görüleceği gibi taze fasulyenin büyük bölümü Asya’da üretiliyor." dedi.

Fiyat artışlarının nedenlerini ise şöyle açıkladı:

Bu yıl için artan fiyatların en önemli nedenlerinden birisi, olumsuz hava şartlarına bağlı olarak üretimin azalması. Aşırı yağışlar ve aşırı sıcaklar bu yıl verimi olumsuz etkiledi ve yeterli ürün olmadığı için fiyatlar arttı diyerek işin içinden çıkamayız. Asıl önemli sorun son 10 yılda üretimin her yıl biraz daha azalması. Üretim 640 bin tondan 510 bin tona gerilerken hiçbir önlem alınmadı.

Üretici neden fasulye ekiminden vazgeçiyor?

Bunun birçok nedeni var. En çok bilineni fasulye üretiminin zahmetli olması, üretim maliyetlerinin çok yükselmesi ve çiftçinin para kazanamaması. Bu birçok ürün için geçerli.

Taze fasulye üretimi binlerce dönüm, çok geniş alanlarda yapılmıyor. Daha çok aile tarımı, küçük aile çiftçiliği şeklinde yapılıyor. Bir çiftçinin deyimi ile çok ince iş. Büyük arazisi olan çiftçiler taze fasulye üretimi ile uğraşmaz. Küçük aile işletmeleri 3-5 dönüm alanda geçimlik tarım olarak yapılır.

Aile çiftçiliği azaldıkça fasulye üretimi de azaldı

Son yıllarda biraz da bilinçli olarak aile tarımı, aile çiftçiliği yok edildi. Küçük aile işletmeleri artık üretim yapamaz noktaya geldi. Maliyetler çok yüksek. Çiftçilik yapacak aile bireyleri yaşlandı. Fasulye ile uğraşacak gücü kalmadı. Devletin verdiği yaşlılık yardımı ve benzeri destekler çiftçiyi üretimden iyice uzaklaştırdı. Köyde hem çalıştıracak işçi yok hem de maliyeti yüksek. Bir işçi fasulye toplamak için günde 500 lira alıyor. Çalışan için bu para az, çalıştıran için yüksek.

Köyde yaşayanlar üretici olmaktan çıkıp tüketici oldu. Köylerde emekli nüfusun oranı artıyor. Şehirde emekli maaşı ile geçinemeyenler köye dönüyor. O maaşla köyde geçinebiliyor. Emekli olarak köye dönenler sadece kendi ihtiyacı kadar üretim yapıyor. Yani bir anlamda üretimi hobi olarak yapıyor. Tarımsal üretimle geçinmek zorunda olanlar ise artan maliyetler nedeniyle üretim yapmakta büyük zorluk yaşıyor. Bağ-Kur primini ödeyemediği için sistemin dışına çıkan yüzbinlerce çiftçi var. Bağ-Kur’lu çiftçi sayısı son 10 yılda 1 milyondan 477 bine düştü. Güvencesi olmayan çiftçinin çocukları ilerde emekli olurum umuduyla tarlayı, bağı, bahçeyi bırakıp otellerde, fabrikalarda asgari ücretle çalışmaya razı oluyor. “Üretme Tüket” politikası sonucunda birçok üründe üretim azalıyor. Aile çiftçiliği yok oluyor. Fiyatlar bu nedenle yükseliyor.

Yazının devamı için tıklayınız

A101 26 Aralık Perşembe aktüel kataloğu yayımlandı Galatasaray, Kayseri'yi ezdi geçti Maximin, Mourinho'yu hayal kırıklığına uğrattı Türkiye'nin en zeki illeri belli oldu! AFAD duyurdu: Muğla açıklarında deprem Narin Güran cinayetine ilişkin kritik bilgi